Son Şahitler 2.Cild s. 143
DADAYLI HALİT BEY
(Halit Akmansü)
Atâ Kulaksızoğlu'nun anlattıkları:
Mustafa Runyun Hoca, l952'de İstanbul'da bulunan Bediüzzaman'ı Kastamonulu tüccarlardan Atâ Kulaksızoğlu ile ziyarete gittiklerini anlatmıştı. Bu bilgiler üzerine Atâ Kulaksızoğlu'nu Göztepe'deki evinde ziyaret edip, görüşüp hatıralarını dinlemiştim. Atâ Kulaksızoğlu bize şu bilgileri vermişti:
"Babam Kastamonu'nun kazası Devrekârani'de müderristi. Rahmetli babam H. Osman Kulaksızoğlu l974 yılında 92 yaşında vefat etti. Üstad kendisine 'Seni medrese nâmına kabul ediyorum' demişti. l937 yılında askerlik yaptıktan sonra dükkân açtım. Harput'a pamuk almak için gitmiştim. l938 idi. Elazığ'da, Kastamonulu olduğumu öğrenince bana hürmet ediyorlar, 'Efendi Hazretleri sizin memleketinizde' diye sevgi ve alâka gösteriyorladı. Elazığ dönüşü Çaycı Emin Bey vasıtasıyla Üstadı ziyaret edip ellerini öptük.
"Kastamonu Müftüsü Hazım Efendi, hoca Tevfik Efendi ve babam, Hüsnü Ballı'nın evine davete gitmişlerdi. Araba Pazarı semtinde karakolun önünden geçerken müftü, Üstad için "Zavallı âlim, adamcağız bir mumla karanlıkta burada oturuyor' diye bahsedince babam 'Bediüzzaman burada mı? Yarın ben ziyaretine giderim' diyor, 'Bediüzzaman altı aydır burada, yanına gidip de başına iş açma' diyorlar.
"Hacı Tahir'in Hafızı nâmında dindar bir zat vardı. Ona müracaat ettik. 'Delâlet buyur, babamı Üstada götür' dedik. Arkadan, kale kapısı tarafından gittik. Üstad, babamı sarıklı görünce çok sevindi. 'Sen benim kardaşımsın, bütün dualarımda seni hissedar edeceğim' diye buyurdu.
"Sonra babam bir kilim aldı, odasına serdik. Kat'iyyen kabul etmedi. Sonra, emanettir, deyince sesini çıkartmadı. Daha sonraki senelerde Ramazan ayında evi bastılar. Aradılar, taradılar, 'İrticaya âit birşey bulunamadı' diye rapor tuttular. Bizim Devrekâni'deki evi de aradılar. Bizde sadece İslâm yazısı ile yazılmış eserler vardı. Onlara da dokunmadılar. Babam zaptı imzalamak istemişti. Denizli'ye gideken kilimi Üstad iâde etmişti. Babam yemek götürmüştü, sahura kadar Üstadla sohbet etmişlerdi.
"Daha sonraki senelerde Üstad İstanbul'da iken, l952'de Mithat Çallı ile Fatih'teki Reşadiye Otelinde Üstadın ziyaretine gittik. Arabamızı Üstada verdik, şoförle İstanbul'un muhtelif semtlerini gezdiler...
"Bir ara babam Emirdağ'a Üstadın ziyaretine gitmişti. Üstad babamla İstanbul'a kayısı reçeli göndermiş, 'Ahbaplarınızla taksim edersiniz' diye söylemiş. Fatih Başimamı Hafız Ömer Efendi, Ömer Nasuhî Efendi, Seyyid Şefik Efendi, Mithat Çallı ve Dadaylı Halit Beyi (Akmansü) babam dâvet etti. Babam Üstadın selâmlarını bildirdi. Reçeli taksim ederek dağıttı. Birer parça teberrüken yediler.
"Üstad babama çok alâka ve iltifat ediyor: 'Altı aydın bir hoca gelip beni ziyaret etmedi. Seni kardeş kabul ettim' diyor.
"Bir Kadir Gecesi, teberrüken Mevlâna Halid Hazretlerinin cübbesini giydiriyor.
"Kastamonu'da Dadaylı Halit Bey (Akmansü), Araba pazarı semtinde Üstada yakın bir evde oturuyordu."