81- (2877) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Zekcriyya, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen ha*ber verdi. (Şöyle demiş) : Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve*fatından üç gece önce :
«Sizden biriniz sakın Allah'a hüsnü zan etmediği halde Ölmesin.» buyururken işittim.

(...) Bize Osman b. Ebî Şeyhe de rivayet etti. (Dedi ki) : Biie Cerir rivayet etti. H.
Bize Ebû Küreyb de rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Ebû Muâviye riva*yet etti. H.
Bize İshak b. İbrahim dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize tsa K Yûnus ile Ebû Muâviye haber verdiler. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir.

82- (...) Bana Ebû Dâvud Süleyman b. Ma'bed de rivayet etti. (De*di ki) : Bize Ehû'n-Nu'man Ârim rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mehdî b. ÎMeymun rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Vâsıl, Ebû'z-Zûheyr'den, o da Câbir b. Abdillah El-Ensârî'dcn naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Ben Re-sûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i vefatından üç gün önce:
«Sakın sizden biriniz Allah (Azze veCelle) 'ye hüsnü zanda bulunma*dığı halde ölmesin.» buyururken işittim.

83- (2878) lîize Kulcyhc b. Saîd ile Osman b. Ebî Şeybe rivayet et-tiler. (Dediler ki) : Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câ*bir'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"ı:
«Her kul Öldüğü hal üzere dirİHİlecekîir.» buyururken işittim.

(...) Bzc Ehû Bckr b. Nâfi* rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Abdurrah-man b. Mehdî, Süfyan'dan, o da A'meş'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti. Ve: «Peygamber (Sallallahü Aleyh-.'ve Se Hem) 'den» de*di, «işittim» demedi.

84- (2879) Bana Harmele b. Yahya Et-Tücîbî de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbnû Vehb ha'cer verdi. (Dedi ki) : Bana Yûnus, İbni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana Hamza b. Abdillah b. Ömer haber verdi ki : Abdullah b. Ömer şöyle demiş : Ben, Resûlüllah (Sallallahü A'".yhi ve Sellem) :
«Allah bir kavmi azab eîmeyi dilerse, azab o kavmin içindekilere isâ-bst eder. Sonra amelleri üzerine diriltilirler.» buyururken işittim.
Abdullah b. Ömer rivayetini Buhârî «Kitâbu'l-Fiten» de tahric etmiştir.
Allah Teâlâ'ya hüsn-ü zanda bulunmanın mânâsı; Ölürken onun rah*met ve affını ummaktır. Ulemâ kulun hâli hayatında korku ile ümit ara*sında bulunması gerektiğini söylemişlerdir. Bazıları Allah korkusunun rahmet ümidinden daha fazla olması lâzım geldiğini söylemişlerdir. Ölüm emareleri belirince artık ümid tarafı galebe çalmalı yahut kulun hâli srf ümidden ibaret olmalıdır. Çünkü Allah korkusundan maksat günahlardan kaçmmnk, amel ve taatları cok yapmaya gavret göstermektir. Ölüm halin*de ise bunlar imkânsızdır. Binâenaleyh Allah'a hüsn-ü zanda bulunmak, onun affı merhametine sığınmak müstehab görünmüştür. Zîra bunda ku*lun Allah'a muhtaçlığı mânâsı vardır. Nitekim babımızın non hadîsi de bunu te'yid eder. Bu hadîs kul ne halde öldüyse, o halde dirileceğine de*lâlet etmektedir.
Mezkûr hadîsdeki «men» kelimesi umum bildiren sigalardandır. Şu halde Allah'ın azabı dünyada iyilere de isabet edecek demektir. Lâkin kıyamet gününde herkes ameline göre diriltileceğinden iyiler dünyada gördükleri o azabın karşılığında mükâfata nail olacaklardır.