Son Şahitler 4.Cild s. 496
H. MAHMUD HASIRCI (Erbaşı)
1928'de Şanlıurfa'da doğdu. Uzun yıllar terzilikten sonra, bakkaliye işleriyle uğraşmaktadır. Cömertlik, safvet, samimiyet ve ihlâsın nurlu aydınlığında yaşayan bir Nur talebesidir. Urfa'nın İpek Palas Otelinde Üstad Bediüzzaman'ı en son ziyaret eden Urfalılardandır. Belki de en sonuncu şâhitler'in dilinden'
Hacı Mahmud Hasırcı Üstadı ziyaretini şöyle anlatıyor:
"Dediler ki: 'Üstad gelmiş.'
"Otelin önündeki kalabalıktan geçilmiyordu. Fakat Yusuf Uruntaş ile birlikte aradan sıyrılarak yukarıya çıktık. Üstad, otelin 27 numaralı odasındaydı. Kapının önünde yere oturduk. Yusuf Uruntaş Kur'ân okumaya başladı. Ben de salavat getiriyordum. Bizlere kolaylık olsun diye Zübeyir Gündüzalp Ağabey kapıyı açmıştı. Kapı açılınca Üstadın mübarek nur yüzlerine baktım. Üstad ağır hastaydı, uzanmıştı. Ben o sırada salavatı bağırarak getirmeye başladım. Heyecan içindeydim, Az sonra Zübeyir Ağabey kapıyı kapattı.
"Ertesi günü otele yalnız geldim. Baktım polisler gelmiş. Birden kapıyı açtılar. Ben de hiç oralı olmadan doğrudan doğruya yukarıya çıktım. Baktım Bayram Yüksel Ağabey oradaydı, selâm verip yanına oturdum. 'Sen Üstadla görüştün mü?' diye sordu.
"Gel kahraman kardeşim"
"Dün görüştüm' dedim.
"Ben sana gel dersem gel, gelme dersem gelme'dedi.
"Peki' dedim. Kapıyı vurup, içeriye girdim. Kapıda Zübeyir Ağabey vardı. Üstad baktım, gözleri berrak mavi, saçları kınalı, başında o heybetli sarığı vardı. Tam kapıyı kapadılar, ben geri döndüm, arkama bakayım dedim, baktım Zübeyir Ağabey, 'Gel kahraman kardeşim' diye çağırdı, ben de hemen gittim.
"Üstadın ayak ucunda bir tabure vardı. Zübeyir Ağabey orada oturuyordu. Üstad Hazretleri, Zübeyir Ağabeye hitaben, 'Niçin gelmiş, ne istiyor?' diye sordu. Üstadın sesi hafif çıkıyordu. Bunun üzerine, Zübeyir Ağabey bana, 'Niçin geldin, ne istiyorsun?' diye sordu.
"O zaman fikrimde hiç birşey yoktu. Aniden, 'Evlatlığa ve talebeliğe kabul etmesi için geldim' dedim.
"Baktım Üstad Hazretleri başını salladı. 'Evet' dedi.
"Zübeyir Ağabey, 'Gel, otur' dedi.
"Oturdum. Az sonra kalktım, Üstadın elini öptüm. Zübeyir Ağabey, 'Kalk ve hemen çık, Üstadla görüştüğünü de kimseye söyleme' dedi.
"Ertesi gün içim çok sıkılmıştı. Yine 27 numaralı odaya girdim, Üstad beni sakalımdan öptü. Zübeyir Ağabeye, 'Bu benimle görüşmüştü, yine niye geldi?'
"Ben Zübeyir Ağabeye, 'Geldim, ama bu defa gitmem Ağabey' dedim.
"Baktım Üstad Hazretleri tebessüm buyurdular.
"Zübeyir Ağabey bana, 'Haydi emniyete gidelim' dedi. Ben Emniyet Müdürünü tanıyordum. Zübeyir Ağabey tanımadığı için beraberce gittik.
"Emniyet Müdürü, 'Üstadı Urfa'dan götüreceksiniz. Şayet götürmezseniz, biz cebrî olarak göndereceğiz, Üstadınıza söyleyiniz.' dedi.
"Zübeyir Ağabey ise, 'Biz Üstadımıza birşey söyleyemeyiz' karşılığını verdi.