Şeker hastalığının üç türlü tedavisi vardır. Bunlardan birisi temel tedavi olarak gıdanın tanzimibeden ha*reketlerinin çâresine bakmalıdır. Bu bakımdan hastaların bahçe*lerde çalışması münasiptir. Rekor kırmaya uğraşmamalıdır. Böyle zorlamalar yedek şekerlerin çabuk yanmasına ve aseton zuhuruna sebep olur. Çok zayıflamış ve beslenmesi bozulmuş şeker hasta*larında bedenî hareket çok dikkat ister.
Bedenî çalışmayi peşinentedavi plânının içine almalıdır. Bu yapılmazsa hastanın ayarlanması zor olur. Bedenî hareket insülin*den tasarruf ettirir. Çünkü adalelerde şekerin yanmasını arttırır.. Kış mevsiminde şeker yanmasının bozulması hareketsizliktendir.
Şeker hastasının tedavisine erken başlayabilmek için teşhis er*ken konmalıdırkusmaya karşı bir bardak suya bir çay ka*şığı tuz ilâve ederek lavman yapmalı ve bu su içerde kalmalıdır. Hekim gelince hemen insülin zerk eder ve hasta iyice sarılarak kliniğe nakledilir.
Çocukluk yaşındaki şeker hastalıkları kâhinlerinkinden farklı*dır5 aylık çocukta bile şeker görülmüştür. Çocukta şeker hasta*lığı başlamadan az önce büyüme hızlanır. Sonra ise tedavi başla*mazsa büyüme durur. Çocuğun protein ihtiyacı büyüme dolayısiyle kâhilinkinden fazladır. Çocuk hastalar peşinen insüline tedavi edil*melidir. Hattâ pek hafif vakalar bile. En büyük ehemmiyet bede*nî harekete verilmelidir. Bu bakımdan mekteple ana baba arasında bir anlaşma olmalıdır.
Bugün kimse şüphe etmiyor kiyakm uzak akrabaları hesaba katmalıdır. Ailede başka şe*ker hastası bulunmazsa bu hal bazı fertlerin hastalık yaşma gir*meden ölmüş olmalarından ileri gelir. Biz bir vakada 84 yaşında bir kadında hastalığın yeni başladığını tesbit ettik. Bu kadının yedi
çocuğubazan da çocukluk yaşında baş gös*terir. Bazıları bunu tabiatın bir istifa vasıtası sayıyorlar. Şeker hastalığı genç yaşlara doğru kaydıkça ya kadın gebe kalamıya-cak veya çocuk ana rahminde ölecektir. Yani bu suretle şeker has*talığı ve hastaları tasfiye edilmiş olacaktır.
Şeker hastalığının irsi olduğunu bilmek rapor vermek husu*sunda önemlidir. Bazı hastalar şekere hariç’ sebeplerle veya ruhî sıkıntılarla tutulduklarının iddia ederler. Ve bu yüzden tazminat ve rant talep ederler. Bu hususta Umberin şu sözü rehber olma*lıdır. «Şeker hastalığı istidadı ile dünyaya gelmeyenbu hastalığa tutulmaz.:> Bedenî ve ruhî harici sebepler şeker hastalığını meyda*na getiremezler. Yalnız mevcut istidat bazen vaktinden evvel has*talık şeklinde belirebilir. Meselâ kafatasının yaralanmasında oldu*ğu gibi.
Asidoza karşı savaş :
Asidoza sebep olan aseton cisimleri yağların ve proteinlerin yanmasından meydana gelir. Aseton cisimlerinin tamamiyle yanıp su ve asit karbonik haline geçmeleri için glikojen bulunması şart*tır. Şeker hastalarında ise kâfi derecede glikojen bulunmadığın*dan vücutta asit beta oksibutirikasit asetik ve aseton toplanır. İdrarda bu cisimlerden 25 gram bulunursa koma tehlikesi başgös*terir.
Asidoza karşı savaş :
1. Karbon hidratlarla3. İnsülinle yapılır.
Yağlar ve aseton cisimleri ancak karbon hidratların ateşinde yandıkları için aseton tehlikesine karşı bol karbon hidrat vermek lâzımdır. Bu maksatla yulaf kürü tatbik edilir. Bu kür 150 - 200 gram yulaf5 kilo meyve verilir. Ü-züm ve portakal şeker ihtiva ettiklerinden bu rejime katılmaz. Meyve günlerinin kalorisini biraz arttırmak için bir öğün sebze verilir. Nihayet asidoza karşı da en mühim silâh insülindr.
Asidoz komasında 50 ünite insülin ile beraber % 40 lık glikoz eriyiği verit içine zerk edilir. İki saat sonra 30 ünite insülin zerk edilir. însülinle beraber şeker verilir. İcabında çok şekerli kahve veya şekerli meyve suyu içirilir ve yulaf peltesi yedirilir.
Alkole alışık şeker hastalarına koma tehlikesinde konyak veya kanyak verilebilir. Bu had tehlike anı geçtikten sonra araya iki üç gün meyve veya yulaf günü konur.
Şeker hastalarının :-):-):-):-)bolizma durumlarının tesbiti :
Asidoz tehlikesi görünmeyen vak’alarda tolerans tayinine ge*çilir. Bu maksatla hastanın aldığı ve çıkardığı şeker miktarları karşılaştırılır. Sabit kıymetli bir gıda vermek için muayyen kalo*rili bir tecrübe yemeği verilir. Üçüncü gün 24 saatlik idrar mikta*rı ile ihtiva ettiği şeker ölçülür. Meselâ bir şahsa 50 gram karbon hidrat ihtiva eden bir tecrübe yemeği verilse ve yirmi dört saatte % 0bu tolerans 100 gram ekmek ve daha fazlası ve ağır vak’a*larda ise 100 gramın altındadır.
Tecrübe yemeği yenmesi caiz olan maddelerden terekküp et*meli ve ihtiyaçtan fazla kalori ihtiva etmemelidir. Tecrübe yeme*ğine bir örnek olarak şunu verelim :
Sabah: Bir fincan kahve50 gram ekmek.
Öğle: 100 gram patates20 gram yağla pişirilmiş 400 gram sebze.
ikinci : Bir fincan çaybiraz peynir.
Bu rejimle hasta şeker çıkarmazsa yavaş yavaş ekmek ve patates arttırılır. Şeker çıkarırsa insülin verilir.
Şekersiz diyabet (diabetes insipidus) :
Asıl şeker hastalığı ile ilgisi yoktur. Yalnız bu hastalıkta da fazla su içildiği ve fazla idrar çıkarıldığı için diyabet denmiştir. Halbuki bu hastalıkta kanda şeker artmaz ve pankreasta bozukluk yoktur.
Hastalıkkısmen geriye emil*mesini yani kana karışmasını sağlamaktır. Bu hormon bulunmazsa su geriye emilmiyeceğinden gayet su*lu ve bol idrar (günde 30 litreye varabilir) çıkarılır ve o nisbette bol su içilir. Eksik olan hormonu ilâç olarak vermek suretiyle has*talığın’ belirtilerini gidermek kabildir.