***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Yol Ehline Öğütler
1. Yeni ders almakla şereflenen sâlik kendisinin büyük ve ulvî bir vazife aldığını; ihlâs, sebat, gayreti sayesinde istikbâlde büyük veliler derecesine çıkabileceğini kati olarak bilmelidir.
2. Bu da ancak tek gayenin Allah rızası olduğunu bilib hayatının sonuna kadar kendisine bir makam, mansıb gibi bir şey beklemeden zûl-li inkısâr, yani kırık kalb, tevâzu üzere kulluğu elden bırakmamaktır.
3. Bu şerefli vazifeye devam ederken hayatta karşılaşacağı mühim görünen şeyler, hâdiseler azmini gevşetmemeli. Yani ailevî huzursuzluklar, hastalıklar, aile fertlerinden birinin ölümü, fakirlik (yeis olur), zenginlik (azgınlık olur) yolculuk, misafirlik, daha hatıra gelmeyen bir çok musibetler
-İşin kesreti, çoluk çocuğun çokluğu gibi.-
4. İhlâs ehli için bunlar mani sayılmaz. Çok ağır işlerde ihlâsla çalışan işçiler vazifelerini aralıksız, aşkla şevkle yaptıkları halde, bir çok hafif işlerde çalışanların vazifelerini ihmal ettikleri görülmektedir.
Hatta bu inceliği idrak eden üç beş çocuk sahibi genç hanımların vazifelerini muntazaman yapdıkları halde, çocuksuz yahut tek çocuklu ihlâsı zayıf hanımların derslerini aksattıkları görülmektedir.
5. Şunu iyi bilmeli ki tarikat-ı âliyede, havada uçmak, suda yürümek, uzak mesafeleri az zamanda kat etmek ve bu gibi şeylerin fazla üzerinde durulmaz. Asıl üzerinde itina edilecek şey, ihlâs, istikamet ve şevkimizi arttırmasını Cenab-ı Hakk'dan daimi olarak niyâz edeceğiz.
Ehlullahın kerameti bu bahsettiğimiz vasıflardır.
6. Az yemeğe, helâl yemeğe, gafletle yememeğe gayret edilecek, az yemek letaiflerin çabuk çalışmasına, vücud zindeliğine, sıhhatine, kalbin hassaslığına, maddi-manevî uyanıklığa vesile olur. Nitekim Resûlullah efendimiz az yerler, bazan mideleri üzerine taş koyarlardı.
7. Seher vakti kalkıb iki rekât teheccüd namazı kıldıkdan sonra, abdestli olarak kıbleye karşı oturub (diz çökerek) manevi vazifemizi ... kalbimizi Cenab-ı Hakk'a vererek acele etmeden yerine getiririz.
8. Her kimin kazaya kalmış namazı var ise (hemen hemen herkesin vardır) her gün bir günlük kaza namazı kılmalı.
9. Daimi abdestli bulunmağı itiyad edinmeli. Nitekim sallallahü aleyhi vesellem efendimiz hazretleri (Nur üzerine nurdur) buyurmuşlardır.
10. Sohbetlere devam etmek de bu yolun adabındandır. Sohbetlerde okunan âyet-i kerime, ehadisi şerife, enbiyaullah, sahabe ve kibaru ehlullah menâkıbları gibi ruha inşirah ve bilgi veren şeyler okunduğunda dünya keder ve üzüntüleri, kalbden çıkar yerini Allah, peygamber ve İslâm büyüklerinin sevgisi kaplar. Bu sebeble keder, üzüntü gider, huzur gelir. Dünya sevgisi gider, Allah sevgisi gelir. Hırçınlık huysuzluk gider, yumuşak güzel ahlâk gelir. Vücud yorgunluğu gider, zindelik, şevk hali gelir. Kendini beğenme hassası gider, tevazu hali gelir. İnsanlara karşı husumeti gider, insanları sever hale gelir.Farkına varmadan daha bu gibi bir çok güzel hasletler tecelli eder. Dikkat edilecek bir husus da sohbetteki bu halini ikinci sohbete kadar devam ettirmek olmalıdır. (Bunun da ilacı: Dünyacılardan, mâlâyanicilerden arkadaşlığı azaltmak, sâlih, yani ihvanın ciddi, vakarlı, ahlakları güzel, az konuşanları ile arkadaşlığı çoğaltmak.) Bir de gözü, kulağı, dili, kalbi Allah'ın yolunda isti'mal etmekdir.
Meselâ göz haram şeylere bakmak için değil, semavata bakıb Cenâb-ı Hakk'ı anmak, Kur'an ve faideli kitablar okumak için, Dil; gıybet, bühtan, dedikodu, kalb kıracak sözler sarf etmek için değil, nasihat etmek, Kur'an okumak, dua etmek, gönül alacak tatlı, faideli sözler söylemek için. Kulak; dedikodu, çalgı gibi şeyler dinlemek için değil, nasihat dinlemek, Kur'an dinlemek, her sesden Cenab-ı Hakk'ın varlığını duymak için yaratılmıştır.
Bazı sâlikler ilk devrelerde çok güzel halleri olduğu halde, sonraları terakki edecekleri halde gerilemektedirler. (Letaif bakımından terakki etseler dahi) Sebebine gelince her sâlikin halini kopye etmektendir, yani hatalı, ahlâkı zayıf, dedikoducu sâliklerin de hak yolunda olduklarını zan etmeleri sebebiyle...
Hak yolundaki sâlikler tıpkı bir çiçek bahçesine benzerler, en nâdide çiçekler güller de bulunabilir, ısırgan otları, dikenler de.
Güller Hak yoluna ihlâsla tam yönelmiş dedikodu, gıybet bilmeyen, mütevazi, merhametli herkesle geçimli, daima kendi nefislerinin hatalarını görenlerdir.
Dikenler ise her ne kadar en ulvi yola kabul edilmiş iseler de, fıtratdan zayıf oldukları için kendilerini güzel ahlâk ile bezeyemeyenlerdir
Sâdık Dânâ