FAKKİ, EVA KANT ÇİYE?
Batı'da sizi etkileyen yazarlar kimler?
Kant'a insan olarak hayranlık duymamak mümkün değildir. Vakıa Russell, Kant'ı yerden yere vurur, felsefi tarihi altüst eden adam olarak niteler. Fakat Kant müthiş bir disiplin adamıdır. Kelam hocaları arasında Kant bilinen bir insandır ama enteresan olan, vaizlik, müftülük imtihınında bana, 'Alman filozof Kant, Saf Aklın Kritiği kitabında, aklı ikiye ayırır; ameli ve nazari. Nazari akılla Allah'ın bilinmeyeceğini, ameli akılla bilinebileceğini söyler... Siz bu mülahazadan ne anlıyor ve nasıl değerlendiriyorsunuz?' Felsefe okumamış bir insanın bu soruyu cevaplayabilmesine imkan yoktur. Hatta, hiç unutmam, imtihanda doğudan gelmiş, Kürtçe konuşan biri vardı. Soruyu anlamamış olacak ki, bana, "Fakki eve kant çiye?" diye seslendi. 'Bu Kant dta neyin nesi?' der gibiydi. Ben de ona latife ile cevap vermiştim. Kant'ın dışında,
Descartes ilahiyatçı yaklaşımıyla ayrı bir alaka uyandırmıştır bende. Son dönem itibariyle hayranlık duyduğum birçok insan oldu. Bir panteist olmasına rağmen mesela Sör James Jean'a çok ciddi hayranlık duyarım. 1960 öncesi 'Meçhul Kainat'ını okumuştum. İlim tenkitlerini dikkatle okumuştum. Kainata bakışı da bizim Muhiddin İbni Arabi'ye biraz benzediğinden çok sevmiştim. Onun astrofizikçi muasırı Edikton da çok önemli bir adam...
Saydığınız yazarlar genelde felsefe veya fizikle ilgili. Edebiyatçılardan kimler var?
Çok eski yıllardan itibaren Şekspir'e karşı büyük bir hayranlık besledim...
İlginç... Trajedi'nin babası sayılan Şekspir'de sizi çeken neydi?
Şekspir'in Hamlet'te, Romeo–Julyet'te oluşturduğu, büyülü atmosfer beni çok etkilemişti. Belki biraz da Necip Fazıl'ın bende uyardığı hayranlıkla okumuştum Şekspir'in kitaplarını. Necip Fazıl merhumun "Bir Adam Yaratmak" kitabının içimde hasıl ettiği buğulu, sisli, hatta kasvetli havayı, kaosu Hamlet'i okurken de hissetmiştim.
Burukluktan, burukluğa geçiyordum. Biraz da çocukluk hisleriyle zannediyorum, boğuluyor gibi olmuştum Hamlet'i okurken... Şekspir'in yanı sıra yine çok takdir ettiğim yazarlardan biri de, komünistlerin istismarına uğrasa da Victor Hugo'dur. Hugo'nun romanlarını çok erken yaşlarda tanıdım, henüz çocuktum diyebilirim. Rus yazarlarından Tolstoy erken tanınan yazarlardan ama komünizmin karşısına milliyetçiliği çıkaran mütalaalarından dolayı Dostoyevski'ye ve Puşkin'e karşı hayranlık duymuşumdur. Hemen hemen bütün eserlerine karşı hayranlık duydum. Ama şimdilerde, o mevzularda farklı düşünüğümü de ifade etmeliyim. Bir Rus milliyetçisinin, milletimize karşı belli bir tavrı vardır. Komünizm ortaya çıkınca nisbetler perspektifinde, bütün düşünceler yer değiştirdi. Bir ateiste karşı, hiç olmazsa dindar bir Hıristiyan'ın yanında yerini alıyorsun. Dengeler değişince, tavırlarda değişime uğrayabiliyor. Günümüzde, böyle bir farklılığın yaşandığını, benimle beraber başkaları da hissediyordur herhalde. Ketencizade'nin yaklaşımıyla ifade edersek: 'Benimle müttefiktir, bu recada, cümle ihvanım...'