Baş ağrısı
astım
Hastakriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini zanneder
gerçekte nefes vermekte zorluk vardır. Bunun nedeni de
akciğerlerdeki küçük hava borularının daralmasıdır. Buralardan geçen hava
ıslığa benzeyen bir ses çıkarır
ki buna hırıltı denir. Astım
bir kaç grup nedenden kaynaklanır. Bunların başında da bünye gelir. Yani
bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir şeyse
diğerlerinde de astım o kadar doğaldır. Bazı kimseler
toz
kıl
yumurta
süt
aspirin
çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar. Bu hassasiyet
astım krizleri şeklinde kendini gösterir. Tedavi için
hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir. Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir. Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir. Bazı kimselerde de
Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir. Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir.
ateş
Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir. Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir. Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısıkoltuk altına konulduğunda gösterdiği ısıdan 0
5 derece daha düşüktür. Diğer taraftan
vücut ısısı gün boyunca da 0
5 derece oynar. Sabahın erken saatlerinde ısı düşük
akşam saatlerinde yüksektir. Vücut ısısı 36
2 - 37
5 arasında ise normaldir. Ateşle birlikte; üşütme
titreme
baş ağrısı
bunalma
huzursuzluk
vücut kırgınlığı
iştahsızlık
kabızlık
sayıklama
havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir. Ateşin nedeni
genellikle soğuk algınlığı
grip
bademcik iltihabı
boğaz ağrısı
bronşit
sinüzit
kulak iltihabı
bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir.
bademcik iltihabı
Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şişkırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir. Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık
baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar. Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı
böbrek iltihabı
romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir.
başdönmeleri
Hastakendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. Düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
böbrek iltihabı
Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki çeşiti vardır: Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkantitreme
kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp
kasıklara kadar yayılan bir ağrı ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur. İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur. Bol su
limonata ve açık çay içilir. Kronik Böbrek İltihabı : Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması
kronik böbrek iltihabının başlıca nedenidir. Hastada iştahsızlık
ateş
halsizlik
baş ağrısı
ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür. Yapılacak ilk iş
bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır.
çocuk felci
Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşmasısineklerin taşıdığı mikroplar
hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır. Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş
baş ağrısı
boğaz ağrısı
kusma
yorgunluk
boyunda kasılma
ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa
özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce
ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra
üçüncüsü
ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.
damar sertliği
Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi sonucuesnekliklerini aaabetmesine; halk arasında damar kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir. Nedeni
kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin esnekliğini kaybedip
zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin birikinti yaparak
damarı darlaştırmasıdır. Belirtileri baş dönmesi
baş ağrısı
titreme
yürürken sendeleme
düşünme ve öğrenme gücünde zayıflama
sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar görülür. İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak olursa
korkulacak bir şey yoktur. Hastanın neşe ve cesaretini kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede atılacak ilk önemli adımdır. Damar sertliği teşhisi konan kimse
perhiz yapmalı
alkol ve sigara gibi aaaif verici maddeleri bırakmalı
yumurta
tereyağı ve benzeri yiyecekleri terk etmeli
tuzu da azaltmalıdır. Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır.
dizanteri
Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastadaishal görülür. Dışkısı kanlı ve sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır. Amipli Dizanteri : Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal
ateş
karın krampları
kilo kaybı
ve halsizlik görülür. Basilli Dizanteri : Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal
karın ağrısı
halsizlik ve ateş görülür. Yapılacak ilk iş hastayı
sağlamlardan ayırmaktır.
frengi
Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. Frengili kadının doğurduğu çocuğadoğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer. Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde
yani erkeklerde peniste
kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta
meme ucunda
makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir. Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları
ateş
boğaz ağrısı
deri döküntüleri ve iştahsızlık
görülmeye başlar. 6 ay sonra ise
mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.
gastrit
Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir. Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemeklerfazla kuru veya sert yiyecekler
hamur işleri
tatlılar
acı ve baharatlı yiyecekler
alkol
fazla miktarda çay
kahve veya sigara içmek
yemek saatlerinin düzensiz olması
çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek
fazla ilaç kullanmak
ateşli hastalıklar
karaciğer veya safra kesesi hastalıkları
kalp hastalıkları veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir. Belirtileri : Mide ağrısı
bulantı veya kusma
baş ağrısı
iştahsızlık
aniden çıkan ateş
baş dönmesi
dilde beyaz pas
yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar. Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler
yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.
gıda zehirlenmeleri
Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür. Belirtileri : Hasta solumaktayutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. baş dönmesi
halsizlik
mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder. Bazı hastalarda kabızlık
bazılarında da ishal görülür. Yapılacak ilk iş
hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.
göz ağrısı
Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulmasıgözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması
göze yabancı bir cisim kaçmış olması
sinüzit
yarım başağrısı
grip
nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir. Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.
halsizlik
Bazı kimseleraşırı yorgunluktan
çalışamamaktan
baş ağrısından
sırt ağrılarından
hazımsızlıktan veya huzursuzluktan şikayet ederler. Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir.
idrar zorluğu
Hastanın günlerce idrara çıkmaması şeklinde kendini gösteren bu hastalığa; tıp dilinde Anüri adı verilir. Mesane (idrar torbası) boştur. Hastada uyuklamabaş ağrısı
adalelerinde oynama ve kusma görülebilir. Nedeni böbrek hastalıkları
mesane
veya rahim hastalıkları
yaralanma ve idrar yollarında taş bulunmasıdır. Tedavi için doktora başvurmak gerekir.
kalp ağrısı
Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir. Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse; enfarktüs krizinden şüphe edilir. Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemekistirahat etmesini sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir.
kan çıbanı
Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır. Özellikle sırtense ve yüzde meydana gelir. Nedeni stafilokok cinsi mikroptur. Tıp dilinde füronkül denir. Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar. En sonunda baş verir. Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar
sarılaşır ve içindeki cerahat boşalır. Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır. Kan çıbanlarını
kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak gerekir.
kanda kolestrol yüksekliği
Kolestrolkanda
sinirlerde
beyinde
karaciğerde
dalakta
böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan
yağ yapısında
kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir. Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak
alyuvarları zehirlere karşı korumak
sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri altında
dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır. 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı
kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damarsertliği
beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur. Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri
husyeler
yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal yağlar
süt
yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır. Kanda
kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca
hastanın cildinde oluşan sarı lekeler
göz altlarında beliren siyah halkalar
göz akında görülen sarı lekecikler
genel yorgunluk
iştahsızlık
hazımsızlık
baş dönmesi
baş ağrısı
görme zayıflığı
ağız acılığı
nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir.
kızıl
Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina denir. Nedenibademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur. Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı
titreme
boğaz yanması
bulantı
ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer. Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra
ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır. Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer. Bulaşmayı önlemek amacıyla
hastanın odası ayrılır. başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir. İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.
kuduz
Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan giripkana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde rabies veya hydrophobia denir. Kuduz virüsü
vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek
beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma
ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir. Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir. Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur. Kuduz hastalığının başlangıcında
yorgunluk
durgunluk
sinir bozukluğu
baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır. Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra oksijenli suyla yıkanıp
tentürdiyot sürülür. Bu işlem sık sık tekrarlanır.
kulak ağrısı
Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı iltihabıkulak nezlesi
ortakulak iltihabı
kulak yolundaki çıban
boyun bezeleri
yüz nevraljisi
bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık
kulak ağrısına neden olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
kulak iltihabı
Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir. - Ortakulak İltihabı Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar gripkızamık
kuşpalazı
kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir. Hastada
yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak
ağrıları dindirir. - Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı Nedeni
genellikle ortakulaktaki iltihabın
kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş
kulak ağrısı
koyu kulak akıntısı
halsizlik görülür. İşitme azalır. Çaresi ameliyattır.
kuşpalazı
Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğuses kısıklığı
nefes darlığı
kuru öksürük
yüzde morarma
bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar
boğaz ağrısı
boyun bezlerinde şişlik
iştahsızlık
kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir. Hastalık başlangıcında teşhis edilip
hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse
ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır. Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
migren
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelipbaşın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder. Migren
herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi
belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır. başın yarısında zonklamalar
bulantı ve bazen kusma görülür. Gözünün önünde siyah benekler
bulanık lekeler
uçuşur. Bazı kimseler
konuşmakta da zorluk çekerler. Ağrı geldiği zaman
karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca
hazımsızlığı önlemek
haftada iki kere ılık banyo yapmak
sebze yemek ve kahve
çay
sigara
içki
gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.
nevralji
Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassayüzde ve başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir. Nedeni soğuk algınlığı
şeker hastalığı
damar sertliği
veya ağrı yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır.
nezle
Burun içindeki ince zarınüst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır. Hastada burun akıntısı
hapşırma
boğaz ağrısı
baş ağrısı
öksürük bazen de ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.
salgın menenjit
Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalıkboğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından bulaştırılır. Hastalık çoğu kere üşüme
titreme ve ateşin birdenbire yükselmesiyle başlar. Halsizlik
başağrısı
ve kusma görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk çeker. Bir süre sonra
ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır. Aksi halde
ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması mümkündür. Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla görüşmemelidir. Kalabalık yerlere gidilmemelidir. Bütün vücudun
özellikle ağız ve burunun temiz tutulması gerekir.
sinirsel hazımsızlık
Sinir sisteminin düzenliuyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca
alkol kullanmak
fazla sigara içmek
haddinden fazla çay
kahve veya süt içmek
çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur. Hastanın karnında ağırlık hissi vardır
midede gurultu
yanma veya ekşime görülebilir. Geğirir
gaz çıkarır. Yorgunluk
baş ağrısı
çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir.
sinüzit
Çenealın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların
sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı
nezle
grip
alerji
burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı
burnunda tıkanma
akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.
şeker hastalığı
Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreaskandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine getirmezse
kandaki fazla şeker
karaciğere depo edilir. Aç karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır. Bu miktar yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir. Kandaki şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit edilir. Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra Normal kimselerde 80 mg. 140 mg. Orta derecede 130 mg. 190 mg. Ağır derecede 160 mg. 215 mg. 2 çeşit şeker hastalığı vardır. - Şekersiz Diabet : Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına
tıp dilinde diabetes insipidus denir. - Şekerli Diabet :Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına
tıp dilinde diabetes mellitus denir. Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme
şişmanlık veya sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol oynar. Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır. Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür. İleri safhada devamlı baş ağrısı
el ve ayak titremeleri
iştahsızlık
aseton kokusuna benzer nefes kokusu
ter kokusu
adele krampları
hafıza zayıflığı
kısmi veya tam felç
iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür. Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği
kalp yetmezliği
göğüs anjini
görme zayıflığı
katarakt
karaciğer hastalıkları
siroz olabilir. İki çeşit şeker koması vardır. - Diabetik Koma
aha ziyade şeker hastalarında görülür. Nedeni
insülin verme zamanını geçirmek
gerektiğinden az miktarda insülin vermek
bağırsak iltihabı
bademcik iltihabı
grip veya iyileşmeyen yaralardır. - Şeker Eksikliği Koması : Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma
terleme
titreme
çırpınma huzursuzluk
şiddetli açlık
ve aşırı duygusallıkla başlar. Nedeni
fazla miktarda insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir. Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar. Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız
boğaz ve diş sağlığına aşırı özen göstermelidirler. Masaj
beden hareketleri ve açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler.
tansiyon yüksekliği
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliğitıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde
böbrek hastalıklarında
damar sertliğinde
kan hücrelerinin çoğalmasında
şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk
sinirlilik
çarpıntı
baş dönmesi
uykusuzluk
baş ağrısı vardır.
tifo
Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikropçoğunlukla tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında
kanlarında
tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur. Tifo salgınına
lağım suları karışmış içme suları veya lağım suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur. Salgın daha ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür. Hastalık
mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye başlar. İştahsızlık
baş ağrısı
burun kanaması
bronşit
mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte ishal görülür. İlk belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde karnında ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir. Bu günler içinde tansiyon düşer
nabız da yavaşlar. Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır
bağırsak kanamaları görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış
hasta zayıflamıştır. Üçüncü haftanın sonlarından itibaren
ateş düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar. Tifo kalbi
beyni
böbrekleri
akciğerleri
karaciğeri
göz ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi şarttır. Hastaya süt
yoğurt
ayran
hoşaf
meyva suları
limonata
portakal suyu
yumurta sarısı
yumurtalı çorbalar
iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler
sebze ve meyve püreleri verilir. Çok su içirilir.
üremi
Karaciğerde meydana gelipkan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin
idrarla dışarıya atılmayıp
vücutta kalmasından meydana gelen hastalığa da üremi denir. Nedeni
böbrek hastalıkları ve prostat büyümesidir. Hastada devamlı baş ağrısı
görme bulanıklığı
hıçkırık
gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın üşütmemesi
yorulmaması
düzenli beslenmesi
sigara veya alkolü bırakması gerekir.
yılancık
Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri hastalığıdır. Halk arasında kızılyürük denir. Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün sonra; hastada ateş ve titreme görülür. Bilhassayüz
burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık
yaygın kızarıklık ve ağrı görülür. Bu bölge
bir süre sonra şişer
deri gerilir. Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir. Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun için de iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı
yatak istirahatidir.
zatürree
Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır. - Lober Pnömoni : Pnömokok adı verilen mikropların neden olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlarfazla yorgunluk
soğuk algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı
titreme
kusma ve sırt ağrıları ile başlar. Ateş
40 dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra düşmeye başlar. Öksürük
kısa sürelidir. Balgam
kanlı ve yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış
dudaklarının etrafı kabarmış
cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri kriz gelebilir. - Virüs Zatürreesi : Virüslerin neden olduğu bir çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır. - Bronköpnomoni : İyi tedavi edilmeyen grip
boğmaca
bronşit veya kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedeni
akciğer ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır. Hastalık
bronşit gibi başlar
tedbir alınmazsa
2-3 gün içinde ağırlaşır. Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40 dereceye kadar yükselir. Hastada öksürük
cerahatli ve bazen de kanlı balgam görülür. Halsizdir
nefes almakta güçlük çeker
rengi de soluktur. Doktor tedavisi şarttır. Diğer tarftan
hasta istirahat ettirilir ve morali üstün seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul edilmez. Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi yükseldiği zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş düşürücü ilaçlar verilmez.
Baş ağrısı için Şifalı Bitkiler
Baş ağrısı
astım
Hastakriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini zanneder
gerçekte nefes vermekte zorluk vardır. Bunun nedeni de
akciğerlerdeki küçük hava borularının daralmasıdır. Buralardan geçen hava
ıslığa benzeyen bir ses çıkarır
ki buna hırıltı denir. Astım
bir kaç grup nedenden kaynaklanır. Bunların başında da bünye gelir. Yani
bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir şeyse
diğerlerinde de astım o kadar doğaldır. Bazı kimseler
toz
kıl
yumurta
süt
aspirin
çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar. Bu hassasiyet
astım krizleri şeklinde kendini gösterir. Tedavi için
hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir. Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir. Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir. Bazı kimselerde de
Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir. Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir.
ateş
Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir. Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir. Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısıkoltuk altına konulduğunda gösterdiği ısıdan 0
5 derece daha düşüktür. Diğer taraftan
vücut ısısı gün boyunca da 0
5 derece oynar. Sabahın erken saatlerinde ısı düşük
akşam saatlerinde yüksektir. Vücut ısısı 36
2 - 37
5 arasında ise normaldir. Ateşle birlikte; üşütme
titreme
baş ağrısı
bunalma
huzursuzluk
vücut kırgınlığı
iştahsızlık
kabızlık
sayıklama
havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir. Ateşin nedeni
genellikle soğuk algınlığı
grip
bademcik iltihabı
boğaz ağrısı
bronşit
sinüzit
kulak iltihabı
bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir.
bademcik iltihabı
Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şişkırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir. Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık
baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar. Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı
böbrek iltihabı
romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir.
başdönmeleri
Hastakendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. Düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
böbrek iltihabı
Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki çeşiti vardır: Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkantitreme
kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp
kasıklara kadar yayılan bir ağrı ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur. İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur. Bol su
limonata ve açık çay içilir. Kronik Böbrek İltihabı : Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması
kronik böbrek iltihabının başlıca nedenidir. Hastada iştahsızlık
ateş
halsizlik
baş ağrısı
ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür. Yapılacak ilk iş
bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır.
çocuk felci
Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşmasısineklerin taşıdığı mikroplar
hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır. Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş
baş ağrısı
boğaz ağrısı
kusma
yorgunluk
boyunda kasılma
ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa
özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce
ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra
üçüncüsü
ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.
damar sertliği
Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi sonucuesnekliklerini aaabetmesine; halk arasında damar kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir. Nedeni
kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin esnekliğini kaybedip
zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin birikinti yaparak
damarı darlaştırmasıdır. Belirtileri baş dönmesi
baş ağrısı
titreme
yürürken sendeleme
düşünme ve öğrenme gücünde zayıflama
sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar görülür. İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak olursa
korkulacak bir şey yoktur. Hastanın neşe ve cesaretini kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede atılacak ilk önemli adımdır. Damar sertliği teşhisi konan kimse
perhiz yapmalı
alkol ve sigara gibi aaaif verici maddeleri bırakmalı
yumurta
tereyağı ve benzeri yiyecekleri terk etmeli
tuzu da azaltmalıdır. Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır.
dizanteri
Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastadaishal görülür. Dışkısı kanlı ve sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır. Amipli Dizanteri : Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal
ateş
karın krampları
kilo kaybı
ve halsizlik görülür. Basilli Dizanteri : Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal
karın ağrısı
halsizlik ve ateş görülür. Yapılacak ilk iş hastayı
sağlamlardan ayırmaktır.
frengi
Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. Frengili kadının doğurduğu çocuğadoğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer. Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde
yani erkeklerde peniste
kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta
meme ucunda
makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir. Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları
ateş
boğaz ağrısı
deri döküntüleri ve iştahsızlık
görülmeye başlar. 6 ay sonra ise
mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.
gastrit
Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir. Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemeklerfazla kuru veya sert yiyecekler
hamur işleri
tatlılar
acı ve baharatlı yiyecekler
alkol
fazla miktarda çay
kahve veya sigara içmek
yemek saatlerinin düzensiz olması
çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek
fazla ilaç kullanmak
ateşli hastalıklar
karaciğer veya safra kesesi hastalıkları
kalp hastalıkları veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir. Belirtileri : Mide ağrısı
bulantı veya kusma
baş ağrısı
iştahsızlık
aniden çıkan ateş
baş dönmesi
dilde beyaz pas
yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar. Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler
yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.
gıda zehirlenmeleri
Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür. Belirtileri : Hasta solumaktayutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. baş dönmesi
halsizlik
mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder. Bazı hastalarda kabızlık
bazılarında da ishal görülür. Yapılacak ilk iş
hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.
göz ağrısı
Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulmasıgözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması
göze yabancı bir cisim kaçmış olması
sinüzit
yarım başağrısı
grip
nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir. Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.
halsizlik
Bazı kimseleraşırı yorgunluktan
çalışamamaktan
baş ağrısından
sırt ağrılarından
hazımsızlıktan veya huzursuzluktan şikayet ederler. Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir.
idrar zorluğu
Hastanın günlerce idrara çıkmaması şeklinde kendini gösteren bu hastalığa; tıp dilinde Anüri adı verilir. Mesane (idrar torbası) boştur. Hastada uyuklamabaş ağrısı
adalelerinde oynama ve kusma görülebilir. Nedeni böbrek hastalıkları
mesane
veya rahim hastalıkları
yaralanma ve idrar yollarında taş bulunmasıdır. Tedavi için doktora başvurmak gerekir.
kalp ağrısı
Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir. Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse; enfarktüs krizinden şüphe edilir. Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemekistirahat etmesini sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir.
kan çıbanı
Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır. Özellikle sırtense ve yüzde meydana gelir. Nedeni stafilokok cinsi mikroptur. Tıp dilinde füronkül denir. Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar. En sonunda baş verir. Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar
sarılaşır ve içindeki cerahat boşalır. Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır. Kan çıbanlarını
kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak gerekir.
kanda kolestrol yüksekliği
Kolestrolkanda
sinirlerde
beyinde
karaciğerde
dalakta
böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan
yağ yapısında
kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir. Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak
alyuvarları zehirlere karşı korumak
sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri altında
dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır. 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı
kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damarsertliği
beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur. Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri
husyeler
yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal yağlar
süt
yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır. Kanda
kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca
hastanın cildinde oluşan sarı lekeler
göz altlarında beliren siyah halkalar
göz akında görülen sarı lekecikler
genel yorgunluk
iştahsızlık
hazımsızlık
baş dönmesi
baş ağrısı
görme zayıflığı
ağız acılığı
nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir.
kızıl
Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina denir. Nedenibademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur. Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı
titreme
boğaz yanması
bulantı
ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer. Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra
ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır. Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer. Bulaşmayı önlemek amacıyla
hastanın odası ayrılır. başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir. İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.
kuduz
Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan giripkana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde rabies veya hydrophobia denir. Kuduz virüsü
vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek
beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma
ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir. Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir. Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur. Kuduz hastalığının başlangıcında
yorgunluk
durgunluk
sinir bozukluğu
baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır. Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra oksijenli suyla yıkanıp
tentürdiyot sürülür. Bu işlem sık sık tekrarlanır.
kulak ağrısı
Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı iltihabıkulak nezlesi
ortakulak iltihabı
kulak yolundaki çıban
boyun bezeleri
yüz nevraljisi
bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık
kulak ağrısına neden olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
kulak iltihabı
Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir. - Ortakulak İltihabı Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar gripkızamık
kuşpalazı
kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir. Hastada
yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak
ağrıları dindirir. - Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı Nedeni
genellikle ortakulaktaki iltihabın
kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş
kulak ağrısı
koyu kulak akıntısı
halsizlik görülür. İşitme azalır. Çaresi ameliyattır.
kuşpalazı
Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğuses kısıklığı
nefes darlığı
kuru öksürük
yüzde morarma
bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar
boğaz ağrısı
boyun bezlerinde şişlik
iştahsızlık
kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir. Hastalık başlangıcında teşhis edilip
hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse
ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır. Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
migren
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelipbaşın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder. Migren
herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi
belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır. başın yarısında zonklamalar
bulantı ve bazen kusma görülür. Gözünün önünde siyah benekler
bulanık lekeler
uçuşur. Bazı kimseler
konuşmakta da zorluk çekerler. Ağrı geldiği zaman
karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca
hazımsızlığı önlemek
haftada iki kere ılık banyo yapmak
sebze yemek ve kahve
çay
sigara
içki
gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.
nevralji
Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassayüzde ve başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir. Nedeni soğuk algınlığı
şeker hastalığı
damar sertliği
veya ağrı yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır.
nezle
Burun içindeki ince zarınüst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır. Hastada burun akıntısı
hapşırma
boğaz ağrısı
baş ağrısı
öksürük bazen de ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.
salgın menenjit
Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalıkboğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından bulaştırılır. Hastalık çoğu kere üşüme
titreme ve ateşin birdenbire yükselmesiyle başlar. Halsizlik
başağrısı
ve kusma görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk çeker. Bir süre sonra
ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır. Aksi halde
ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması mümkündür. Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla görüşmemelidir. Kalabalık yerlere gidilmemelidir. Bütün vücudun
özellikle ağız ve burunun temiz tutulması gerekir.
sinirsel hazımsızlık
Sinir sisteminin düzenliuyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca
alkol kullanmak
fazla sigara içmek
haddinden fazla çay
kahve veya süt içmek
çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur. Hastanın karnında ağırlık hissi vardır
midede gurultu
yanma veya ekşime görülebilir. Geğirir
gaz çıkarır. Yorgunluk
baş ağrısı
çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir.
sinüzit
Çenealın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların
sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı
nezle
grip
alerji
burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı
burnunda tıkanma
akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.
şeker hastalığı
Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreaskandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine getirmezse
kandaki fazla şeker
karaciğere depo edilir. Aç karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır. Bu miktar yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir. Kandaki şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit edilir. Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra Normal kimselerde 80 mg. 140 mg. Orta derecede 130 mg. 190 mg. Ağır derecede 160 mg. 215 mg. 2 çeşit şeker hastalığı vardır. - Şekersiz Diabet : Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına
tıp dilinde diabetes insipidus denir. - Şekerli Diabet :Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına
tıp dilinde diabetes mellitus denir. Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme
şişmanlık veya sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol oynar. Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır. Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür. İleri safhada devamlı baş ağrısı
el ve ayak titremeleri
iştahsızlık
aseton kokusuna benzer nefes kokusu
ter kokusu
adele krampları
hafıza zayıflığı
kısmi veya tam felç
iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür. Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği
kalp yetmezliği
göğüs anjini
görme zayıflığı
katarakt
karaciğer hastalıkları
siroz olabilir. İki çeşit şeker koması vardır. - Diabetik Koma
aha ziyade şeker hastalarında görülür. Nedeni
insülin verme zamanını geçirmek
gerektiğinden az miktarda insülin vermek
bağırsak iltihabı
bademcik iltihabı
grip veya iyileşmeyen yaralardır. - Şeker Eksikliği Koması : Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma
terleme
titreme
çırpınma huzursuzluk
şiddetli açlık
ve aşırı duygusallıkla başlar. Nedeni
fazla miktarda insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir. Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar. Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız
boğaz ve diş sağlığına aşırı özen göstermelidirler. Masaj
beden hareketleri ve açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler.
tansiyon yüksekliği
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliğitıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde
böbrek hastalıklarında
damar sertliğinde
kan hücrelerinin çoğalmasında
şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk
sinirlilik
çarpıntı
baş dönmesi
uykusuzluk
baş ağrısı vardır.
tifo
Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikropçoğunlukla tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında
kanlarında
tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur. Tifo salgınına
lağım suları karışmış içme suları veya lağım suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur. Salgın daha ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür. Hastalık
mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye başlar. İştahsızlık
baş ağrısı
burun kanaması
bronşit
mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte ishal görülür. İlk belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde karnında ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir. Bu günler içinde tansiyon düşer
nabız da yavaşlar. Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır
bağırsak kanamaları görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış
hasta zayıflamıştır. Üçüncü haftanın sonlarından itibaren
ateş düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar. Tifo kalbi
beyni
böbrekleri
akciğerleri
karaciğeri
göz ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi şarttır. Hastaya süt
yoğurt
ayran
hoşaf
meyva suları
limonata
portakal suyu
yumurta sarısı
yumurtalı çorbalar
iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler
sebze ve meyve püreleri verilir. Çok su içirilir.
üremi
Karaciğerde meydana gelipkan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin
idrarla dışarıya atılmayıp
vücutta kalmasından meydana gelen hastalığa da üremi denir. Nedeni
böbrek hastalıkları ve prostat büyümesidir. Hastada devamlı baş ağrısı
görme bulanıklığı
hıçkırık
gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın üşütmemesi
yorulmaması
düzenli beslenmesi
sigara veya alkolü bırakması gerekir.
yılancık
Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri hastalığıdır. Halk arasında kızılyürük denir. Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün sonra; hastada ateş ve titreme görülür. Bilhassayüz
burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık
yaygın kızarıklık ve ağrı görülür. Bu bölge
bir süre sonra şişer
deri gerilir. Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir. Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun için de iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı
yatak istirahatidir.
zatürree
Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır. - Lober Pnömoni : Pnömokok adı verilen mikropların neden olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlarfazla yorgunluk
soğuk algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı
titreme
kusma ve sırt ağrıları ile başlar. Ateş
40 dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra düşmeye başlar. Öksürük
kısa sürelidir. Balgam
kanlı ve yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış
dudaklarının etrafı kabarmış
cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri kriz gelebilir. - Virüs Zatürreesi : Virüslerin neden olduğu bir çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır. - Bronköpnomoni : İyi tedavi edilmeyen grip
boğmaca
bronşit veya kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedeni
akciğer ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır. Hastalık
bronşit gibi başlar
tedbir alınmazsa
2-3 gün içinde ağırlaşır. Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40 dereceye kadar yükselir. Hastada öksürük
cerahatli ve bazen de kanlı balgam görülür. Halsizdir
nefes almakta güçlük çeker
rengi de soluktur. Doktor tedavisi şarttır. Diğer tarftan
hasta istirahat ettirilir ve morali üstün seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul edilmez. Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi yükseldiği zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş düşürücü ilaçlar verilmez.