2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: ‘Maneviyat büyüklerini anlamak’

    Share
  1. #1
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart ‘Maneviyat büyüklerini anlamak’

    Başlıklı makalesinde, Süleyman Efendi hazretleri ile alâkalı, dikkate şâyan şu farklı tesbit ve değerlendirmelerde bulunuyor: “Ziraî mahsulün (ortaya çıkmadan önce) satılmasıyla alâkalı olarak (yetiştirdiği) talebeleri (Süleyman Efendi Hazretleri’ne) bir soru sorar…
    Bir kaynak ismi vererek, araştırılması tavsiyesinde bulunur.
    Soruyu dinleyip bilahare cevabını verebilirdi… Zaten talebeleri, ‘sorup, ayaküstü bir cevap beklemek’ tavrında değil, ‘arz etme’ adabı içindedirler. Bir inkıta da olmazdı.
    Öyle yapmıyor. ‘Araştırınız diyor. ‘Yetiştirilmiş’ insanlar, araştırırlar… Başka bir vesileyle, ‘Ben sizi rüşte eriştirdim, (mes’ûliyet şuuru içinde) kendi kararınızı kendiniz verin manasında iş‘ârı olmuştur. Doğru eğitim usulü de esasen budur.
    Talebeleri meseleyi araştırırlar; fakat sadece bir kaynağa bakmakla iktifa ederler. Oradaki kavil, satışın câiz olmadığı şeklindedir. İtirazlar vukû bulunca, tekrar mürâcaat etmek ihtiyacını duyarlar.
    Bu defa verdiği ders şudur: Bir yere bakmakla iktifa etmenin doğru olmayacağını, ‘maslahata uygunlukaçısından râcih kavlin ne olduğunun araştırılması gerektiğini söyler. Öyle yaparlar ve ‘mesele’ halledilir.
    Buradaki gaye, sorulan meseleyi halletmek değil, o vesîleyle usûl dersi vermektir.
    İmam Şafiî’ye (rh.) ait olduğunu sandığım bir söz vardır. Âlim olmak demek, her meselenin cevabını ezberlemek değildir; bir meselenin doğru cevabını bulabilmek ve kavrayabilmek demektir. ‘Usûl dersi’ dediğim şey, işte bu hakikati öğretme dersidir.
    Bana çok tesir eden bir başka naklî tesbitim şudur:
    Talebelerinden biri, bir gayr-i müslim vatandaşa borçludur. Fakat adam vefat etmiştir.

    Yakınlarını arayın bulun, onlara ödeyinder. Kimse bulunamaz… Gayr-i müslim vatandaşın hakkı, ödenmeden kalacak! Sonunda şu yolu gösterir:
    Git, bağlı bulunduğu kiliseyi öğren. Parayı oraya ver.’ Yani: Üzerimizde gayr-i müslim vatandaşın hakkı kalmasın! Daha niceleri var… Bunlar hep, yakınında bulunan ve muayyen hususiyetlere sahip olanların naklettikleri…
    Büyükleri anlamak da zordur, onlardan nakilde bulunmak da…
    Üslûbunun seviyesini kavramamışsanız, hafızanızda kalanlar sizin idrakinizden geçebilenlerdir. Samîmi olmanız yetmez; samîmiyet ‘gerekli şart’tır, ama ‘yeter şart değildir.
    Süleyman Efendi’nin (k.s.) işte bundan dolayı, yazılı olarak anlatılabilmiş olduğu kanaatinde değilim. Yukarıda bahsettiğim ‘naklî kifayet hasletlerine sahip talebelerinden faydalanarak bu boşluğun doldurulmasında bir hizmetim olmasını çok istedim. Hâlâ da istiyorum ve bu yöndeki çalışmalarımı sürdürüyorum. Tamamlamak nasip olur mu olmaz mı, bilemiyorum. Fakat ‘kıvam’ şartlarının tamamlandığına kani olmadıkça, ortaya bir şey çıkarmam. Aradığım mükemmeliyet değil, mes’ûliyet şuurunun zarurî kıldığı tatminkârlıktır. Eski Ufuk koleksiyonunu açın, üç-beş kişiyle de konuşun; 5-10 tane kitap yazarsınız. Bu çeşit derlemeler zaten var.
    Meselenin emek bekleyen hizmet yönü, bence fikrîdir. Küllîdir, terkîbidir ve bunlara bağlı olarak fikrîdir.
    Süleyman Efendi (k.s.) tasavvufta, İmam-ı Rabbânî’ye (k.s.) bağlıydı. Talebelerine, ‘Onun evlatlarısınız’ demiştir. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’ni ve tecdîdini bilmeyen, Süleyman Efendi Hazretleri’ni anlayamaz da anlatamaz da…
    Mahir İz Hoca, ‘… İmam-ı Rabbânî Şeyh Ahmed Fârûkî es-Serhendî’yi âsârı ve mektûbâtıyla dikkatle gözden geçirmek lâzımdır’ diyor. (3) Niçin lâzımdır? Bir önceki parağrafında belirtildiği gibi, doğru tasavvufu (Ehl-i Sünnet tasavvufunu) anlamak için lâzımdır.
    Süleyman Efendi Hazretleri’nde, sıhhatli nakillere nazaran gördüğüm dört mümeyyiz ve hâkim vasıf var:

    - İstikamet,

    - İlim,

    - Muhabbet

    … ve tefekkür.

    Münhasıran kerametinden ve (mücerret hâliyle) aksiyonundan söz etmek, bence onu anlamamaktır. Kerametler gelir geçer, kalıcı olan istikamettir. Aksiyon, şartlara tâbidir. Başlar, biter, dönüşür; devamlılık, aksiyona vücut veren ruhtadır. Muhtevadadır.

    … Ve mâneviyat büyüklerini anlamak mevzuunda bu açıdan sıkıntılarımız vardır…”

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: ‘Maneviyat büyüklerini anlamak’

    allah razı olsun kardeşim
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Benzer Konular

  1. Kur’an ‘zİkr’İ nasil anlatiyor?
    By Reyhani in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 03.03.09, 14:52
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.10.08, 11:24
  3. KUR’ANI ANLAMAK ve O’NA TABİ OLMAK
    By SiLa in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 04.09.08, 20:48
  4. Lam ‘Elif’ Ocağı
    By SiLa in forum Sohbet & muhabbet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.07.08, 09:33
  5. Hz. Peygamber’In SÜnnet’InI DoGru Anlamak
    By Konyevi Nisa in forum Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.06.08, 11:17

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •