78-.......Ümmü Atıvye (R) şöyle demiştir: Peygamber (S): "Al*lah 'a ve son güne îmân eder bir kadına kocasından başka bir 'ölü üze*rine üç günden fazla zînet ve süslenmeyi lerketmesi halâl olmaz. Şübhesiz o kadın bu süre içinde gözüne sürme de çekmez, süs için boyanmış elbise de giymez, ancak Yemen'in asb denilen çizgili ku*maşını giyebilir" buyurdu.
(Buhârî'nin şeyhi olan Muhammed ibn Abdillah ibni'l-Müsennâ) el-Ensârî söyle dedi: Bize Hişâm tahdîs etti. Bize Hafsa bintu Şîrîn tahdîs etti. Bize Ümmü Atıyye şöyle tahdîs etti: Peygamber (S) -geçen şeyleri- nehyetti ve:
— "O kadın güzel koku da sürünmez. Ancak hayızdan temiz*lendiği sıralarda bir parçacık kustyâhud tırnak kustu buhuru sürebilir" buyurdu.
Ebû Abdillah el-Buhârî: "el-Kust" ve "el-Küst", "el-Kâfûr" ve "el-Kaafûr" gibidir, dedi.
49- Bâb:
"İçinizden-ölenlerin geride bıraktıkları zevceler, kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. İşte bu müddeti bitirdikleri zaman artık onların kendileri hakkında meşru' veçhile yaptıkları şeyden dolayı size günâh yoktur. Allah ne işlerseniz hakkıyle haberdârdır" (el-Bakara: 234).
79-.......Bize Şibl ibn Ubâde, İbn Ebî Necîh'ten tahdîs etti ki, Mucâhid ibn Cebr "İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları zevceler... " (ei-Bakara:234) âyetinin tefsiri hakkında şöyle demiştir:
— Bu iddet (yânı burada zikredilen dört ay on gün bekleme) ka*dının kocasının ev halkı yanında beklemesi vâcib bir iş idi. Yüce Al*lah bundan sonra şunu indirdi: "Sizden zevcelerini bırakıp ölecek , olanlar, eşlerinin kendi evlerinden çıkanlmayarak yılına kadar fâi-delenmesini vasiyet etsinler. Bunun üzerine onlar kendiliklerinden çı-
karlarsa, artık onların bizzat yaptıkları meşru' işlerden dolayı size Sorumluluk yoktur... " (el-Bakara:240).
Mucâhid dedi ki: Allah bu ikinci âyette senenin tamâmını yedi ay yirmi gün olarak kadın için kocası tarafından bir vasiyet yaptı. Eğer kadın isterse, kocasının kendisi için yaptığı vasiyetinde oturur, isterse dört ay on günün sonunda çıkar gider. Ve bu, Yüce Allah'ın ' 'Evlerinden çıkanlmayarak... eğer çıkarlarsa size günâh yoktur '' kav*lidir. Bununla bu (yedi ay yirmi günlük) iddet dahî olduğu gibi kadın üzerine vâcibdir. Bu sözü râvî İbnu Ebî Necîh, Mucâhid'den olmak üzere söylemiştir .
Atâ ibn Ebî Rebâh da İbn Abbâs'ın şöyle dediğini söyledi: Bu birinci âyet, (ikinci âyette zikredilen) kadının ailesi yanındaki iddeti-ni neshetti. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler (çünkü süknâ iddete tâbi'dir. Bir yıllık iddet dört ay on gün ile neshedilince, süknâ da, yânı kocasının evinde oturma da neshedilmiştir). Ve bunun gibi Yüce Allah'ın "Çıkarılmaksızın..." kavli de neshedilmiştir.
Ve yine Atâ şöyle dedi: Kocası ölen kadın isterse kendi (kocası*nın) ailesi yanında iddet bekler ve kendisi hakkında yapılmış vasiyet*te oturur, isterse Yüce Allah'ın "Kadınların kendi nefisleri hakkında yaptıkları meşru* işlerde size günâh yoktur" kavlinden dolayı, çıkar giderler.
Atâ dedi ki: Sonra mîrâs âyeti geldi ve süknâyı, yânî koca evin*de oturma vücûbunu neshetti. Artık kadın istediği yerde iddet bekler ve ona süknâ da yoktur .
80-.......Bana Humeyd ibnu Nâfi', Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb'den; o da Ebû Sufyân'ın kızı Ümmü Habîbe'den olmak üzere şöyle tahdîs etti: Ümmü Habîbe, babasının ölüm haberi gelince, (üçün*cü günü içinde) bir koku istedi, bunu iki koluna sürdü ve şöyle dedi:
— Benim güzel koku sürünmeye hiç ihtiyâcım yoktur. Şu var ki, ben Peygamber(S)'den şöyle buyururken işitmişimdir: "Allah'a ve son güne îmân eder hiçbir kadına, kocasından başka bir ölü üzeri*ne üç günden fazla kokulanma ve süslenmeyi terketmesi halâl olmaz. Kadın ancak kocasının ölümü üzerine dört ay on gün zîneti bıra*kır''.