1) Gençlerin kalplerini kazanabilmenin yolu, kendilerine güven vermek ve onlara güvenmekle mümkündür. Karşılıklı güven duygusu geliştirip pekiştirilince, muhtemel birtakım disiplinsizlikler daha ortaya çıkmadan kendiliğinden yok olur.
2) Disiplinsizlik zuhur ettiğinde hoca, bunun sebebini önce kendi nefsinde aramalı ve: “Acaba bu hadisede benim mes’uliyet payım nedir?”, diye sorabilmelidir. Meseleye bu anlayışla yaklaşan bir hoca, problemi yarı yarıya çözmüş demektir. Daha sonra, hadisenin talebe cephesinden sebeplerini araştırmalıdır. Elde ettiği bilgiler ve kanaatlar istikâmetinde problemi, büyütmeden bizzat kendisi halletmeye çalışmalıdır. Hocanın bunu yapmadan, doğrudan idareye başvurması bir âcizlik ifadesi olur. Disiplinsizlik yapıp, hocanın âciz duruma düşmesine sebep olan talebe, arkadaşları nezdinde “kahraman” olabilir. Hoca ise, talebelerin gözlerinde küçülür.
3) Hocaların disiplini sağlamada, önce talebeleri tanımalarının büyük faydası olacaktır. Talebeleri kısa zamanda hem ismen, hem de şahsen tanımalıdır. Talebeler, hocaları tarafından tanınmış olmaktan ve kendilerine ismen, hitabedilmesinden hoşlanırlar.
4) Fırsat buldukça ve yeri geldikçe talebelere “iyi oldukları” telkin edilmelidir. Kendilerinin menfi yönlerinden değil, mümkün olduğu kadar müsbet ve başarılı yönlerinden bahsedilmelidir. Onlara, çalışıp, gayret gösterdikleri takdirde daha başarılı olabilecekleri ve faydalı şeyler yapabilecekleri hatırlatılmalıdır. Bu telkinler ve tavsiyeler gerçekte müsbet tesirler yapacaktır. Şayet talebelerin başarıları ve iyi yönleri hep gözardı edilir, devamlı başarısızlıkları yüzlerine çarpılır, “tembellikleri”, “yaramazlıkları”, “adam olmayacakları” söylenirse, o zaman da bu vasıflar onlarda adeta bir huy haline gelebilir. Tıpkı, “bir adama kırk gün deli dersen deli olur...” , sözünde olduğu gibi. Neticede de, disiplin temin edilmek yerine, bizzat hoca tarafından disiplinsizlik körüklenmiş olur.
5) Sadece kat’î yasaklar konularak talebeler nerede, ne zaman, ne yapacaklarını bilemez vaziyete sokulmamalıdırlar. Onun yerine, neyi, nerede, ne zaman, nasıl yapacaklarına dair yol gösterilmelidir. Talebelerin kendi kendilerine bazı işler yapıp, başarmalarına imkan ve fırsat tanınmalıdır.
6) Talebelerle fazla senli-benli olmak, bayağı ifadeler kullanmak da doğru değildir. Böyle yapıldığı takdirde gürültüler ve laubalice davranışlar eksik olmaz.
Asık surat ve aşırı ciddiyet de, talebeler üzerinde soğukluk meydana ğetirir ve korkutucu olur. Kısaca hoca, talebeleri ile arasındaki mesafeyi ne tam kapatmalı, ne de alabildiğine açmalıdır. Yerine göre onlara yakın, yerine göre uzak olmalıdır. Yani, ciddiyet ve sertlik ile laubalilik ve gevşeklik arasında bir yer bulmak gerekir.
7) Şayet disiplinsizlikleriyle tanınan ve meşhurlaşan lider talebeler varsa, onlara birtakım vazifeler ve mes’uliyetler verilerek düzelmelerine imkân tanınmalıdır. Çünkü en çok suç işlemeye mütemayil olanlar, en fazla meşgul edilir ve bu arada da kendilerine ıslah edici tedbirlerle rehberlik yapılırsa, müsbet neticeler almak mümkündür.
8) Talebelere aşırı baskı ve tehditten kaçınılmalıdır. Zira aşırı baskı ve tehdit, hiçbir zaman müsbet netice vermez. Öyle ise, talebelerin de birer şahsiyetlerinin olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Onların fikir, duygu ve düşüncelerine değer verildiği intibaı uyandırılmalıdır. İşte o zaman talebeler, hocalarına saygı duyarlar ve ancak bu şekilde karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir hoca-talebe münâsebeti devam ettirilebilir.
9) Fena bir hareket karşısında, birden feveran etmek ve adeta saçını-başını yolmak da doğru değildir. Eğer talebeler, hocalarının böyle bir halini ve davranışını görür veya sezerlerse, bunu tekrar ettirmek için ne lazımsa yapabilirler. Hareket yapanın kim olduğu tespit edilememişse, problemi serinkanlılıkla ve biraz da hoşgörü ile ve hatta gerekirse zamana bırakarak halletmeye çalışmak daha müsbet netice verir.
Disiplini sağlayacak bir diğer zümre talebeler ve velilerdir.
Talebeler, birbirlerini birçok yönü ile daha iyi tanırlar. Dolayısıyla, problemli olan ve sık sık disiplinsizlikler yapan arkadaşlarının durumlarını da iyi bilirler. Hocalar, lider durumundaki talebelerden, disiplinsizlik yapan arkadaşları hakkında alacakları malumatla probleme çözüm getirebilirler. Velilerle kurulacak sözlü veya yazılı diyaloglar da, çocukların aile durumları, maddi ve manevi yaşayışları, anne-babanın sağ veya ölü, öz veya üvey oluşları, aile içerisinde çocuklara karşı takınılan tavırlar...vb. hakkında elde edilecek bilgilerle, disiplinsizce hareketlerin sebepleri araştırılarak, icabeden tedbirler alınabilir.