***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Aklimizin AlmadiGi HadIslerI Inkar Mi EtmelIyIz?
SÜNNET INKARCILARININ BAHANELERI -II-
.4. Insanlari Kur'ân'a Yöneltme
Sünnet inkarcilari, sünnet/hadis düsmanliklarini masum bir havaya büründürmek için, hadislerin Kur'ân'in yaninda degersiz oldugunu, kendilerinin Kur'ân'a ve Allah'in emirlerine asiri deger verdiklerini söylemektedirler. Mevdudî'nin ifâde ettigi gibi, menfur oyunlarina Allah'in kitabini alet etmektedirler. (1)
Kur'ân, Islâm dininin en önemli bilgi kaynagi olmakla birlikte, tek bilgi kaynagi degildir. Kur'ân'i teblig eden, onun yasayan bir tefsiri olan Resûlullah’i devre disi birakarak insanlari Kur'ân'a yöneltmek iddiasi kadar gülünç bir iddia düsünülemez.
Kur'ân, her türlü sözü dinlemeye ve en güzeline tâbi olmaya çagirir. (2) "Allah size bilmediklerinizi açiklamak ve sizi sizden öncekilerin sünnetlerine iletmek istiyor" (3) âyetinde oldugu gibi, Müslümanlari, hidâyet üzere olan önceki ümmetlerin hayat nizamina çagirir. Böyle iken, insanlara örnek olarak gösterdigi, (4) en yüce ahlakin sahibi oldugunu bildirdigi (5) Resulünün sünnetlerine uyulmasini hiç istemez mi?
Bizzat Kur'ân'in sünnete önem verdigini ve Müslümanlari Resûlullaha uymaya çagirdigi düsünülürse, böyle bir fikrin ne derece asilsiz oldugu kendiliginden anlasilir ve "Kur'ân'daki Islâm"i savunanlarin, Kur'ân'la nasil tezata düstügü görülür.
5. Peygamberin Hüküm Koyamayacagi Düsüncesi
Sünneti toptan reddedenlerin delil olarak ileri sürdükleri bir diger iddia da Kur'ân'da üç yerde geçen, "Hüküm ancak Allah'indir" âyetidir. (6) Onlar, Peygamberin hüküm koyamayacagini söyleyerek sünneti bütünüyle reddetmektedirler.
Haricîlerin de ayni âyetleri delil kullanarak, Hz. Ali'ye (kv) karsi çiktiklarini ifâde ettikten sonra, bu iddianin dogruluk derecesini arastiralim.
Dinimize göre bir seyi helâl veya haram kilma yetkisi sadece Allah'indir. Peygamberimiz de dâhil hiçbir peygamber ve hiç bir insanin helâl kilma, haram kilma; helâli haram, harami helâl yapma yetkisi yoktur. Bu gerçek, birçok âyet-i kerimede açiklanmistir. Meselâ su âyetlerde, müsriklerin kendilerine göre bâzi seyleri haram saymalari siddetle reddedilmistir:
"De ki: Allah'in kullari için yarattigi giyecekler ile hos ve temiz riziklari kim haram etti?" (7) "Müsrikler kendi akillarinca, 'Su hayvanlar ve su ekinler haramdir; diledigimiz kimselerden baskasi yiyemez. Bir kisim; hayvanlarin da sirti yüke haram kilinmistir' derler. Kestikleri hayvanlarin üzerine de Allah'in adini zikretmezler. Bütün bunlar Allah adina uydurduklari iftiralardir. Allah da onlari uydurduklari sey sebebiyle cezalandiracaktir. Bir de, 'Su hayvanlarin karnindaki yavrular erkeklerimize helâl, kadinlarimiza haramdir' derler..."
Bir sonraki âyette de; Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi seyleri, Allah adina iftira ederek haram sayanlarin kesin olarak ziyanda olduklari bildirilmistir. (8)
"De ki: Allah'in size indirdigi rizkin bir kismini haram, bir kismini helâl mi kildiniz?"
Peygamberimiz de bir hadislerinde, kendisinin helâli haram, harami helâl kilma yetkisine sahip olmadigini bildirmistir. (9)
Bununla beraber, peygamberler ve Peygamberimiz Allah'in emri ile bâzi seyleri helâl kilmislar, bâzi seyleri de haram kilmislardir. Bu gerçek, bir âyette söyle buyurulur:
"O Peygamber, kendilerini iyilige sevk edip kötülükten sakindirir; temiz ve güzel nimetleri onlara helâl, habis olanlari ise haram kilar." (10)
Burada Peygamberimizin helâl veya haram kilmasi, kendiliginden degil, Allah'in emrine dayanaraktir.
Peygamberimiz de (s.a.v.) Allah'in emri istikametinde kendisinin de helâl ve haram kilabilecegini söyle bildirmistir:
"Bana Kur'ân ve bir o kadari [sünnet] daha verildi. Yakinda karni tok, koltuguna yaslanmis birisi, 'Size Kur'ân yeter; onda neyi helâl bulursaniz onu helâl kabul ediniz. Onda neyi haram bulursaniz, onu da haram biliniz' diyecek. Sunu iyi bilin ki, Allah Resulünün haram kildigi da Allah'in haram kildigi gibidir." (11)
Bunun içindir ki, Kur'ân'da haram kilinmadigi halde, Peygamberimiz tarafindan haram kilinan pek çok husus vardir. Meselâ bunlardan birisi, bir kadinin üzerine hala ve teyzesinin nikâh edilemeyecegidir. (12)
Evet, "Hüküm Allah'indir" demek, Allah'in emri ve vahyi ile peygamberlerin ve Peygamberimizin (s.a.v.) hüküm koymasina engel degildir. Ve Resûlullah (s.a.v.) Allah'in emri üzerine Kur'ân'da yer almayan birçok konunun helâl veya haram oldugunu bildirmistir.
Bu iddiaya siginanlar su hadisi de görüslerine delil olarak zikrederler: "Bâzilarina ne oluyor ki, Allah'in Kitabinda bulunmayan bir takim sartlar kosuyorlar? Her kim Allah’in Kitabinda bulunmayan bir seyi sart kosarsa, o sart geçersizdir. Yüz defa sart kilinmis olsa da bu böyledir. Allah'in sarti daha dogru ve daha saglamdir." (13)
Bu hadisi sünnetin inkarina delil olarak kullanmak, her seyden önce sünneti inkar edenlerin içine düstügü bir tezattir. Çünkü bir yandan sünneti toptan reddedilip, diger yandan delil olarak kullanmak çifte standarttir.
Diger taraftan, hadisi, Resulullah’in Kur'ân'da mevcut hükümlerin disina çikmadigi seklinde anlamak dogru degildir. Hadis, Allah'in Kitabinda bulunmayan sartlari degil, Allah'in kitabina zit olan sartlari geçersiz kilar. Çünkü muameleler esnasinda kosulacak her sartin, Kur'ân'da yer aldigini iddia etmek mümkün degildir. Ancak bir sart Kur'ân'in esaslarina zitsa, o sart geçersizdir.
Nitekim, Peygamberimizin bu sözü söylemesinin sebebi Kur'ân'in bir hükmünün çignenmesi degil, kendi koydugu bir hükmün çignenmesidir. Peygamberimiz, Allah'in vahyi ile Kur'ân'in disinda koydugu hükümleri de, "Allah'in Kitabinda" ifadesiyle tâbir etmistir. Çünkü "Allah ve Resulüne itaat edin" (14) gibi âyetlerle kendisine bu yetkiyi veren de Kur'ân'dir.
6. Hadislerin Bir Birine Zit Oldugu Iddiasi
Hadise karsi savas açanlarin ileri sürdükleri bir gerekçe de ayni konuda farkli rivayetlerin olmasidir. Evet, ayni konuda farkli hadisler vardir. Ancak bu durum kesinlikle bir inkar gerekçesi olamaz. Çünkü samimî bir yaklasimla bu farkli rivayetler bir araya getirildiginde, meselenin arasini bulmak mümkündür.
Diger taraftan eger ayni konuda farkli rivayetlerin bulunmasi, bir hadisi inkari gerektirirse, isin ucu Kur'ân'a kadar uzanir. Çünkü ayni durum Kur'ân için de söz konusudur. Meselâ Kur'ân'da insanin yaratilisi ile ilgili çesitli âyetler vardir. "Topraktan", "çamurdan", "çamurun özünden", "kerpiç gibi kuru çamurdan", “sekillenmis bir balçiktan", “sudan”, "insanlarin bildikleri seyden", “yapiskan çamurdan" gibi 16 farkli lafiz mevcuttur. (18/ 37,7/12, 37/11; 55/14; 15/26, 28, 33, 23/12, 25/54; 70/39, 56/61; 86/6,16/4; 76/2,92/2; 30/54; 90/4; 4/1.)
Simdi -hâsâ- "farkli ifâdeler" diyerek, bütün bu âyetleri Kur'ân'dan çikaracak miyiz?
Halbuki bunun izahi son derece kolaydir. Bu farkli gibi görülen ifâdeler, ilk yaratilis, sonra insanlarin yaratilisi ve yaratilis evreleri olarak izah edilmektedir.
1995 yilinda yapilan bir toplantida, Doç. Hayri Kirbasoglu'nun tebliginin müzakerecilerinden Prof Dr. Kemal Sandikçi, onun "Manen rivayet, insanlar arasinda korkunç ve tiksindirici zararlarin dogmasina yol açti" sözünü ele alarak, bu konuya dikkat çekiyor ve sonra da söyle diyor:
"Insanlarin yaratilislari ile ilgili 16 ayri ifadeyi bugün, ilk yaratilis, daha sonra insanlarin yaratilisi ve yaratilis evreleri olarak izah ediyoruz. Manen rivayet sonucu bâzi farkli lafizlari ihtiva eden hadislerin bütün varyantlari bir araya getirildiginde, bunlarin telafi ve tevhidi mümkün iken, bu lafiz farkliliklari hadislerin reddi için gerekçe görülür ve bu düsünce genelleserek ilke haline gelirse, korkarim sira Kur'ân'a da gelecektir. Islâm düsmani ve kötü niyetli kimseler tarafindan Kur'ân'daki lafiz farkliliginin da tutarsizlik oldugu iddia edilebilecek ve belki de Kitab-i Mukaddese (Tevrat ve Incil'e) Müslümanlarca yöneltilen elestirilerin rövansi gerçeklesebilecektir." (15)
7. Sünneti Nakledenlerin Güvensizligi Iddiasi
Sünneti inkar edenlerin kendilerine göre dayandiklari bir gerekçe de sünneti nakledenlerin güvenilir olmadigi iddiasidir. Buna göre basta sünneti bize nakledenlerin en basinda gelen Sahabîler, sonra onlarin talebeleri olan Tabiîn, onlarin talebesi Tebe-i Tabiin ve ardindan gelen alimler halkasi, güvenilir degil.
Bu, çok büyük bir iddiadir. Bu isin sonu Kur'ân'i, hatta -hâsâ- Allah'i yalanlamaya dayanir. Çünkü Sahabîleri Kur'ân'i Kerim’de bizzat yüce Allah övmüstür. Allah'in kiyamete kadar okunacak bir kitapta övdügü Sahabîlere ve "onlari güzellikle takip eden" Tâbîne, onlarin güvenilirligini tasdik eden milyonlarca âlim ve evliyaya güvenilmeyecek de ne ve kim olduklari belirsiz kimselerin sözlerine mi güvenilecek.
8. Hadislerin Zan Ifâde Ettigi Iddiasi
Hadisleri inkar edenlerin bir diger gerekçeleri de, hadislerin kesin ilim degil, zan ifâde ettigi iddiasidir. Imam Sâtibi, bu iddiacilari söyle haber verir:
"Bidatçi türedilerden bir topluluk, hadisleri reddetmek için, çok defa, hadislerin zan ifâde ettigini, zannin ise su âyetlerde oldugu gibi, Kur'ân'da kötülendigini ileri sürmüslerdi: 'Onlar ancak zanna ve nefislerinin istegine tabi oluyorlar' (16) ve 'Onlar ancak bir zanna kapilmislardir. Zan ise hak olan hiçbir seyin yerini tutmaz' (17) ve bu mânâya gelen âyetler. Öyle ki, onlar nass (hüküm) olarak Kur'ân'da haramligi olmadigi halde, Allah Teâla'nin Nebisinin lisaniyla haram kildigi seyleri helâl saydilar."
Imam Sâtibî, daha sonra, "Onlar bununla, ancak akillarinca güzel gördükleri seyleri kendileri için sabit kilmayi amaçlamislardadir" dedikten sonra, âyet ve hadislerde kast olunan zannin onlarin iddia ettigi gibi olmadigini söyler. (18)
9. Bâzi Hadisler
Sünneti toptan inkar edenlerin gerekçelerinden biri de bâzi hadislerdir. Bunlardan birisi söyledir:
"Benden rivayet edilen hadisler çogalacaktir. Bunlardan Kur'ân'a uyanlar gerçekten benim sözlerimdir, uymayanlar ise bana âit degildir." (19)
Burada yine bir tezat göze çarpmaktadir. O da, Sünneti inkar edenlerin sünnetten delil getirmesidir.
Diger taraftan, bu hadis, böylelerinin yaptigi gibi sünnetin bütün bütün inkarini degil, onun Kur'ân'la ölçüye vurulmasini, uygun düsenlerin alinmasini, zit olanlarin ise reddedilmesini gerektirir. Dolayisiyla, sünnetin inkari için asla delil teskil etmez.
(Devam edecek)
Dipnotlar:
1- Mevdudi, Sünnetin Anayasal Niteligi, s.138.
2- Zümer, 18.
3- Nisa, 26.
4- Ahzab, 21.
5- Kalem, 4.
6- En’am: 57, Yusuf:40-67.
7- A’raf, 32.
8- En’am, 138-139-140.
9- Müslim, Fezailu’s-Sahabe, 95-96.
10- A’raf, 157.
11- Ebu Davud, Sünen, 5.
12- Buhari, Müslim.
13- Buhari, Zekat 61, büyü’:67-73, itk:10, Mekatib: 2-5, Hibe:7: Müslim, itk, 5;Tirmizi, Büyü’: 33: Ibn-i Mace, itk: 3: Ebu Davud, itk, 2.
14- Nisa Suresi, 59. Ayet.
15- Sünnet’in Dindeki Yeri, s.481.
16- Necm Suresi, (53) 23.
17- Necm Suresi, (53) 28.
18- Satibi, el-Muvafakat.
19- Dr. Musfir Garamallah ed-Dümeyni, Makayisu, Nakdi Mutuni’s-Sünne (Hadiste Metin Tenkidi Metodlari) s. 246