Hocanın talebeye âzamî derecede faydalı olabilmesinin yollarından biri de, derse hazırlıklı girmesidir. Zira talebeler, dersine düşkün ve vazifesinin ehli olan hocaların anlattıklarına itimat eder ve onlara hürmet gösterirler. Hocanın ilmi hatalarının çok olması, talebelerin ona olan itimatlarını sarsar .Bu sebeble hoca her zaman ilimle, okumakla meşgul olup bildiklerini öğreten, bilmediklerini öğrenen birisi olmalıdır. Hoca kendi sahasında geniş bir malûmâta ve umûmî kültüre sahip olmalı ki, talebeye hakkıyla faydalı olup, onların hürmet ve itimadına mazhar olabilsin.
Muallimin devamlı mütâlaa ile meşgul olması icabeder. Ebu’l-Leys es-Semerkandi, alimde on şart arar ve bunlardan biri de: “Kitapları mütalaaya devam etmektir.”, der. Buradan da anlaşıldığı üzere hoca her ne kadar mevzuları bilse bile yine de kitapları mütalaa ederek derslere girmelidir.
Derse hazırlanamadan giren hoca; anlatacağı mevzûu çok iyi bilse dahi ders esnasında gözden kaçacak bir hataya düşebilir veya derste zor durumda kalabilir. Bu da hoca için hiç de hoş olamayan bir durumdur. Talebe; derse hazırlıksız giren bir hocanın durumunu fark eder ve itimâdı zayıflar. Derse hazırlıklı giren hocasını ise, kendisi için çalışan, gayret eden bir insan olarak görür. Bu da hocasından azami derecede istifade etmesine sebep olur.
Derse iyi bir hazırlık yapabilmek için şu hususlara riayet etmek îcâbeder:
a) Evvela günlük evrâd-ü ezkârı zamanında ve dikkatlice yapmak,
b) Dersten kendisini alıkoyacak veya dikkatini dağıtacak meşgalelerden mümkün mertebe uzak durmak,
c) Okutacağı dersi, defalarca okutmuş, çok iyi biliyor da olsa, derse girmeden önce mutlaka mütâlaa etmeli, hiç değilse-büyüklerimizin tavsiye ettiği gibi- okutacağı sayfaları çevirerek onlara bir göz atmalıdır.
d) Derste talebelere hangi mevzuları, hangi seviyede, hangi usul ve misallerle anlatacağını tesbit etmeli, îcabında bunu bir kağıda not etmelidir.