33- (2153) Bana Amr b. Muhammed b. Bükeyr En-Nâkıd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Val*lahi Yezid b. Husayfe, Büsr b. Said'den rivayet etti. (Demiş ki) : Ben Ebû Saîd-i Hudri'yİ dinledim. Şöyle diyordu: Medine'de ensârın meclisinde oturuyordum. Derken yanımıza ürkerek yahut korkutulmuş olarak Ebû Musa geldi: Sana ne oldu? dedik.
— Ömer ona gelmem için bana haber göndermiş. Ben de kapısına geldim, üç defa selâm verdim, fakat bana cevap vermedi. Ve döndüm. Sonra bana :
— Bize gelmekten seni ne men etti? dedi. Ben de :
— Ben sana geldim, kapma üç defa selâm verdim. Ama bana cevap vermediler. Onun için döndüm. Gerçekten Resûlüîlah (Saliallahü Aleyhi ve Sellem):
«Biriniz üç defa izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönü versin!» buyurdular, dedim. Bunun üzerine Ömer:
— Bu söylediğin üzerine şahit getir. Yoksa canını yakarım! dedi,
Übeyy b. Ka*b: Onunla beraber kavmin en küçüğünden başkası kalk*maz, dedi. Ebû Saîd demiş ki: Ben kavmin en küçüğüyüm, dedim. Ömer : O halde onu götür, dedi.
(...) Bize Kuteybe b. Saîd ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Süfyân, Yezîd b. Husayfe'den bu isnadla rivayet etti. İbni Ebî Ömer kendi rivayetinde şunu ziyade etmiştir: «Ebû Saîd (Dedi ki) : Ben de Ebû Musa ile beraber kalktım ve Ömer'e giderek şahitlik ettim.»
34- (...) Bana Ebû't-Tahir rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Amr b. Haris, Bükeyr b. Eşecc'deo naklen rivayet etti. Ona da Büsr b. Saîd rivayet etmiş ki, kendisi Ehâ Saîd-i Hudri'yi şunu söylerken işitmiş: Ubeyy b. Ka'b'ın yanında bir meclisde idik. Derken Ebû Musel-Eş'arî kızgın olarak geldi ve durarak:
— Sizden Allah aşkına soruyorum! Hiç biriniz Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)i:
«İzin istemek üç keredir. Sana izin verilirse ne âla! Yoksa dönüver!» buyururken işitti mi? dedi. Übeyy:
— Ne o? diye sordu. Dedi ki:
— Ben dün Ömer b. Hattâb'ın yanına girmek için üç defa izin iste*dim. Fakat bana izin verilmedi. Ben de döndüm. Sonra bugün ona gelerek yanına girdim. Ve: Dün ben geldim, Üç defa selâm verdim. Sonra çekil*dim gittim diye kendisine haber verdim. Ömer: Seni işittik ama biz o anda meşgul idik. Sana izin verilinceye kadar izin İstemeye devam et-şeydin ya! dedi.
Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Men işittiğim gibi izin iste*dim, dedim. Ömer : Vallahi ya bana bu hususta kendine şâhidlik edecek birini getirirsin yahut sırtını ve karnını haşlarım! dedi.
Onun üzerine Übeyy b. Kâ'b.
— Vallahi seninle beraber yaşça en küçüğümüzden başka kimse kalk*maz. Kalk ya Ebâ Said! dedi. Ben de kalkarak Ömer'e geldim ve haki*katen Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bunu söylerken işittim, dedim.
35- (...) Bize Nasr b. Alî El Cehdamî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Bişr (yâni İbni Mufaddal) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Saîd b. Yezid, Ebû Nadrâ'dan, o da Ebû Said'den naklen rivayet etti ki: Ebû Musa Ömer'in kapısına gelerek izin istemiş. Ömer: Bir, demiş. Sonra ikinci defa izin istemiş. Ömer: İki, demiş. Sonra üçüncü defa izin istemiş. Ömer: Üç, demiş. Sonra çekilmiş gitmiş. Ama Ömer arkasından giderek onu ge*ri çevirmiş. Ve:
— Eğer bu Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyden bellediğin bir şeyse şahid getir. Yoksa seni mutlaka (âleme) ibret yaparım, demiş. Ebû Said demiş ki: Bunun Üzerine Ebû Musa bize geldi ve :
— Bilmiyor musunuz ki Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): «İzin istemek üç keredir.» buyurdular, dedi. Cemâat gülmeye başladı*lar. Ben de dedim ki:
— Size müslüman bir kardeşiniz korkutulmuş olarak gelmiş, (daha) gülüyor musunuz? Haydi yürü, bu cezada ben senin şerikinim.
Artık Ebû Musa, Ömer'e geldi. Ve :
— İşte Ebû Saîd, dedi.
(...) Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbnİ Beşşar rivayet ettiler. (De*diler ki) : Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be Ebû Mesleme'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. H.
Bize Ahmed b. Hasen b. Hıraş da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şe-bâbe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şube, Cüreyri ile Saîd b. Yezid'den rivayet etti. Bunların ikisi de Ebû Nadıa'dan rivayet etmişlerdir. (De*mişler ki) : Biz bu hadîsi Ebû Saîd-î Hudrî rivayet ederken dinledik. Ve hadîsi Bişr b. Mufaddal'ın Ebû Mesleme'den rivayet ettiği hadîs mânâsın*da nakle tmİşlerdir.
36- (...) Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dedi ki) : Ipze Yahya b. Saîd El-Kattân, tbnü Cüreyc'den rivayet etti. (Demiş ki): Bize Atâ', Ubeyd b. Umeyr'den rivayet etti ki: Ebû Musa, Ömer'den üç defa izin iste*mi;. Ve galiba onu meşgul bularak geri dönmüş. Onun üzerine Ömer:
— Sen Abdullah b. Kays'ın [1] sesini işitmedin mi? Ona izin verin! dedi. Ve Ebû Musa'yı çağırdılar. Ömer:
— Seni bu yaptığına sevkeden nedir? diye sordu. Ebû Musa:
— Biz bununla emrolunuyorduk, dedi. Ömer:
— Yâ bunun üzerine beyyine getirirsin yahut ben yapacağımı yapa*rım, dedi. Bunun üzerine Ebû Musa çıkarak ensârın meclisine gitti. Onlar :
— Sana bu hususta ancak en küçüğümüz şâhidlik eder, dediler. Ve Ebû Saîd kalktı. (Ömer'e) :
— Biz bununla emrolunuyorduk, dedi. Artık Ömer:
— Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)'ia işlerinden bana bu gizli kalmış. Beni ondan pazarlarda ticaret alıkoymuş, dedi.
(...) Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Âsim rivayet etti. H.
Bize Hüseyin b. Hureys de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Nadr (yâni İbni Sümeyl) rivayet etti. Hep birden dediler ki: Bize tbni Cüreyc bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet etti. Nadr'ın hadisinde: «Beni ondan pazarlarda ticaret alıkoymuş» cümlesini anmamıştır.
37- (2145) Bize Hüseyin b. Hureys Ebû Ammâr rivayet etti. (De*di ki) : Bize Fadl b. Musa rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Talha b. Yafaya, Ebû Bürde'den, o da Ebû Musâ'l-Eş'arî'den naklen haber verdi. Şöyle de*miş : Ebû Musa, Ömer b. Hattâb'a gelerek: Esselâmüaleyküm! Ben Ab*dullah b. Kays'ım, dedi. Fakat Ömer ona izin vermedi. Yine:
— Esselâmü aleyküm! Ben Ebû Musa'yım. Esselâmü aleyküm! Ben Eş'ari'yim, dedi. Sonra çekildi, gitti. Ve :
— Bana cevap verin! Bana cevap verin! dedi. Arkacığından Ömer gelerek:
— Yâ Ebû Musa, seni ne reddetti? Biz işteydik, dedi. Ebû Musa:
— Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"ı:
«İzin istemek üç keredir. Sana İzin verilirse ne âlâ, yoksa dönuver.» buyururken işittim. Ömer:
— Bunun üzerine bana mutlaka şahit getirmelisin. Yoksa şöyle ya*parım, şöyle ederim, dedi. Ebû Musa da gitti.
Ömer demiş ki: Eğer şahit bulursa, onu akşama minberin yanında bulursunuz. Şahit bulamazsa, onu bulamazsınız. Akşam olunca onu bul*muşlar. Ömer:
— Yâ Ebâ Musa ne diyorsun, şahit buldun mu? diye sormuş. Ebû Musa :
— Evet! Übeyy b. Kâ'b'ı! demiş. Ömer:
— Âdildir diyerek yâ Eba't-Tufeyl! Ne diyor bu? demiş. Übeyy:
— Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve SeHem)1 bunu söylerken işittim. Ey Hattaboğlu! Binâenaleyh sakın Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in ashabı üzerine azab olma! demiş. Ömer:
— Sübhânallah! Ben ancak bir şey işittim. Ve onun aslı olup olma*dığın anlamak istedim! cevâbını vermiş.
(...) Bize bu hadîsi Abdullah b. Ömer b. Muhammcd b. Et ân da rİ-vâyet etti. (Dedi ki) : Bize Alî b, Hâşim, Talha b. Yahya'dan bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız o şöyle dedi:
— Bunun üzerine yâ Eba'l-Münzir! Bunu Resûlüllah (Saîlaîlahü Aleyhi ve Sellemyden sen mi işittin? diye sordu. O da:
— Evet! Ey Hattaboğlu! Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)'in as*habı üzerine azab olma! dedi. Ömer'in Sühhanallah dediğini ve ondan son*raki sözünü anmadı.»
Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-lsti'zan»'da; Ebû Dâvud «Kİtâbu'l-Edeb»'de tahrîc etmişlerdir.
Hz. Übeyy'in : «Onunla beraber kavmin en küçüğünden başkası kalkmaz» demesi Hz. Ömer'in sözünü red içindir. Bu sözün mânâsı şudur : Hz. Ebû Musa 'nın söylediği bu söz meşhur bir hadîstir. Bu*nu biz büyüğümüz küçüğümüz biliriz. En küçüğümüz bile onu bellemiştir.
Hz. Ebû Musa korku ve telâş içinde gelerek : «îzin istemek üç keredir!» dediği vakit ashabın gülmeleri, onun telâşına şaştıkları için*dir. Çünkü bu hadîsi hepsi Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellemi'âen işi*tip belledikleri için bu babda ona veya başkasına bir ceza verilmeyece*ğinden emin idiler.
Hz. Ömer'in Ebû Mûsa'ya karşı bu kadar sert ve titiz dav*ranması, onun yalan söylediğinden şüphe ettiği için değildir. Haber-i va*hidi kabul etmediği için de değildir. Hz. Ömer ikide birde her mes'e-lede hadîs rivayet etmek moda olur da, bunu münafıklarla yalancılar hat*ta bâzı bid'atçılar fırsat bilerek her mes'elede yalandan bir hadîs uydu*rurlar diye korktuğu için yapmıştır. Daha doğrusu Ebû Musa 'nın rivayetinden şüpheye düştüğü için değil, başkalarının cür'et ve nifakın*dan korkarak rivayet kapısını kapamak istemiştir. Yoksa Ebû Mûsa'nın hadîs uyduracak kimselerden olmadığını kendisi pek âlâ bilirdi. O bu davramşıyle Hz. Ebû Musa'yi vasıta yaparak başkalarını menetmek istemiştir. Artık Ebû Musa kaziyyesini gören bir mü*nafık veya yalancı, hadîs uydurmak niyetinde olsa bile korkusundan bun*dan vaz geçerdi.
Babımız son rivayetinde görüldüğü vecihle Hz. Übeyy : «Ey Hattâb oğlu! Resûlüllah (SaUailahü Aleyhi ve Seilem)'in ashabına azâb olma!» dediği vakit Ömer (Radiyallahuanh) 'in : «Sübhanellah! Ben ancak bir şey işittim. Ve onun aslı olup olmadığını anlamak istedim» demesi de söy*lediklerimizi te'yid. eder.
Nevevî diyor ki : «Ulema İzin istemenin meşru' olduğuna icma' etmişlerdir. Bu hususta Kur'ân , sünnet ve icma-ı ümmetden birçok deliller vardır. Bu işin sünnet vechi selâm verip üç defa izin istemektir. Böylece selâmla izin isteme bir araya getirilmiş olur. Nitekim bu cihet Kur'ân-ı Kerîm'de tasrih buyurulmuştur. Ulemâ selâmın mı ön*ce verileceği yoksa iznin mi Önce isteneceği hususunda ihtilâf etmişler*dir. Sünnetin ifâde ettiği muhakkik ulemanın da kail olduğu sahîh kavle göre evvelâ selâm verilir. Sonra, gireyim mi? diye sorulur. İkinci kavle göre evvelâ izin istenir. Üçüncü kavle göre —ki bu kavi ulemamızdan Marûdî'nin mezhebidir— izin isteyen kimse içeriye girmezden önce ev sahibini görürse evvelâ selâm verir. Aksi takdirde evvelâ izin ister. Selâmın önce verileceği hususunda Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem) den iki sahîh hadîs rivayet olunmuştur.
Üç defa izin ister de kendisine izin verilmez ve hâne sahibinin işit*mediğini zannederse, bu hususta üç mezheb vardır. Bunların en meşhur olanına göre, oradan dönüp gider, izin istemeyi tekrarlamaz. İkinci kavle göre izin istemeye devam eder. Üçüncü kavle göre izin kelimesiyle söze başlamışsa onu tekrarlamaz, başka bir sözle izin istemişse tekrarlar. Bu hususta en açık delille amel etmek isteyenin hücceti Resû'üllah (Sallallahii Aleyhi ve SeUem)'in bu hadîste bildirilen (Kendisine izin verilmezse, geri dönüversin) sözüdür. îzin istemeye devam eder diyenler izin istemeyi ,ev sahibinin işittiğine hamle derler.»
Bu rivayetler kapıya gelen bir müslümanın sâde selâm vermekle'ye~ tinmeyip, kendisini ev sahibine bildirmenin lüzumuna ashab-ı kiramın hak uğrunda kimseden korkmadıklarına delildirler.