KILAVUZ

İlnur ÇEVİK

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ZAMAN gazetesinde yayınlanan “Ufuk Turu”nu Müslüman–Türk insanının kimliğini kaybetmeden nasıl geleceğine ümitle bakabileceğine dair bir kılavuz olarak okudum ve yararlandım. Hocaefendi, Türkiye’de bilinçli veya bilinçsiz yapılan Batı düşmanlığının ülkemize birşey getirmeyeceğini, Türkiye’nin kendi milli ve manevi değerlerini koruyarak Batı’nın güzelliklerini alıp nasıl aydınlık ufuklara gidebileceğini söylüyor.

Ufuk Turu’nda, Hocaefendi zamanında Batı’nın Doğu’dan çok şeyler öğrendiğini ve hatta Batı medeniyetinin temelinde bu değerlerin yattığını vurguluyor. Bugün ise bizlerin Batı’dan bu değerleri alıp kendi sistemimize entegre edebileceğimizi ve hatta bunları geliştirip daha da mükemmel hale getirebileceğimizi belirtiyor. Yani esasında Batılılaşalım demiyor. Kendi milli ve manevi değerlerimizi yitirmeden onlarla birarada yaşayabiliriz diyor. Türkiye’de dinci yobazlar olduğu kadar kendilerine medeni ve “laik” adını takan yobazlar da var. Bunlar Türkiye’nin sürekli olarak kavga ortamında yaşamasından medet uman kişiler.

Ülkemiz bugün kardeşlik, hoşgörü ve sevgi ortamını sağlamaya mecbur, çünkü aydınlık ufuklara varmanın tek yolu bu. Hocaefendi son yıllarda yaptığı çıkışlarla toplumumuzda çok özlediğimiz iç barış için önemli adımlar attı. Onun bu hareketini anlamayıp hor görenler ve alaya alanlar oldu. Ama İslâm’ın verdiği o engin hoşgörü ve alçak gönüllülükle Hocaefendi yoluna devam ediyor ve biz de bunu can ı gönülden alkışlıyoruz. Hocaefendi bugün bütün enerjisini milli ve manevi değerlerine bağlı ama Allah yolunu “ilim ve akılda” bulan genç kuşaklar yaratmada harcıyor. Yani yobazlar yetiştirmekte değil. Ama onu yanlış anlayanlar veya anlamak istemeyenler var. Onlar da bu işin tuzu ve biberi... Hocaefendi inanan kitleleri sürekli olarak hoşgörüye ve ılımlı davranmaya davet ediyor. Kendine “medeni” diyenlerin arasından niye Hocaefendi gibi kişiler çıkmıyor da kendilerine ilerici ve medeni diyen birtakım yobazları hoşgörü ve sevgiye davet etmiyor?

Hocaefendi, “Avrupa Gümrük Birliği’ne girmemizde bir sakınca yoktur çünkü Türk insanına güveniyorum, onlar asimile olmaz” diyor. Keşke aydınlarımız ve devlet büyüklerimiz de Türk insanına bu kadar güvense de Türkiye’de yasalarla konulan birçok tabu kalksa...

Biz Hocaefendi gibi insanların Türkiye’de çoğalmasını ve iç barışımızı, toplumsal sevgi ve saygımızı pekiştirmesini diliyoruz ve yeni “Ufuk Turu” söyleşilerini dört gözle bekliyoruz.