Günde ortalama 150-300 miligram kafein kullanan hamile bir kadınındüşük kiloda bebek doğurma ihtimalinin iki kat arttığı
kafein miktarının 300 miligramın üzerine çıkması halinde
bu riske
erken doğum ve düşük riskinin de eklendiği bildirildi.
Çocuklardaözellikle kafein içeren enerji içeceklerinin endişe
yatak ıslatma ve uyku problemlerine neden olduğu belirtildi.
Kocaeli Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu öğretim üyesi Ydr. Doç. Dr. Nermin Küçeryaptığı açıklamada
kafeinin yaygın olarak kullanılan bir uyarıcı olduğunu
kahve
çay
kola
çikolata
bazı uyarıcı haplar
ağrı kesiciler
diyet hapları ile çeşitli reçeteli ilaçların kafeinin ana kaynağı olduğunu söyledi.
-300 MİLİGRAMI GEÇMEMELİ-
Kafeinin etkilerinin insandan insana değiştiğinikafeine karşı duyarlılığın
tüketim sıklığı
alınan miktar
vücut ağırlığı ve fiziksel koşullar gibi birden fazla etmene bağlı olduğunu ifade eden Küçer
pek çok çalışmada yetişkinler için güvenli olarak tüketilebilecek kafein miktarının günde 300 miligram (yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 5-6 büyük bardak çay) olduğunun belirtildiğini bildirdi.
Çocukların tüketeceği kafein miktarının günde 35-40 miligramı geçmemesi gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Küçerçocuklarda kafein kullanımının
özellikle kafein içeren enerji içeceklerinin endişe
yatak ıslatma ve uyku problemlerine yol açtığını kaydetti.
-ETKİSİNİ 15 DAKİKADA GÖSTERİYOR-
Kafeinin sinir sistemini uyaran bir kimyasal olduğunukana karışmasının ardından 15 dakika sonra hissedilen etkisinin yaklaşık 12 saat sürebildiğini ifade eden Küçer
kısa dönemde vücudun enerji seviyesinin artması
uyanık ve dinç olma
keyif ve rahatlık hissi gibi etkisinin olduğunu belirtti.
Kafeinin ayrıcakan basıncını
nabız atışını hızlandırdığını
kas hareketlerini yavaşlattığını
kan damarlarında daralmayla el ve ayaklarda ısının düşmesine yol açtığını
nefes almayı kolaylaştırtığını
mide asit seviyesini yükselttiğini dile getiren Küçer
bu durumun
vücudun stres altında verdiği tepkilere yakın olduğuna dikkati çekti.
Ydr. Doç. Dr. Nermin Küçerkafeinin diğer etkilerini ise şu şekilde sıraladı:
''Beyne giden kan damarlarının daralması beyne kan akışını azaltır. Beyin bunu bir tehdit olarak algılar ve vücudu korumak için atağa geçer. Bu durumuykunun ertelenmesine
stres hormonlarının ise yükselmesine neden olur. Vücut daha aktif ve daha atak hale gelir.''
-AŞIRI KAFEİN ALIMINDA ÖLÜM RİSKİ-
Kafeininsadece stres hormonlarının değil
mutluluk hormonu adı verilen adrenalin hormonunun da salgısını artırdığını anlatan Küçer
şunları söyledi:
''Bunun yanında dopamin depolarının da harekete geçmesikafeinin keyif verici etkisini göstermekte
bu etki kafeinin bağımlılık yaratmasının en önemli nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Aşırı kafein alımında ciddi zarar ve ölüm olabilmektedir. Yetişkin bir kişinin günde alacağı aşırı doz 5-10 gram olarak belirlenmiştir. Bu 57 bardak neskafe
86 kahve fincanı kahve
161 çay bardağı çaya karşılık gelmektedir. Küçük çocukların günde alacağı aşırı doz 1 gramdan daha az olarak belirlenmiştir. Bu 22 kutu kolaya karşılık gelmektedir.
Kafein yüksek miktarlarda alındığında huzursuzluksinirlilik
titreme
endişe
uyku bozuklukları ve mide bulantısı gibi etkileri beraberinde getirir. Yüksek dozda alınan kafein aynı zamanda uykusuzluğa
hızlı ve düzensiz kalp atışına
kan şekerinin ve kolesterolün yükselmesine
mide asit salgısında aşırı artışa da neden olmaktadır. Bu etkiler aşırı kaygıya ve hatta bazı durumlarda depresyona bile neden olmaktadır.''
-UZUN DÖNEMDE ETKİLERİ-
Nermin KüçerAmerika Birleşik Devletleri Yiyecek ve Uyuşturucu Madde Kurumu tarafından yapılan bir araştırmada
kafeinin uzun vadede insan sağlığı üzerinde
kalbin ritmik atışının bozulmasına yatkın olan kişilerde kafeinin bu durumu tetiklediği
panik atak kişilerin daha da kötüleştiği
depresyon oluşumuyla da yakından ilişkili olduğunun belirlendiğini bildirdi.
Kafeinin kaynağı ve dozuna bağlı olarak bağırsaklarda kalsiyum emilimini engellediğiniuykuyu geciktirdiğini
toplam uyku süresini azalttığını belirten Küçer
kemik mineral yoğunluğunu azalma yönünde etkilendiğinin varsayıldığını
kafeinin bu olumsuz etkisini azaltmak için günde bir bardak süt içilmesinin önerildiğini vurguladı.
Günde ortalama 150-300 miligram kafein kullanan hamile bir kadınınnormalden düşük kiloda bebek doğurma ihtimalinin iki kat arttığını
kafein miktarının 300 miligramın üzerine çıkması durumunda ise erken doğum
normalin altında kiloya sahip bebek doğurma ve düşük riskinin oldukça yükseldiğini ifade eden Küçer
şöyle dedi:
''Ruh halini ve davranışları etkilemekdeğiştirmek amacıyla kullanılan psikoaktif maddelerden biri olan kafein
fiziksel ve psikolojik bağımlılığa yol açmaktadır. Sosyal bir alışkanlığa dönüşen kafein kullanımı
keyif ve enerji verici etkileriyle hayatımızdaki yerini her geçen gün biraz daha sağlamlaştırmış ve bu durum birçok kişinin hayatında bağımlılığa kadar ulaşmıştır.''
-KAFEİN YOKSUNLUĞU-
Yetişkinlerde kafeinin en çok çaykahve
gençlerde ise kafeinli gazlı içecekler sayesinde alındığını belirten Ydr. Doç. Dr. Nermin Küçer
düzenli olarak kullanılan kafeinin kesilmesi halinde
baş ağrısı
yorgunluk
halsizlik
uykusuzluk
uykulu olma hali
konsantrasyon eksikliği
motivasyon ve dikkat eksikliği
düşük performans
huzursuzluk
depresyon
sinirlilik
düşünsel aktivitede ve hafızada yavaşlık gibi yan etkiler gösterdiğini kaydetti. Küçer
bu yan etkilerin en şiddetli olduğu zamanın 20 ile 48 saat arası olarak belirlendiğini
bu durumun ortalama 2 günden 1 haftaya kadar sürdüğünü ifade ettı.
alıntı