SUBHİ TÜREL
"Gençlik Rehberi'ni bastım"
Risale-i Nur Külliyatından bazı risaleleri basıp neşrettiğiniz söyleniyor. Hadisenin mahiyetini anlatır mısınız?
"İlk defa 1957'lerde merhum Mustafa Ezener ve Rüştü Çakın bana geldiler. 'Gençlik Rehberi'ni basar mısınız?' dediler. 'Hayır, basamam' dedim. Sebebini sordular. Ben de 'Devlet bu hususta hassastır. Adı geçen kitap yasak neşriyat arasındadır. Bu yüzden istediğinizi yerine getiremem' dedim. O zaman bana kaziye-i mahkeme haline gelmiş Yargıtay ilâmı kararı gösterdiler. Karar üzerinde, o senenin tarihi vardı. Karar Yargıtay Genel Kurulunda alınmıştı. Ben o kararı okudum ve hiç kimseye danışmadan Gençlik Rehberi'ni basacağımı söyledim. Hemen Gençlik Rehberini'nin basım işlerine başladım. Hattâ gazetede tefrika suretinde Hanımlar Rehberi ve Hutbe-i Şamiye isimli kitapları da neşrettim. "
"Üstadın duasını aldıktan sonra hayatım zevklendi"
Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile görüştünüz mü? Bu görüşme intibalarınızı anlatır mısınız?
"Bir taraftan risaleleri gazetede neşrederken, bir taraftan da, yine merhum Mustafa Ezener ve Rüştü Çakın'ın delâletleriyle Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ziyaretlerine gittim. Üstadı Isparta'da ziyaret edip ellerini öptüm, hayır dualarını aldım. 1957-58 arasıydı. İnanın, Üstadın duasını aldıktan sonra, hayatım renklendi. Beş yıldır evliydim, fakat çocuğum olmuyordu. Üstadın duasıyla Allah bana bir erkek evlât verdi. Üstad Hazretleri bana, 'Kızın olursa adını Zühre koy' demişti. Sonra bir de kızım oldu. Fakat ben unuttum, adını Zühre koyamadım. Sonra Üstaddan özür diledim, ama zannederim, bana gönüllendi. Şimdi çok pişmanım. Keşke kızımın adını Zühre koysaydım; çok, ama çok pişmanım. O ilk ziyaretten sonra sık sık Isparta'ya ziyaretine giderdim. Bazen gidemezsem, Üstad arabasını veya şoförü Mahmud'u gönderir, beni alıp Isparta'ya getirirdi. Bu esnada Nur Risalelerinden altmış-yetmiş kadarını da okumuştum.
"Nur'ları okurken yakın çevremdeki insanlar bilmeyerek Üstadın aleyhinde konuşurlardı. Neden böyle 'menfi' bir kimsenin eserlerini neşredip okuduğumu sorarlardı. Ben de Nur Risalelerinin Kur'ân'ın tefsiri mahiyetinde olduğunu söyler, kendilerine de okumalarını tavsiye ederdim. Böylece birçok arkadaşları yanlış kanaatlerinden kurtarmıştım."