46. Zeyd b. Halid el-Cüheni der ki: Bir adam, Resûlullah (s.a.v.)'a buluntu şeyin hükmünü sordu. Resûlullah (s.a.v.) da:
«— Onun kabını ve bağını tanı, sonra onu bir sene halka duyur. Sahibi gelirse ona verirsin. Gelmezse onu harcaya*bilirsin.» Adam:
«— Ya Resûlallah! Bulunan koyun ise?» dedi. Resûlullah (s.a.v.):
«— O senin veya başka bir din kardeşinin ya da kurdun*dur. cevabını verdi. Adam:
«— Kaybolan devenin hükmü nedir?» dedi. Resûlullah (s,a.v.):
«— Ondan sana ne? Bol su alan karnı, sağlam ayaklan
var. Sahibi gelinceye kadar, ağaç yapraklarından karnını
doyurur, suya gidebilir» (Yani ona dokunamazsın) buyurdu.

47. Abdullah b. Bedr der ki: Şam yolunda bir kabilenin evinde misafir oldum ve içerisinde seksen dinar olan bir kese buldum, bu*nu Ömer b. Hattab'a söyleyince, Hz. Ömer bana:
«— Bir sene, onu cami kapılarında ilan et ve Şam'dan gelenle*re duyur. Bir sene geçince de, onu istediğin gibi harcıyabilirsin»
dedi.

48. Nafi'den: Bir adam bir yitik buldu. Bu münasebetle Abdul*lah b. Ömer'e gelerek ona şöyle söyledi:
«— Bir yitik buldum, bu hususta fikrin nedir?» Abdullah b. Ömer ona:
«— Onu halka ilan et» dedi.O da: «— îlan ettim» dedi. Abdullah:
<— Daha fazla ilan et» dedi. Adam:
<— ilan ettim» cevabını verdi. Abdullah b. Ömer:
«— Onu «ye» diyemem, isteseydin (bulduğun yerden) onu al*mayabilirdin?» dedi.
.