2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: TarÎkatlerde rÂbita usÛlÜnÜn tatbİkİ

    Share
  1. #1
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart TarÎkatlerde rÂbita usÛlÜnÜn tatbİkİ

    Râbıta; turuk-ı aliyye tâbir edilen yüce tarîkatlerin tamâmında ve bâhusus –her hâl ve keyfiyeti Resûlüllâh’ın (s.a.v.) sünen-i seniyyelerine ittibâ(7)dan ibâret olup, şerîattan hâriç, sünnetlerden fazla hiçbir usûl ve âdetleri bulunmayan– Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiye’de mühim bir rükündür.
    Tatbik usûlüne gelince…
    Bilindiği gibi kalb; sol memenin iki parmak aşağısında, üçüncü parmağın altında bulunan bir et parçasıdır. Yumurtaya ve çam kozalağına benzer. Sivri olan başı, sol kaburganın altına; kalın olan kısmı ise, içeriye doğru girmiştir. Buna sanevberî kalbdenilir. Rûhânî kuvvete ise, hakîki kalb adı verilir. Sanevberî kalb, hakîki kalbe hücre ve yuva gibidir.
    Mürid, kendisine ezâ ve cefâ vermeksizin tam ve kâmil bir edeple oturur… Başını ve vücudunu, azıcık kalbe meylettirir… Gözlerini kapar… Zira göz, kalbin rehberi, delîli ve kılavuzu demektir… Göz ne ile meşgul olursa, kalb de onunla meşgul olur. Bu itibarla havâss-ı zâhirin (duyu organlarının) boş ve hareketsiz olması lâzımdır. Vücudun hiçbir uzvu, kişinin kendi isteğiyle hareket etmeyecektir. Dudaklar birbirine bitişik, dil de damağa yapışık olur. İki kaşın arasındaki nefis de kalbe bağlanır. Yani mürid, bu hâl üzere kendini hazırlar; tam bir zevk ve şevk, kusursuz bir hürmet ve tâzimle şeyhinin huzûrunda bulunduğunu tasavvur ederek, onun kalbinden kendi kalbine nûrânî bir hatla feyz-i İlâhî’nin aktığını tahayyül eder. Müşahhas bir misâlle anlatmak gerekirse, mürid, mürşidinin kalbini Güneş gibi kabul edip, ondan mânevî cereyânı kendi kalbine çektiğini düşünebilir. Bunun en azı, bir çeyrek saattir; daha az olursa, tesiri de az olur.
    Anlatılan bu minvâl ve miktar üzere râbıtaya devam edip, Allah’tan başka her şey unutulduktan sonra ise, kalbî zikre başlanır. Kalbî zikir sırasında bütün dikkat mânevî kalbe çevrilir. Maddî kalbin atışı, nefesin girip çıkması ile hiç alâkadar olmadan, mânevî kalbimizdeki hakîkat-ı câima-i kalbiye makamında verilen adet ne kadar ise o miktar “Allah-Allah-Allah” diyerek zikre başlanır. Zikir ânında, bu ismin sâhibinden başka hiçbir şey düşünülmez. Şayet akla başka düşünceler gelecek olursa, zikir bırakılıp istiğfâr getirilerek üç-dört dakika râbıta yapılır ve zikre öyle devam edilir. Zikir ânında da, râbıtada olduğu gibi, dil damağa yapışık olarak tutulur. Verilen adet tamamlandıktan sonra da, yapılan bu zikir, usûlünce hediye edilir.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: TarÎkatlerde rÂbita usÛlÜnÜn tatbİkİ

    allah razı olsun kardeşim
    rabbim yolumuzda daim eylesin
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Benzer Konular

  1. RÂbita ve rÂsit halifeler
    By ACİZKUL in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.05.09, 23:51
  2. RÂbita
    By Konyevi Nisa in forum R -Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.12.08, 11:38
  3. Rabita Yapmanin Faydalari
    By Konyevi Nisa in forum Sofilik Adabı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.07.08, 11:59
  4. GAVS k.s dan RABITA tarifi....
    By Konyevi Nisa in forum Menzil Hikayeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.07.08, 11:39

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •