1- (1929) Bize İshak b. İbrahim El-Hanzalî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Cerir, Mansur'dan, o da İbrahim'den ,o da Hemmam b. Haris'den, o da Adiyy b. Hâtim'den naklen haber verdi Adiyy şöyle demiş:
— Ya Hesuîeîlah ben öğretilmiş köpekleri şahyorunida bana (av) tutuyorlar. Üzerine besmelede çekiyorum dedim. Bunun üzerine «Öğre*tilmiş köpeğini saldığın üzerine besmelede çektiğin vakit ye!» boyarda.
— Ya avı öldürürlerse? dedim.
«isterlerse öldürsünler (ama) onlarla beraber olmayan köpek onlara iştir rak etmemek şartiyle» buyurdu. Kendilerine:
— Bir de ben ava ok atıyor ve vuruyorum, dedim.
«Ok atar da hayvanı delerse onu yel Genişliğine isabet ederse onu yeme!» buyurdular.

2- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Fudayl, Beyan'dan, o da Şa'bi'den ,o da Adiyy b. Hâtim'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) 'e sordum:
— Biz bu köpeklerle av avlayan bir kavimiz, dedim. Bunun üzerine: «Öğretilmiş köpeklerini saldığın üzerlerine besmelede çektiğin vakit senin içîn tuttukları avdan ye! Velevkî Öldürmüş olsunlar. Ancak köpek (avdan) yerse o başka! O yerse sen yeme. Çünkü avı sadece kendisi için tutmuş olmasından korkarım. Onlara başka köpekler karışırsa (o avdan) yeme!» buyurdular.
«Köpeğini asldığında besmele de çektinse ye. Eğer köpek avdan ye-misse sen yeme çünkü o sadece kendisi için tutmuş demektir.» buyurdu.
— Ya köpeğimle beraber başka bir köpek bulurda avı hangisi tuttu bilemezsem? dedim.
«Yine yeme. Sen ancak kendi köpeğin üzerine besmele çektin başka*sına besmele çekmedin» buyurdular.

(...) Bize Yahya b. Eyyub da rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbnü Uley-ye rivayet etti (Dedi ki): Bana Şu'be de Abdullah b, Ebî's-Sefer'den nak*len haber verdi. (Demiş ki): Şa'bi'yi şöyle derken işittim. Ben Adiyy b. Hatim'i şunu söylerken dinledim: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem)'e okun hükmünü sordum... Ve yukarki hadîsin mislini nakletmiş tir.

(...) Bana Ebû Bekr b. Nafi'el-Abdî de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Gunder rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Ebî's-Sefer rivayet etti. Şu'be'nin bir takım insanlardan da rivayet ettiğine göre Şa'bî'den rivayet olunmuş. (Demiş ki): Ben Adîyy b. Hâtimi dinledim: «Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e okun hük*münü sordum dedi...» Râvî yukarki gibi rivayet etmiştir.

4- (...) Bize Muhammed b. AbdiIIah b. Numeyr de rivayet etti.
(Dedî ki): Bize babam rivayet etti; (Dedi ki): Bize Zekeriyya, Âmir'den, o da Adîyy b. Hatim'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): ResulüIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e ok avının hükmünü sordum da:
«Keskinliğine isabet ederse onu ye! enîşliğine İsabet ederse o hayvan ezilerek Ölmüştür.» buyurdu. Kendisine köpeğin avını sordum:
«Senin için tutarda avdan yemezse onu ye! çünkü o hayvanın kesil*mesi tutulmasından ibarettir. Avın yanında başka bir köpek bulur da ken*di köpeğinle beraber tutmuş olmasından kor karsan avı da öldürmüşse ye*me! Çünkü, sen yalnız kendi köpeğin üzerine besmele çektin başkasının üzerine onu anmadın.» buyurdular.

(...) Bize İshak b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dedi ki): Bize İsa b. Yunus haber verdi. (Dedi kî): Bize Zekeriyya b. Ebî Zaide bu isnadla rivayette bulundu.

5- (...) Bize Muhammed b. Velid b. Abdilhamîd de rivayet etti. (Dedi ki): Muhammed b. Ca'fen rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Saîd b. Mesruk'dan rivayet etti. (Demiş ki): Bize Şa'bî rivayet etti. (Dedi ki): Adiyy b. Ha timi dinledim (bu zat Nehraynde bizim gidip geldiğimiz ve düşüp kalktığımız bir komşumuzdu) Adiyy Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemfe sormuş:
— Ben köpeğimi salıyorum. Sonra köpeğimle beraber avı tutmuş bir köpek buluyorum. Hangisinin tuttuğunu bilmiyorum demiş. Efendimiz:
«O halde yeme. Çünkü sen ancak kendi köpeğin üzerine besmele çek*tin, başkası üzerine çekmedin» buyurmuşlar.

(...) Bize Muhammed b. Velid dahî rivayet etti. (Dedi ki): Muham-med b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Şa'bi'den, o da Âdiyy b. Hâtim'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem)'den naklen bunun mislini rivayet etti.

6- (...) Bana Velid b. Şûca'es-Sekûnî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ali b. Müshir, Asım'dan, o da Şa'bî'den, o da Adîyy b. Hâtim'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Bana Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'
«Köpeğini saldığın vakit hemen üzerine besmele çek. Şayet senin İçin tutarda ava diri İken yetişirsen, onu kesiver. Öldürmüş de ondan yememiş olduğu halde yetişirsen onu ye! Köpeğinle beraber başka bîr köpek bulur san avı da Öldürmüşse yeme. Çünkü onu hangisinin öldürdüğünü bilmez*sin. Okunu atarsan besmeleyi çekiver. Eğer av senden bir gün kaybolur da onda senin okunun eserinden başka bir şey bulamazsan dilersen ye! Avı suda boğulmuş bulursan yeme!» buyurdular.

7- (...) Bize Yafaya.fa. Eyyub rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Mübarek rivayet etti (Dedi ki): Bize Âsim, Şa'bi'den, o da Adiyy b. Hatim'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): IUsulüUah (Sallallahü Aleyhi ve SeUem)'e avın hükmünü sordum:
«Okunu attığın zaman üzerine besmele çekiver. Avı öldürmüş bulur*san ye! Ancak onu suya düşmüş bulursan o başka! Çünkü onu şunu öldür*dü yoksa senin okunmu bilemezsin.»
Bu rivayetleri Buhâri «Kitabu'z-Zebâihi ve's-Sayd»'da bazısını «Taharet» ve «Büyü» bahislerinde; Tirmizî, Nesâi ve 1bn-i Mâce «Saydı» bahsinde tahric etmişlerdir. Bu ve emsali hadisler Av*lanmanın mubah olduğuna delildirler. Avcılık kitap, sünnet ve icma-i ümmetle meşru'dur. Kitaptan delili ... (İhramdan çıktığı*nız zaman avlanabilirsiniz) ayeti kerimesidir. Kadı lyâz : «Avcılık is*tifâde ve ihtiyaç için yapılırsa mubahtır, demiş kayf için avlanmanın mu*bah olup olmadığında ulemanın ihtilaf ettiklerini söylemiştir. 1mam Mâlik eğlence için fakat yine de istifâde niyetiyle avlanmayı kerih gör*müş. Leys ile Ibnû Abdi-1 Hakem ise caiz olduğunu söyle*mişlerdir. Fakat avı kesmek niyetiyle vurmamişsa yenilmesi haram olur. Çünkü bu fiil yer yüzünde fesad çıkarmak ve boş yere nefis telef etmek hükmüne girer. Halbuki Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayva*nın ancak yemek için öldürülmesine müsaade buyurmuş, fazla av avla*mayı yasak etmiştir.

Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:


1- Ulema avcının köpeğini ava salarken ve hayvan kesilirken bes*mele çekileceğine ittifak etmiş yalnız bunun vacip mi yoksa sünnetmi olduğunda ihtilâfa düşmüşlerdir. îmam Şafiî ile bir cemaata göre besmele sünnettir. Unutarak veya kasden çekilmese av ve kesilen hayvan yenir. İmam Malik ile imam Ahmed'in birer kavilleride budur. Zâhîrî1er'e göre besmele ister unutarak ister kas*den terk edilsin, avlanan ve kesilen hayvan yenmez. Yırtıcı hayvanlarla yapılan avlarda imam Ahme d'in sahih kavli de budur. Mezkûr kavı! lbni Şîrîn ile Ebû Sevr 'den rivayet olunmuştur.
İmam Azam, imam Malik, Sevrî ve Cumhur ule*maya göre besmele unutularak terk edilirse kesilen hayvan ve avlanan av yenilir. Kasden terk edilirse yenmez Şafiilerce sahih olan kavle göre besmeleyi bilerek terk etmek mckrûhdur.
2- Öğretilmiş köpeğin avı tutarak öldürmesi onu kesmek hükmün*dedir. Yani o av yenir. Köpek tuttuğu avdan yerse öğrenmiş sayılmaz.
Hanefîlerle Şâflîler'in mezhebi budur. Onlara göre köpeğin öğrenmesi tuttuğu avı yememekle bilinir. Ve avın mubah olması için kö*peğin ondan yememesi şarttır. îmam Ahme d'le îshak'm, Ebu, SevrîbnüMünzir ve Dâvûd-u Zahir î'nin kavilleri de bu*dur, îmam Mâlik'e göre köpeğin tuttuğu avdan yememesi şart değil*dir. Bu İmam Şafii'den de zayıf bir kavvil olmak üzere rivayet edilmiştir. îmamı Malik'in kavli sahabeden Selmânî Fa*risi, Sa'd b. Ebî Vakkâs Alî b. Ebi Talib, Ab*dullah b, Ömer ve Ebû Hüreyre hazeratı ile tabiînden Said b. Müseyyeb, Süleyman b. Yesar, Hasam Basrî ve Zührî 'den rivayet olunmuştur.
3- Okla avlanan hayvan okun keskin tarafıyle vurulmuşsa yenir. Keskin tarafıyle vurulmamışsa yenmez. Ulema hadîsde geçen «Mi'râd» kelimesinin tefsirinde ihtilaf etmişlerdir. Bazılarına göre «Mi'râd» bir tarafında demir bulunan sopa yahut ağır ağaç demektir. Nevevî: «Bu kelimenin tefsirinde sahih olan söz budur» diyor. Herâvî: «Mi'*râd tüysüz ve arkalıksız oktur.» demiş. Bir takımları bundan murat ortası kalın iki ucu sivri çubuk olduğunu söylemişlerdir. Dört mezhebin imam-lariyle cumhura göre bir kimse «Mi'râd» denilen aletle avlanirda hayvanı onun keskin tarafıyle vurarak öldürürse yenmesi helâl, kaim tara*fıyle öldürürse haram olur. Delilleri bu hadisdir. Şam fukahasmdan Mekhûl, Evzâî ve başkaları Mi'rad'la vurulan avın mutlak sureta te helâl olduğunu söylemişlerdir.
4- Diri olarak ele geçirilen av ancak kesmekle helâl olur. Bu hususi da ulemanın ittifakı vardır, ölmesine ramak kalmış yani boğazı kesilmiş yahut bağırsakları çıkmış da hemen Ölmek üzere bulunan bir av kesilme*den de ynilebilir. Yalntz hayvana eziyyet olmasın diye bir an evvel öl*mesini te'min için kesilmesi müstehab olur.
5- Av köpeğinin yanında onunla beraber salınmayan başka bir köpek bulunursa o av yenmez. Çünkü hangisinin tuttuğu bilinmez. Hadi*sin bu cümlesi mühim bir kaideyi beyan etmektedir. Kaide şudur:
Kesilen hayvanı mubah kılan kesme hususunda şek şüphe hasıl olur*sa o hayvan yenmez.
6- Suda boğularak ölen av yenmez. Bunun haram olduğunda bütün ulema müttefiktir.

(1930) Bize Hennad b. Seriyy rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbnû Mübarek, Hayve b. Şureyh'dan rivayet etti. (Demiş ki): Ben Rabîa b. Yeriz ed-Dimeşkî'yi şunu söylerken işittim: Bana Ebû İdris Âizullah ha*ber verdi. (Dedi ki): Ebû Sa'lebete'l-Huşeni'yî şöyle derken işittim: — Resûlüllah (Sallallakü Aleyhi ve SeîlemJ't gelerek: Ya Resûlellah! Biz ehli kitap bir kavmin toprağındayiz. Onların kaplarından yiyoruz. Bir de av yerindeyiz, yayımla avlanıyorum, öğretil*memiş köpeğimle de avlanıyorum. Binaenaleyh bundan bize neyin helal olduğunu bana haber ver. dedim.
«Söylediğin ehli kitap bîr kavmin toprağında bulunuşunuz, kapların*dan yemeniz meselesi (nin cevabı) şudur. Başkasını bulursanız onların kap*larından yemeyin! bulamazsanız o kapları yıkayın sonra onlardan yeyîn. Zikrettiğin av yerinde bulunman meselesine gelince: Yayınla elde ettiğin avrn üzerine besmele çek sonra yel Öğretilmiş köpeğinle elde ettiğin ava dahi besmele çek sonra ye. öğretilmemiş köpeğinle elde ettiğin ve kesme*ye yetiştiğin avı da ye!» buyurdular.

(...) Bana Ebû't-Tâhir de rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbnü Vehb haber verdi. H.
Bana Züheyr b^ Harb dahi rivayet etti. (Dedi ki): Bize El-Mukrl rivayet etti. Her iki ravi Hay ve'den bu isnadla İbnü Mübarek'in hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar varki tbnû Vehb hadîsinde yay avını zikretmemiştir.
Bu hadisi Buhârî «Zebayih» bahsinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî ve İbnû Mâce «Kitâbu's-Sayd»'da; Tirmizî «Siyer» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Hz. Ebû Sa'lebe «Bize ehli kitap bir kavmin toprağındayrz» sözüyle Şam'ı kastetmiştir. Arab kabilelerinden bazıları Şam'a yerleşmiş ve Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi, Gassân ve Huzâa kabileleri bunlardandır. Ebû Sa'lebe (Radiyaüahû anh.) iki mes'ele sormuştur. Bunlardan birincisi ehli kitabın kaplarından yeyip içmenin helâl olup olmadığıdır. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buna:
«Başkasını bulursanız onların kaplarından yemeyin! bulamazsanız onları yikayın da öyle yiyin» diye cevab vermiştir. Bu tafsilât başka kab bul*dukları zaman ehli kitabın kaplarını kullanmanın mekruh olmasını ikti*za eder. Halbuki fukaha ehli kitabın kaplarından başkası bulunsun bu*lunmasın yıkamak şartıyle bu kaplardan yeyip içmenin kerahetsiz caiz olduğunu söylemişlerdir. Bu mes'elenin cevabı -şudur: Yasaklanmadan murad içerisinde domuz et pişirilen kaplarla şarap kaplarıdır. Bunlar yıkandığı halde kullanılmasının yasak edilmesi iğrençliğinden ve pislik konmak için hazırlanmış olduklarmdandır. Fukahanm muradı ise, küffâ-nn ekseriyetle necasette kullanmadıkları kaplarıdır.
Bu meseleyi Allâme Aynî şöyle tahkik etmiştir: «Ebû Sa'1ebe hadîsinde zahir asla tercih edilmiştir. Çünkü esas ehli kitap ile mecûsilerin kaplarının temiz olmasıdır. Bununla beraber başkası bulunmazsa bu kapları yıkarak kullanmak emir buyurulmuştur. Doğrusu şudur ki; pis olduğu tahakkuk edinceye kadar hüküm asla göre verilir. Hadise cevap vermeye ondan sonra ihtiyaç messeder. Hadîse iki cevap verilmiştir:
1-Yıkama emri ihtiyat içindir. Yani yıkamak müstehabdır.
2- Hadisden murad kapların pis olduğu muhakkak, bulunduğuna göredir. Ebû Dâvud 'un rivayetinde: «Biz ehli kitab ile komşu yaşıyoruz. Onlar tencerelerinde domuz pişiriyor, kaplarından şarap içi*yorlar.» buyurulmasıda buna delalet eder. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Başkasını bulursanız onların kaplarından yiyip içmeyin bulamazsanız su ile yıkayın ondan sonra yiyip İçin» buyurmuştur.
İkinci mesele: Yayla ve Öğretilmiş yahut Öğretilmemiş köpekle avlan*madır. ResûlMlab (Sallallahü Aleyhi ve Seîîem)'in bu suale verdiği cevap-dan şu hükümler çıkarılmıştır.
1- Üzerine besmele çekmek şartıyîe yayla avlanmak caizdir.
2- Besmele şarttır.
3- Köpeğin öğretilmiş olması lâzımdır. Bu köpeğin getirdiği avın yenmesi için köpeği salarken üzerine besmele çekmek şarttır. Öğretilme*miş köpeğin getirdiği av diri olarak ele geçer de kesilirse yenir. Aksi tak-!tirde yenmez.
4- Hadisi Şerifde köpek mutlak zikredilmiştir. Binaenaleyh beyaz siyah vs. her renkdeki köpeğe şâmildir. İmam Ahmed kara köpekle -öğretilmiş bile olsa avlanmak caiz değildir demiştir. Hadisi şerif onun aleyhine delildir.
5- Köpekle avcılıkta iki şart dermeyan edilmiştir. Biri köpeğin Öğretilmiş oiması diğeri besmele. Binaenaleyh bir kimse öğretilmemiş köpeği ava salsa yahut öğretilmiş köpeği besmelesiz gönderse yahut ken*dinin salmadığı bir köpek ona av getirse bu avlar ancak kesilmek suretiy*le helal olur.