Son Şahitler 1.Cild s. 113
MOLLA HAMİT EKİNCİ
Güneşli geçen Şubat'ın arkasından, Mart bütün şiddetiyle bastırmıştı. Kar, tipi, fırtına İstanbul'da hayatı felce uğratmıştı. Otuz altı saatlik otobüs yolculuğu bizi Van'a ulaştırmıştı.
Van'a ve Vanlılara hasret duygularıyla girdim şehre..
Van, Üstad'ımın şehriydi. Uzun yıllar kaldığı bir beldeydi. Burası çocukluğu, gençliği ve harp hatıralarıyla doluydu.
Bu duygularla, bu güzel İslâm şehrinde üç gün kaldım. Bu arada Nur Talebelerinin "Molla Hamid Abi" diye hitap ettikleri, mübarek insanı ziyaret edip, hatıralarını tesbit ettim.
Sıcak misafirperverlik duyguları Şarklının, Şark insanının en unutulmaz bir fazilet örgüsüydü.
Molla Hamid Ekinci'nin evinde, sıcak sütünü içerken o da anlatmaya başlamıştı. Ne hoş, ne tatlı anlatıyordu!
"İlk görüşmemiz bir akşam namazı ile başlamıştı"
"Bir sonbahar günüydü. Nurşin Camiinde namazını kılıp gelen ağabeyim (Abdullah Ekinci) bana hitaben:
"Hamid, Nurşin Camiine Bediiüzzaman gelmiş, oraya biraz odun götür' dedi.
"Ben bir miktar odun alarak Nurşin Camiine gitim. Camide beklemeye başladım. Az sonra oradaki bir zat, 'Ne bekliyorsun kardeşim' diye sordu.
"Ben de 'Efendim, buraya bir hoca gelmiş, kendisini görmek istiyorum' dedim. Bana 'Kardeşim, akşam namazının vakti geldi, bir ezan oku da namaz kılalım' dedi. O zamanın bir hatırası olarak zikrediyorum, ezan okumasını bilmiyordum, küçüktüm. Ben sesimi çıkarmadım ve sustum. Benim sustuğumu görünce, kendisi çok tatlı bir seda ile akşam ezanı okudu. Sonra beraber namaz kıldık. Arkasında kıldığım ilk namaz, o akşam namazı olmuştu. Namazdan sonra tesbihatı da yaptık. O günkü ezan, namaz ve tesbihat, beni sanki bir Cennet âlemine götürmüştü.
"İlk görüşmemiz bir akşam namazıyla başlamıştı. Bana 'İşin olmadığı zaman gel, beraber namaz kılarız' demişti. Artık hergün yanına devam etmeye başladım. Giderken de odun götürüyordum.
"Odunu kabul etmek istemedi. Bana 'Bir amele bul, ağaçları budayalım. Çıkan parçalarla hem odamızı, hem de camiyi ısıtırız' dedi.
"Ben bir arkadaşla gelerek camiin avlusundaki kara ağaçları budamaya başladım. Bu esnada Üstad bir battaniyeye sarılarak durmuş, bizi takip ediyordu. Van Valisi Süleyman Sabri Paşaya haber göndererek Horhor vakfiyesinden camiye odun göndertmesini istemişti.