***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Nazar Kavrami
Nazar Kavrami

Önce, asli arapça olan ‘nazar’ kelimesinin türkçedeki karsiligini bilmek gerekir. Ancak ondan sonra ‘nazar degmesi’ üzerine fikir yürütülebilir. ‘Nazar’ veya ‘nazar degmesi’ kelimeleri her nedense birçoklarinin üzerinde yanlis bir çagrisim yapmaktadir.
Halka nazarin ve nazar degmesinin gerçekte ne anlama geldigi bilgisizlikten veya bazi korkulardan dolayi anlatilamamistir. Üfürük açiklamalarla nazar ve nazar degmesi meselesi geçistirilmis ve geçistirilmektedir. Bu konuyu dogru olarak açiklayabilmek için Kur’an bilgisine vakif olmak ve Islam düsmanlarindan korkmamak gerekir. ‘Nazar’in bireysel boyutlari oldugu gibi, toplumsal boyutlari da vardir. ‘Büyü, Büyücü, Büyülemek, Büyülenmek’ baslikli baska bir makalemde büyüyü kisaca ‘bazi sözlerle insan-lari etkileme yöntemi’ olarak tanimlamis ve bu konuyla ilgili söyle bir hadis-i serif de oldugunu yazmistim. Hadis söyle: ‘Belagatta sihir (büyü) vardir.’[1] Büyü (sihr) çesitlidir. Bunlardan biri sözel büyüdür. Nazar, büyünün sözel degil, görsel (bakis ile olan) islevini icra etmektedir.
Sözel olarak insanlar büyülenebilir (etkilenebilir)ken, nazar (bakislar) ile de olumlu yada olumsuz yönde büyülenebilmekte (etkilenebilmekte)dirler. Kisaca nazar, insanlari bakislarla olumlu yada olumsuz yönde etkileme, onlara yön verme eylemidir. Fakat ‘nazar degmesi’ kavrami özünde olumsuzlugu barindirmaktadir. Halkin anladigi manada nazar ve nazar degmesi yorumuna katilmadigimi burada belirtmek isterim. ‘Nazar ve nazar degmesi’ diye bir sey vardir ama mahiyeti bambaskadir. Bu hiç de hurafeci, nazar boncugu kutsayicilarinin zannettigi gibi degildir.
Türkçe karsiligiyla nazar; ‘bakis’ veya ‘bakma’ demektir. Nazar kelimesi arapça bir kelime oldugundan, arapça bilmeyenlerce sanki esrarli ve tam kavranilamayan bir manasi vardir. Halbuki isin gerçegi hiç de öyle degildir. Türkçe ‘bakis veya bakma’ kelimeleri bizde hiçbir olumsuz ve esrarli anlamlar çagristirmamaktadir. Nasil olur da nazar kelimesine, ‘bakmak’tan farkli bir anlam verebiliriz? Her ikisi de zaten ayni anlama gelmektedir. Nazar, bakis veya bakma demektir. Arapça; ben bakiyorum ‘ena enzuru’, o bakti ‘huve nazara’, o bakiyor ‘huve yenzuru’ dur.
Bir insana ‘kardesim türkçe bakma veya bakis kelimelerinden ne anliyorsun?’ desek, ne anladigini bize uzun uzun anlatabilir. Efendim der, ben bakmaktan sunu anliyorum: Insan bahçedeki çiçeklere, göklere, yildizlara, çarpmamak için önünde-ki tasa, evindeki kitaplarina, yazi yazarken bilgisayarin klavye ve monitoruna vs. bir çok seye bakar. Çocuk annesine-babasina, anne-baba da çocuguna bakar. Fakat pratikte ‘nazar’, ‘bakma’ gibi anlasilmamaktadir. Halbuki bunlar biri arapça, digeri de türkçe olan anlamdas iki kelimedirler. ‘Nazar’ veya ‘nazar degmesi’ deyince halkimizin genelinin aklina su gelmektedir: Yesil gözlü birisi baska birisine dikkatle bakarsa, o bakilan kisinin basina her an bir seyler gelebilir. Bakilan kisi köprüden geçiyorsa köprüden asagi düsebilir yada köprü çökebilir; at üzerinde gidiyorsa ati yere çökebilir, arabayla gidiyorsa arabasinin lastigi patlayabilir, çünkü yesil gözlülerin nazari insana deger! Hatta kulaktan dolma bir sürü örnekler de ileri sürülür. Bu verdikleri örneklerdeki gibi nazar degme olayina kendiler ise hiç sahit olmamislardir. Bu hurafeyi bilimsel olarak açiklama geregi de duyarlar.
Neymis, insan isik gibi, elektrik gibi bir seyler saçiyormus. Bu isik veya elektrik gibi seyden dolayi insana nazar degmekteymis. Yani nazarla insani sanki elektrik çarpar gibi birseyler çarpmaktaymis! Yesil gözlülerin nazari degdigine göre herhalde bu isigi sadece yesil gözlüler saçmaktadir!
Eger isleriniz yolunda gitmiyorsa, hastalanmissaniz, basiniza bir bela gelmisse, ailenizde geçimsizlik varsa, yukaridaki mantiga göre belkide size nazar degmistir!
Yeri gelmisken sahit oldugum bir olayi anlatmak istiyorum. Ilahiyat fakültesini bitirmis yeni tanistigimiz bir arkadasim camide hutbe okurken rahatsizlandi, tansiyonu düstü, ayaklari titremeye basladi, kalbi çarpmaya ve alni da terlemeye basdi. Neredeyse minberin merdivenlerinden asagi yuvarlanacakti. Namazdan sonra bana ‘Recep kardes, bana cemaatten birisinin nazari degdi herhalde’ dedi. Ben de ona ‘nazar hakkinda ben senden farkli düsünüyorum. ‘sende nazar mazar yok, sen soguk almissin, onun için hutbe okurken tansiyonun düstü. Doktora git sana ilaç versin’ dedim. Daha sonra doktora gittigini ve gerçekten de soguk almis oldugunu ve doktorun da ona ilaç yazdigini söyledi. Benim nazar yorumumu begenen bu kardesimizle daha sonra bir çok konuda fikir alisverisi yaptik.
Nazar’in ‘bakma, bakis’ anlamina geldigini belirttikten sonra bir de ‘nazar degme’nin ne anlama gelebilecegi üzerinde duralim. Nazar, hepimizin yasadigi bir olgudur. Güncel hayatinda insan nazar da eder, kendisine nazar da deger.
Her tarafi yemyesil çimen olan, çiçeklerle süslenmis, içinden sularin fiskirdigi güzel bir park veya bahçeye gittigimizde etrafa bakinaraktan geziniriz. Hayatin monotonlugundan, trafik gürültüsünden uzak geçirdigimiz bu gezintide stresi atmis ve ruhumuz dinlenmis olarak bir ‘oh’ çekeriz. Gerçekten de bu bahçenin veya parkin güzelliklerine bakmamiza (nazar etmemize) degmistir. Bu gezintimiz hiç de bosuna olmamistir. Çünkü bu güzel yerlerde gezip dolasmak da bir ihtiyaçtir. Bu tür nazar, etkisi içe dönük pasif bir nazardir.
Bir de yaptirim gücü olan, disa dönük aktif nazar vardir. Asagida yaptirim güçlü, etkisi disa dönük olan aktif nazara (bakisa) güncel hayatimizdan ve Kur’an-i Kerim’den örnekler
vermeye çalisacagim.