Talebenin ilim sahibi olması için zeki ve kabiliyetli olması kafi değildir. Çok zeki talebeler, ilim tahsil etmenin prensiplerine riayet etmedikleri için muvaffak olamamışlardır. İlim elde etmenin mühim prensiplerinden biriside hocasından okuduğu dersleri müzakere etmek ve anladıktan sonra kaydetmektir. Hz. Allah(C.C):
والقلم وما يسطرون
“Kaleme ve kalem sahiblerinin yazdıklarındaki esrara kasem olsun”,buyurarak kalemin yazdıklarının değerine işaret buyurmuştur. Zira kalem ile kaydedilen bilgilerde mevcut ve gelecek insanlar için faideler vardır. Buradaki kalemden asıl murat amelleri yazan meleklerin kalemi olsada, ilmi kaydeden ve bu ilimleri gelecek insanlara taşıyan malûm kaleme ve o kalemin kaydettiklerinin değerine de dolayısı ile işaret vardır.
Bu sebeble, bazı hukêma: “Dünyanın kıvamı (ayakta durması-devam etmesi) kalem ve kılınç iledir. Fakat kalem kılınçtan üstündür. Çünki kalem olmasa idi, ne din olurdu ne de dünya kalırdı.”, demişlerdir. Peygamberimiz (A.S):
قيدوا العلم بالكتاب
“İlmi yazı ile kayıtlayınız.”,buyurmuştur.Demek oluyor ki, talebe duyduklarını anlayıp öğrenebilmek, öğrendiklerini de muhafaza edebilmek için dersleri müzakere etmeli not ederek, kayıt ve tesbit etmelidir.
Hz. Üstazımız (ks):
“İnsan gibi ilminde anasırı erbaası var. Ağızdan öğrenmek ve anlatmak, göz ile görmek, kulak ile işitmek, eliyle yazmakla beraber kalbi ilede feyz-i ilâhi çekecek” buyurarak, ilmin tahsili için Feyz-i ilahî ile kaydetmenin ehemmiyetine işaret buyurmuşlardır.
Cebinde defteri olmayanın kalbinde hikmet sübut bulmaz”, sözü meşhurdur.Bu sebeple talebe defter ve kalemi yanından ayırmamalıdır.
Ömer bin Abdulaziz’in torunu Abdullah, her zaman yanında defter taşımış ve: “Kabirden daha öğüt verici, defterden de daha faideli bir şey görmedim.”, demiştir.Dersleri müzakere etmek de not tutmak kadar mühim bir husustur. Enes bin Malik (R.A): “Biz Peygamberimizden bir Hadis işittiğimiz zaman, huzurundan ayrılınca, o hadisi şerifi ezberleyinceye kadar tekrar ederdik.” buyuruyor.
Talibi ilim bu ders tekrarını kendisi için takdir ve tayin edeceği bir sayıda yapmalıdır ki, o sayıya ulaşmadıkça ders kalbinde iyice yerleşmez. Mesela dünkü dersi beş defa, bir öncesini dört, daha öncesini üç, ondan öncesini iki, ondan da öncesini bir defa tekrar etmelidir.
Şair ne güzel söylemiş :
يا طالب العلم الزم الورعا واهجر النوم واترك الشبعا
يا طالب العلم فاجهد باليل والنهار فإن العلم بالجهد والتكرار
فإن لكل شيء آفة وآفة العلم ترك الجهد والتكرار
“Ey ilim talibi takva olup uyku ve çok yemeği terk eyle.
Ey ilim talibi gece ve gündüz çalış.
Zira ilim gayret ve tekrarla elde edilir.
Her şey için bir afet vardır,
İlmin afeti ise cehd ve tekrarı terk etmektir.
İmamı Zühri de:
“İlmin afeti müzakereyi terk etmektir.”, der.
İbni Abbas (R.A) da:
“Bir hadisi öğrendiğiniz zaman onu müzakere ediniz.”,buyurmuştur. İmam-ı Azam Efendimizin, İlminde ilerlemesinin sebeblerinden birisi de, ilmi çok müzakere edip münazarada bulunmasıdır.
İbni Haldu’na göre ise, ilimde ilerlemenin yolu: “müzakere ve münazaradır.”
Taşköprüzade de:
“Bir saat münazara, bir ay mütalaadan, bir saat müzakere de bir ay tek başına çalışmaktan iyidir”, demiştir. Fakat münazara iyi niyetle ve doğruyu ortaya çıkarmak kasdı ile olup, kibirlenmek ve benzeri maksatlarla olmamalıdır.