Son Şahitler 2.Cild s. 82
H.ÖMER BİÇER
l9l8'de Eskişehir'de doğdu. Eskişehir deki İstanbul Otelinin sahibidir.
"Hizmetinizi kabul ettim"
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ'da bulunduğu sıralarda ismini duyardım.Ancak ben o zamanlar siyasetle fazlaca meşgul olduğumdan, fırsat bulup ziyaret edemedim.
"Onun âhirzamanda beklenen şahıs olup olmadığı hususunda tereddüdüm vardı. Bir gün, rüyamda kapı şiddetle vuruldu. Kapıyı açtığımda, başında sarığı ve sırtında cübbesi olduğu halde Üstad Hazretlerini gördüm. 'Buyurun Üstadım, buyurun efendim' dedim. İçeriye girdiler ve hemen duaya başladılar. Ben, 'Üstadım, şöyle sedire buyurun' dedim. O ise, 'Hayır ben buraya oturacağım' dedi ve âni bir hareketle bulunduğu yere oturdu.
"Uyandığımda kan-ter içiresinde sırıl sıklam idim. Aklım başıma geldi. Kendi kendime, 'Hey Ömer, sen koca Üstadı ziyarete gitmezsin. Ama o senin yanına gelir. Ayıp, utanmıyor musun?' dedim.
"Emirdağ'a iner inmez, doğru Mehmed Çalışkan'ın evine gittim. Bana yakın alâka gösterdiler. Ceylân Çalışkan, Üstadı ziyaret edebilmem için müsaade istemeye gitti. Döndüğünde, Üstadın o gün çok işi olduğunu ve ziyarete kabul edemeyeceğini söyledi. Çok üzülmüştüm.
"Ertesi gün Çalışkanlar hanedanından birisi vefat etmişti. Hep beraber kabristanda idi. Ceylân koşarak geldi.
"Baba baba!"
"Ne var, Ceylân?"
"Üstadımız Eskişehir'e gidiyor. Ömer Ağabey Eskişehir yoluna inerse, Üstadımızı görebilir."
"Hemen koşarak yola indik ve beklemeye başladık. Geriden taksi görünmüştü. Ben elimdeki fötr şapkayı nereye saklayacağım endişesiyle kıvırıp dururken Ceylân seslendi:
"Eğer araba durursa Üstadın yanına varırsın. Yoksa yolun ortasında durma!"
"Araba tam önümüzde durdu. Ben heyecanla koşarak Üstadın elini öptüm. O da benim başımı okşayarak 'Kabul ettim' dedi. Artık dünyalar benim olmuştu. Bu arada Ceylân söze karıştı:
"Üstadım, Ömer Ağabey, Dahiliye Vekâletine sizin hakkınızda, polislerin mâni olduğu hususunu duyurmak için bir arzuhal ile giden ağabeyimizdir."
"Bunun üzerine Üstad, 'Kardeşim, sizin bu hizmetinizi Risale-i Nur'a bir sene ihlâsla yapılmış hizmet olarak kabul ediyorum' dedi.
"Sanki dünyalar bana bağışlanmıştı. O mütevazi hizmetim, bir sene ihlâsla yapılmış hizmet şeklinde kabul edilmişti. O sevinçle memleketime döndüm. Kendimi Nur hizmetine vermiştim. Durmadan yazıyor, okuyor ve anlatıyordum.