***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


nurun ilk sahabeleri
nurun ilk sahabeleri
Bediüzzaman Hazretlerinin Talebelerinden
Merhum Magfur Zübeyir Gündüzalp
1920 - 1971
Bediüzzaman Said Nursî'nin en yakin talebelerinden olan Zübeyir Gündüzalp 2 Nisan 1971 tarihinde vefat etmisti. Ömrü, fedakarligin en üst sinirlarinda geçmis; inanilmaz agirlik ve zorluklara ragmen sabirla, metanetle ve sadakatle Kur'an'a ve iman hakikatlerinin nesrine adamisti.
Iste böyle bir dava adamini az da olsa taniyabilmek için veya bilgilerimizi tazelemek için önce kisa bir biyografisini, ardindan yakin dava arkadaslari olan Mehmed Firinci, Mehmed Emin Birinci ve Abdullah Yegin'in dilinden Zübeyir Gündüzalp'i aktarmak istedik.
Zübeyir Gündüzalp kimdir?
Zübeyir Gündüzalp 1920 senesinde Konya'nin Ermenek kazasinda dünyaya gelir.
Babasinin adi Mehmet, annesinin ise Seyyide'dir. Ezan sesiyle kulagina ismi, Zîver diye konmus; ancak daha sonra Üstâdi, bu ismi Zübeyir seklinde degistirmistir. Ilkokulu Ermenek'te bitiren Zübeyir Gündüzalp, iki kiz-iki erkek olmak üzere kendisiyle beraber dört kardestir.
Ilkolkuldan sonra, Ermenek'te ortaokul bulunmadigi için Silifke'ye gitmis, 1939 senesinde ortaokulu burada bitirerek memleketine dönmüstür. Ermenek'te postahane memurluguna baslayan Gündüzalp, bir müddet sonra askere gitmis, akabinde ise Konya Postahanesinde telgraf muhabere memuru olarak çalismaya devam etmistir.
Risâle-i Nurlari, bu memurluk yillarinda tanimistir. Üstadini ilk defa 1946'da Emirdag'da ziyaret etmis ve kendisine "Memuriyetten ayrilip, yaninizda hizmet etmek istiyorum" demistir. Üstad da ona; "Vazifene devam et, Konya'da daha çok hizmet edersin. Insaallah, ileride alirim seni yanima" demistir.
Gündüzalp, 1948'de Afyon'da tutuklanarak Üstadiyla birlikte alti ay hapis yatmistir. Bu tarihten itibaren Bediüzzaman Hazretlerinin vefatina kadar hep yaninda kaldi. Yanlislikla tahliye edildigi zaman, sirf Üstadindan ayrilmamak için, tahliyesinin yanlis oldugunu bildirerek, tekrar tevkif edilmistir.
27 Mayis 1960 Ihtilâlinden sonra memleketi olan Ermenek'te mecburi ikamete tâbi tutuldu. Burada bir süre kaldiktan sonra, gizlice Ermenek'ten ayrilarak Ankara'ya gitti. Alti ay kadar Ankara'da kaldi ve 1961'de Istanbul'a geldi.
Zübeyir Gündüzalp, 2 Nisan 1971'de Süleymaniye Kirazli Mescid Sokagindaki ikâmetgâhinda vefat etmis; cenaze namazi Fatih Camii'nde kilinarak, Eyüp Sultan Kabristanina defnedilmistir.
Gündüzalp'i unutulmazliga yükselten, hiç süphesiz en zor sartlarda Islâm'a, iman ve Kur'ân hakikatlerine gönül vermis olmasi, bu hakikatlerde billûrlasip Islâm'a ayna olmasi, hayatini fedâ eder tarzda kendini bu kudsî hizmetin karasevdalisi haline getirmesidir.
Hz. Üstad ona husûsî bir itina gösterirdi. Çünkü o, kendisinden sonra hizmeti her seyiyle omuzlayacak; dalgalanmalara ve siddetli firtinalara ragmen meslegini devam ettirecek; kudsî hizmeti hiç tâviz vermeksizin sonrakilere devredecekti.
Mehmet Firinci: Üstad Hazretlerine bagliligi muhtesemdi
Zübeyir Agabeyle senelerce birlikteliginiz oldu. Bize onu anlatir misiniz?
Zübeyir Agabey hakikaten çok cehd sahibi biriydi.
Ermenek'e gitmistik. Oradaki akrabalari, agabeyi Haydar Gündüzalp, kardesleri ve asker arkadaslariyla görüstük. Enteresan bir zat. Üstad'la tanismadan evvel de kendisi manevî bakimdan çok cehd ve gayret sahibi.
Meselâ asker arkadaslari anlatiyor: "Biz askerde aksama kadar çalisirdik. Bir çamlik tepe vardi, aksamleyin oraya giderdik. O orada bagira bagira zikrederdi. 'Allah, Allah' diye bagirirdi daglara." Tabiî askerde, daha 21 yaslarinda genç bir çocuk. "Hemen hemen her aksam oraya çikardik" diyorlar.
Demek ki orada ruhuna huzur geliyor. Bunlari dinlemistik. Konya'da Risâlelerle herhalde posta memuru iken tanismis. Halici Sabri Efendi var. Allah rahmet eylesin. Üstadla Afyon hapsinde beraber bulunmustu. Onun vesilesiyle Risâle-i Nur'u taniyor. Sonra orada, benim
bildigim, Muhsin Alkonevi, Ziya Arun ve Rifat Filizer gibi kimselerle beraber Risâle-i Nur hizmetinde bulunurlar.
Sonradan Afyon hapsi esnasinda Üstad'la daha yakindan temasa geçer. Hatta kendini tevkif ettirmek için ihbar ediyor. Ceylan Agabeye sormus: "Ben hapse girmek istiyorum, bir türlü beni almiyorlar." Ceylan Agabey de "Inönü'ye telgraf çek" demis. O da "Said Nursî'nin en yakin adamlarindan biri, falan yerde posta memuru" diye telgraf yaziyor. Ondan sonra hemen almislar içeriye. Enterasan, esi bulunmaz bir fedakârlik sahibi.
Istanbul'da kendisiyle asagi yukari 8-9 sene beraber yasadik. Üstadin sagliginda da zaten devamli Hz. Üstadin yanindaydi. 1954'ten sonra biz gittigimizde hep görüsüyorduk. Hz. Üstad bana bir kaç defa "Benim yerime Zübeyir, Ceylan ve Sungur ile istisare edersin" demisti. O zaman devamli Istanbul'daki nesriyat islerini daha ziyade Zübeyir ve Ceylan Agabeylerle istisare ederdik.
Özetle, Zübeyir Agabeyin Üstada bagliligi muhtesemdi, tarif edemiyorum onu. Hz. Üstadin her hususta mürsid ve rehber oldugunu kabul ediyordu. Biz de öyleyiz ama biz biraz nefsimize uyuyoruz. Fakat o söyle derdi: "Birsey hakkinda kendimden karar vermem. Yarin beni kim kurtarir ahirette? Ama Üstaddan gördügüm birseyle hareket edersem, yanlis bile olsa Üstad kurtarir beni."
Sungur Agabeyden isitmistim. Üstad, Sungur Agabeye demis: "Sen fenâfi'n-Nur olmaya mecbursun. Zübeyir de fenâfi'l-Üstad olmaya mecbur." Onun için o, Üstadda adeta fena bulmustur. Üstad dostuna-düsmanina karsi nasil yapmis, nasil düsünmüs, o da öyle olmaya çalismistir.
Gençlere karsi da fevkâlade sefkatliydi. Onlarin muhafazasi için çirpinirdi. Onlara her türlü yardimin yapilmasini söylerdi. O bu derece hassas bir insandi.

Zübeyir Agabey, Üstad'a olan bagliligini, kendine bastirmis oldugu
kartin arkasinda yazdigi cümlesiyle ifade ediyordu
M. Emin Birinci: Onu 'Zübeyir Agabey' yapan Üstaddir
Sizce Zübeyir Gündüzalp'i "Zübeyir Agabey" yapan nedir?
Onu Zübeyir Agabey yapan Üstaddir. 15 sene Üstadin yaninda kalmis. Onun sahsinda öyle fani olmustu ki, gece veya gündüz hangi saatte olursa olsun, Üstad bir ihtiyaç için yataginin yanindaki zile bastiginda Zübeyir Agabeyi hemen yaninda bulurdu. Hatta bazan zile basar da duyamam diye kapinin esiginde yatardi ki Üstad üzerine bastiginda uyansin. Fedakârlik iste. Bu kadar olur... Zübeyir Agabey Üstadin yanina ilk geldiginde aralarinda söyle
bir diyalog geçiyor:
"Hosgeldin kardesim. Senin adin ne?"
"Zîver efendim."
"Hosgeldin Zübeyir kardesim."
"Efendim benim ismim Zübeyir degil, Zîver." Üstad tekrar:
"Hosgeldin Zübeyir kardesim."
Derken ismi böyle Zübeyir olarak kaliyor.
Üstad devam ediyor:
"Kardesim, sen buraya 'Bediüzzaman evliyadir, asfiyadir, duâsi kabul olur, bir duâ alalim sundan' diye gelmis olabilirsin. Bir bu vardir, bir de 'Islâmiyete hizmet eden bir ihtiyardir, yardima muhtaçtir' diye gelmis olabilirsin. Sana iki seçenek. Git, 24 saat düsün, hangisini kabul ettigini bana söyle."
Zübeyir Agabey "Disariya çiktim, sanki süphe mi edecegim? Hemen bildirdim
'Üstadim kararimi verdim'" diyor. Üstad:
"Hayir olmaz, 24 saat düsün, ondan sonra."
Zübeyir Agabey 24 saat sonra tekrar gelir. Üstad:
"Hangisini kabul ettin?"
"Ikincisini."
"Simdi anlastik. O zaman hemen sunu, sunu vs. yap."
Üstad dört tane is veriyor. Zübeyir Agabey hemen Ceylan Agabeyin yanina kosmus.
"Ceylan, herhalde ben Üstadin hizmetini yapamam" demis. Ceylan Agabey:
"Üstadin hizmetini yapmak çok kolay"
"Nasil?"
"Üstadin dedigi seylere aklini karistirma."
Sonralari meselâ Üstad gecenin saat üçünde diyor: "Zübeyir gel, valiye
dilekçe yazacagiz. Git sunu valiye ver." O hiç tereddüt etmeden bunlari
yapiyor.
Abdullah Yegin: Ona kiymet kazandiran sadakati
Zübeyir Agabeye Üstadin nazarinda kiymet kazandiran nedir?
Zübeyir Agabeye Üstadin nazarinda kiymet kazandiran onun sadakatidir. Üstada çok bagliydi. Kendisiyle üç sene birlikte kalmistik. Bilgisinden ve derslerinden çok istifade ettik. Yerli yerinde konusur, meseleleri gelir hep Üstad'a ve Risâle-i Nur'a baglardi.Biz bir arkadasimla Üstadin yanina gidip "Size hizmet etmek istiyoruz" dedik. Üstad da "Eger bu adam bize duâ eder, duâsini aliriz, vs. düsünürseniz kalamazsiniz. Ancak, bu adam hem ihtiyardir, hem fakirdir deyip sadece yardim etmek için kalirsaniz o zaman kalabilirsiniz" demisti.
Iste Zübeyir Agabey senelerce bu mânâda Üstadin hizmetinde bulundu.
14 Mayis 1970, Sultanahmet Meydani, Av. Bekir Berk,
Okay, Zeki, Soslu ve Zübeyir Abi