793 nolu Cabir hadisi sahih olup istidlal ve ihticaca salihtir. Ha*liste geçen "meyte" den maksat, şer'î anlamda kesilmeyip herhangi )ir sebepten ölen hayvan demektir. O bakımdan İbn Münzir, "ölmüş layvamn alım-s atımının haram olduğu hakkında icma1 vardır" lemistir. Nitekim zahir olan şudur ki, ölmüş hayvanın bütün ;üzleriyle satışı caiz değildir.
Domuza gelince: Onun da bütün eczasıyla satışı haramdır. Bu hususta icma1 vaki olduğunu Fetih sanibi belirtmiştir. Ancak Ibn Münzir'in Evzaî'den, Ebû Yusuf ve Malikîlerden bazısından yaptığı rivayete göre, bazı zatlar domuz kılının az da olsa satışına ruhsat vermişlerdir.
Bunun gibi, hadis, ölmüş hayvanın iç yağının da alım-satımının haram kılındığına delalet etmektedir.
794 nolu İbn Abbas hadisi hakkında Ebû Davud bir görüş or*taya koymamışsa da İbn Hacer ricalinin sikat olduğunu belirtmiştir.
Ebu Cuhafe hadisi sahihtir. Hadiste geçen "semenü'd-dem" den maksat nedir? Bazısına göre, insan vücudundan hacamet ile kan alan kimseye verilen ücrettir. Onlara göre haccamat (kan alan kimseye) verilen ücret helal değildir. Bazısına göre ise, bizzat vücuttan alman kan pahasıdır. Onlara göre, kanı parayla satmak helal değildir.
Böylece bu iki yoruma göre de vücuttan hacamat ile kan almak*ta bir sakınca yoktur. Ancak bu kanı parayla satmak haramdır. Diğer görüşe göre, vücuttan herhangi bir aletle kan çekip alan kimseye ücret vermek helal değildir.
Hadiste geçen "semenü'1-kelb" den maksat, köpeği parayla sat*maktır ki, Resulüllah (s.a.v.) bunu yasaklamıştır. Hadisin zahirî an*latımından, köpeğin talimli olup olmaması arasında fark olmadığı, her ikisinin de ahm-satımımn haram kılındığı anlaşılıyor. Nitekim cumhurun da görüşü bu anlamdadır. Ebû Hanife'ye göre, talimli köpeğin ve bir de beslenip evi veya davarları korumak için alıkonan köpeğin satışı helaldir.
Atâ ve Nahaî ise, av köpeğinin alım-s atımının caiz olduğunu be*lirtmişlerdir. Bunlar Nesâî'nin Cabir (r.a.) den rivayet ettiği şu hadi*sle istidlal etmişlerdir: "Resulüllah (s.a.v.), av köpeği dışında köpeğin semenini (bedelini, para karşılığı satışını) men'etmiştir. İbn Hacer, bu hadisin isnadındaki ricalin hepsi sikadır demiştir. Ancak sıhhatmda şüphe vardır diyerek ayrı bir görüş ortaya koymuştur.
Buna benzer bir diğer hadisi Tirmizî, Ebû Hüreyre'den rivayet etmiştir. Ancak isnadında Ebû'l-Muhezzim bulunuyor ki, bu zatın zayıf olduğu tesbit edilmiştir. Asıl adı Yezid b. Süfyan olup Ebû Hüreyre'nin (r.a.) halkasında bulunan tabiîndendir. îbn Maîn onun zayıf olduğunu, Nesaî, onun metrukü'l-hadis bulunduğunu belirt*miştir.
Hadiste geçen "kesbü'l-bağyi" den maksat, zaniyenin zinaya karşılık aldığı ücrettir ki, Resulüllah (s.a.v.) bunu da haram kılmıştır. Böylece din, zinayı kesin olarak yasaklayıp haram kıldığı gibi, ona karşılık ücret almayı da yasaklayıp haram kılmış ve böylece zinayı bir geçim yolu olmaktan uzak tutmuş, bu hususta her türlü vasıta ve vesileyi haram saymıştır.
796 nolu îbn Mes'ud hadisi de sahihtir. 795 nolu hadisi kuvvet*lendirmekte ve 797 nolu hadisi desteklemektedir.
798 nolu Cabir hadisi üzerinde farklı tesbit ve yorumlar yapılmıştır. O bakımdan kedinin alım-satımı hakkında farklı görüş ve ictihadlar belirmiştir. Ebû Hüreyre, Mücahid, Cabir ve îbn Zeyd'e göre kedinin alım-satımı haramdır. Cumhura göre ise, kediyi alıp sat*mak caizdir. Çünkü cumhura göre hadiste zayıflık söz konusudur. Bazısına göre ise, hadisteki nehiy, tenzihi kerahete hamledilir, o bakımdan kediyi alıp satmak *nekarim-i ahlaktan değildir. Şüphesiz bu yorum, hadisi zahirinden, daha doğrusu hakiki manasından çıkartmak demektir,