j. Şefkat
Çocuk, sopadan, tehditten, azaptan değil, eğer bir şeyden korkacaksa, ebeveyninin şefkatini kaybedeceğinden korkmalıdır. Babasının yüzünü ekşitmesi, annesinin sımsıcak yüzünün buğulandığını müşahede etmesi veya sezmesi onu hizaya getirecek en büyük bir müeyyide gibi algılanabiliyorsa, yeter ve artar zannediyorum. Ancak çocuğun size güvenmesi, acılarını elemlerini paylaştığınıza inanması çok ehemmiyetlidir. Öyle ise, o ağladığı zaman yapabiliyorsanız oturup içten ağlayınız, hiç olmazsa üzüntüsünü paylaşınız. Size ölüp giden bazı insanlar için semanın ağladığı, arşın titrediği gibi [36] (Büyük âlem küçük alemle alakadardır ve aralarında pararellik vardır. Hatta belki bir mühim müteessir olduğu zaman rahmet alemi de o derece müteessir olmaktadır. Bu durumun keyfiyeti bizim için çok açık ve kâbil-i idrak olmasa da, şu tespiti yapabileceğimizi düşünüyoruz. Allah'ın (cc) Rahmân ve Rahîm isimleri, her türlü şefkatin, re’fetin, inceliğin, merhametin menbaı ve kaynağıdır. Müminler müteessir oldukları zaman, rahmet de “bîkem u keyf” harekete geçer, -tabir caizse- o da o teessürü paylaşır). çocuklar müteessir oldukları zaman siz de teessür izhar edip, onların üzüntülerini paylaşınız. Böylece onların nazarında daha bir ulvîleşirsiniz ve söylediğiniz, anlattığınız sözler onlarda tesir icra eder ve onların gönüllerine öyle bir girersiniz ki, artık hiçbir güç oradan sizi söküp atamaz. Daha sonra söyleyeceğiniz her söz de onların, gönüllerinde hep makes bulur. Evet eğer, onların melek-misal yetişmelerini düşünüyor ve sizi gelecekte en mükemmel şekilde temsil edeceklerini bekliyorsanız böyle yüksek bir mefkûre ancak bu yollarla gerçekleştirilebilir.