Hâmid-i Aksarayî hazretleri, Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Anadolu'da yetişen evliyânın ve âlimlerin büyüklerinden olup, Somuncu Baba lâkabıyle tanınmıştır.
Birgün ziraatle uğraşan bir talebesine bir miktar tohum verdi ve 'Bu tohumların yarısını tarlanızın bir kısmına sizin için, yarısını da tarlanızın bir kısmına bizim için ekiniz!' buyurdu. Talebe tohumları ekti.
Ekinlerin yetiştiği mevsimde tarlaya gittiler. Talebenin tarlasında fevkalâde güzel yetişmiş bir ekin vardı. Diğerinde hiç ekin bitmemişti. Hâmid-i Velî hazretleri, talebesine dönerek buyurdu ki:
- Bu tarlalardan hangisi bizim, hangisi sizindir? Talebe, bu durumdan son derece utandı ve kendi tarlasını göstererek dedi ki:
- Bu tarla sizindir efendim.
- Biz âhiretimiz için çalışıyorduk. Acaba hangi günahımızdan dolayı dünyamız mâmur olmaya başladı da bu ekinler böyle yetişti? Hocasının müteessir olduğunu gören talebe, hakîkati söyleyerek hocasının üzüntüsünü giderdi.