Son Şahitler 2.Cild s. 292
Gardiyan
HASAN DEĞİRMENCİ
"Gardiyan Hasan'ı nasıl bulduk?"
Afyon'da konumuzla ilgili çalışma ve araştırmalarımızı sürdürürken, l948 yılında Afyon hapishanesinde gardiyanlık yapan bir adamdan bahsettiler.
Halen Afyon'da hayatta olduğunu duyunca görüşmek üzere hemen harekete geçtik. Araya bir çok vasıta koyduğumuz halde, bir türlü adam bizimle görüşmek istemiyor, köşe bucak kaçıyordu.
Gündüz evine gidiyoruz, "İşten gelmedi" diyorlar. İşini sorduğumuzda, Belediyede çalıştığını, şehrin sularını açıp kapatmakla görevli olduğunu öğrendik.
Akşam evine gidiyorduk, "Evde yok" diye cevap veriyorlardı. Böyle ısrarla üzerine yürüdükçe adam daha fazla çekiniyor, bizimle görüşmek istemiyordu. Daha fazla ısrar etmedik, işi zamana bıraktık.
Afyon'a diğer bir gidişimizde evde olacağını tahmin ettiğimiz akşam vakti, doğrudan gardiyan Hasan Ağanın (Değirmenci) evine vardık. Kapısına vurarak, Hasan Ağayı ziyarete geldiğimizi söyledik. Bir müddet bekledik, ama adam çıkmıyordu. Nihayet uzun boylu, sarışın, mavi cam gözlü, asabi tavırlı bir adam, 'Buyurun' dedi. Bizi içeri alacağını zannetmiştik:
"Nerede konuşalım" dedik.
"Az ileride bir kahvehane var, orada konuşalım" dedi.
Kendisine kısa bir açıklama yaptım. Bediüzzaman'ın hayatı, eserleri, talebeleri konusunda çalışmalarım olduğundan bahsettim. Kendisinin de bir başgardiyan yardımcısı olarak, onunla ilgili bildiklerini bize anlatmasını istedim.
Az sonra gelen çaylarımızı içmeye başlayınca, Hasan Ağa da sakinleşmiş normal bir havaya girmişti.
Sorularımız üzerine anlatmaya başladı: