Son Şahitler 2.Cild s. 362
MAHMUD ÇALIŞKAN
l838'de Emirdağ'da dünyaya geldi. Şeyh Ali Efendinin en küçük oğludur. Bediüzzaman'a hizmet etme bahtiyarlığına erenlerden..
Hatıralarını şöyle anlatıyor:
"Üstad Emirdağ'a l944 yazında gelmişti. Ben ise o zamanlar henüz altı yaşındaydım. Emirdağ'a ilk yerleştiği yer Gücenmez'in oteli olmuştu. Burada beş-on gün kalmıştı. Bu durum halk arasında kısa zamanda 'Emirdağ'a çok büyük bir hoca gelmiş, fakat kimseyle görüşmüyormuş!' tarzında yayılmıştı.
"Bizim Çalışkan'lardan Üstadı ilk gören ve ziyaret eden Hasan Ağabeyim olmuştu. Ağabeyim, 'Acaba kimmiş?' diye durumu öğrenmek için merakla otele gitmiş, üstaddan yakın alâka görmüştü. Kendisi, 'Hocam her ne ihtiyacınız varsa biz görelim' demiş ve o günden sonra da Üstadın hizmetlerini görmeye başlamıştı. Daha sonraları Mehmet Çalışkan ve diğer ağabeylerim gidip görüşmülerdi.
"Üstad otelde rahat edemiyordu. Hasan ağabeyim otelin karşısındaki boş bir evi tutup, Üstadı oraya yerleştirmişti.
"Bu günlerde babam Şeyh Ali vefat etmişti. Babam Nakşibendi tarikatına mensup olduğu için, halk arasında 'Şıh Ali' diye anılırdı. Hastalığı sebebiyle Üstadla görüşemeden vefat etmişti. Vefatını Mehmed ağabeyim Üstada söylemişti. Üstad rahmet dileyip dua ederek tesellî ettikten sonra, 'Derviş Ali'yle ben manen görüştüm. O büyük bir veli imiş. Büyüklüğünü ne kendisi, ne de siz bilmişsiniz. Onunla âlem-i berzahta her zaman beraberiz' diye buyurmuştu. Üstadımız babama, 'Derviş Ali' derdi. Kendisinin Emirdağ'a teşrifinden onbeş gün sonra vefat etmişti.
Afyon hapsine giriş
"Üstad havalar iyi olduğu zamanlarda kırlara giderdi. Yol bizim evin önünden geçerdi. Üstadın giyinişi, yürüyüşü hep dikkatimizi çekerdi. Bizim mahallede görünür görünmez, mahallelinin bütün çocukları koşar, elini öperdik. O da bizim başımızı okşar, 'Maşaallah, maşaallah!' diye tebessüm ederek, dualar ederdi.
"l948 senesinde Üstadı ve ona hizmet eden Osman, Mehmed, Hasan, Ceylan, Halil Çalışkan; Mustafa Acet ve diğer Nur talebelerini Afyon hapishanesine götürmüşlerdi. Bir seneye yakın hapishanede kaldılar. Ağır cezadaki mahkeme günlerinde bizler de gider gelirdik. Afyon mahkemesinden sonra, Üstad tekrar Emirdağ'a dönmüşlerdi.
"Üstadımız hasta ve ihtiyar olduğundan, kıra yaya olarak çıksa, çok zorluk çekiyordu. Ağabeylerim ve diğer talebeleri bir fayton almışlardı. Bir müddet Halil ve Ceylân ile Mustafa Acet sürücülük yapmışlardı.