3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Cennetten gelİyorum..

    Share
  1. #1
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cennetten gelİyorum..

    Geç olmuş yatıyordum
    Fakat uyku tutmadı
    Ve kalkıp
    Yakıverdim şamdanı
    Gecenin zülüfleri
    Seccademin püskülleri
    Yatıverdim pusuya
    Vakit gelmiş tavına
    Tecelliyet avına
    Kur’an dinliyordum Davut A.S.’dan
    Canım nasılda istiyordu zaten
    Zerrelerimin ihtiyacı kulaklarımı deliyordu
    İşte sesler geliyor
    Hani birde ağlamasam
    Ağlama canım ağlama
    Ne kaldı o bayrama dedim de durdum
    Kur’ an sesi gel diyordu peşinden
    Ben de gittim
    Seyyah oldum o alemi gezerim
    Ve peşpeşe neler neler sezerim
    Ufkum gitti yücelerin katına
    Ne güzelmiş binmek hayal atına
    Sanki canım kuş idi
    Seyahatin başlangıcı birazcık yokuş idi
    Öyle bir yol ,yeşillikler rahiyalar peşpeşe
    Mızrak boyu yakıncaydı selam verdim güneşe
    Çayır çimen kilim sermiş geçiyorken piyade
    Ilık rüzgar,bülbül sesi, Kur’an daha ziyade
    Duygularım şahlanıyor kalben inlemek gibi
    “olmaya cihanda devlet” Kur’an dinlemek gibi


    Şimdi ise nideyim
    Düşündüm ki cennetlere gideyim
    Gittim de gittim
    Yaklaşınca nihayet
    Kulağımda şu ayet
    “have mevla küm”
    Bekçilerle karşılaştık “essalamü aleyküm “
    “Ebedi kalıcılar olarak girin cennete” dediler
    Tevhid çekip ilerledim bakınıp şaşkın şaşkın
    Dünyanın hiç tadı yokmuş ,ne leyla’nın ne aşkın
    Anlatması mümkün değil,cennete ayak izim
    Tarifinden acizim
    Her taraf ışıl ışıl
    Cam göbeği ve yeşil
    Saf,şeffaf
    Aman ya Rab ne tuhaf
    Aklımdan Belkıs geçti
    Gezdiği saray hiçti
    Binler kere yüzbinleri misli misli kar
    Her bireri ayrı renkte yıldız var
    Bu ne güzel bir koku
    Her şey var yoktur “yok”u
    Geziniyor müminler
    Selamı yayıyor
    Göğüslerde yetmiş kokulu güller
    Sinelerde zahir olmuş,görünmeyen gönüller
    Kullar mesrur,her taraf nur her köşe şehr-i ayin
    Hurilerin terennümü köpüklerden mulayim


    İşte gelen bir dilber
    Üstünde tüller
    Yaklaştı durdu
    Hatırımı sordu
    Elinde kadeh var –sunuyor
    Hem içirdi hem içti
    Ne kadar gençti
    Ceylan gözlü derler ya
    Evet öyle
    Hem iri iri
    Hem kuzgunu
    Hem meftun
    Yürüdükçe ince mercan döküyor
    İliği gözüküyor
    Endam akıyor
    Boyun büküyor
    Yürek söküyor
    Yürüdükçe etrafına inci mercan döküyor
    Sanki düşmüş gökkuşağı kipriğine takılmış
    Yanağında gamzeleri şu’le şu’le yakılmış
    Hele ki tebessümü
    Unutturur ölümü
    Azel takmış zeberceden ışıldar
    Çevresinde pırlanta var ,zümrütte var,elmas var,
    Gönül ya bu,sevdalandı
    Aklım dolandı
    Arzum sevgim koşuştu
    Müşterekte buluştu
    Arzu ev se sevgi ona tavandır
    Sevgi yoksa arzu zaten yavandır
    Dedim ona:Tutalım mı elele?
    Dedi bana:cenneti bir gez hele
    Dedi ve gitti
    Oradan seyretti
    Yürüyordum ileri
    Görecektim neleri
    Ayağım çıplak
    Kadife toprak
    İşte irem bağları
    İşte güller bülbüller
    Lal kesiliyor diller
    Ağaçlar meyva yüklü
    Tarü taze her yemiş


    Kat’iyyen beklememiş
    Tanışıklık veriyordu dünyadan
    Fakat çok farklı
    Tatlı mı tatlı
    Mayhoş mu mayhoş
    Anlatamam boş
    Güneş vardı,gölge vardı,birbirinden hoş
    Ağaçların sesi
    Kuşların sesi
    Ve yolun cazibesi yürütüyordu beni
    Ayak izleri çoktu
    Ne güzel tozda yoktu





    Selsebilden su içtim
    Sonra bir yere geçtim
    Üç baş arşın aralıklı nehirler
    Kenarında sedirler
    Şarap akar,su akar
    Süt akar
    Biri bal
    İstediğin kadar al
    Ne bıktırır ne yakar
    Hep akar
    Birisine NİL dediler
    Birisi Seyhun
    Bir diğeri Fırat imiş öbürü ceyhun
    Etrafında müminler
    Hüdhüdleri dinler
    Uzanınca eller
    Çekirdeksiz meyveler iner
    Bir meltem üfül üfül
    Rengarenk gül
    Süslü süslü koltuklar var iskeleti altun
    Bir güzel ki yaşayışı cennetteki halkın
    Kimi şarkı okuyor kimi gergef dokuyor
    Kimi çelenk takıyor
    Kına kokuyor
    Biri dalmış bakıyor o da ben,


    Soğuk ta yok sıcak ta
    Uçar gibi ayakta yürüyordum
    Ve köşkler görüyordum çevrede,
    Hem ne kadar muazzam
    Dedim şimdi nideyim?
    Tefe’ül en birisine gideyim
    Bahçesinde ilerledim
    Haşmetinden terledim
    Yaklaşınca merak ettim acep kimedir nasip?
    Kapısında yazıyordu” Ya Hz. Culeybib”
    Altın kapı açılınca geriye
    Destur geldi “giriniz içeriye”
    Merdivenler kırmızı tüylü halı
    Kimbilir ne pahalı
    Duvarların yüzeyleri pür ışık
    Gözlerim kamaşık
    Ayaklarım dolaşık
    Yeşil ışık kırmızı ışık lamiane birbirine karışık
    Pencereler gümüş camlı sırça
    Bir ayet yazılı her yere bakınca

    - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - -- - - - - - - - - - -


    Yükselmiş döşekler var ,çevresi
    İncilerle müzeyyendi perdesi
    Süslü süslü koltuklar
    İhtişamlı tahtı var
    Hemen gittim Cüleybinin yanına
    Huriler var ta girecek canına
    Gözlerini yalnız ona hasretmiş
    Sayılar,iki fazlası yetmiş
    Bir elinde kitap
    Hurilere hitap
    Hikmet söz ediyordu

    Allah diyordu
    O yüzümün ziyasını güneş görse kıskanır
    Kamer görse kendini üvey evlatmış sanır
    Bir elinde yetmiş kokulu güldü
    Bana da güldü
    Dedim ona:Ya Cüleybib ne kadar güzel
    Dedi bana:İhlas varsa cennetlerden de güzeldir
    Dedim ona: Ya Cüleybib bu köşk ne kadar güzel
    Dedi bana:Sohbet varsa köşkten daha da güzeldir
    Dedim ona:Ya Cüleybib sen ne kadar güzelsin
    Dedi bana:Hamza var ya benden daha güzeldir
    Dedim ona:Hamza nerde? Hangi köşkte yaşıyor?
    Dedi bana:Burda değil.Afgan’da savaşıyor
    Ne zaman gelir?
    Allah bilir
    Canım ister ki görsün
    Dedim ona:Ammar nerde?Çok isterim göreyim
    Dedi ki:Söyleyeyim,
    Annesi ve babasıyla nasıl karşılaştılar
    Geldiği gün sarıldılar hala ayrılmadılar
    Ne yüzünü gören oldu ne duyuldu sesi
    Cennetlerden tatlıcaymış ebeveynin sinesi
    öyleyse söyler misin İbn-i Erkam nerde?
    Sohbet varmış”gidiyorum” demişti şakirtlerde
    Nerelerde bulunur
    Her sohbette bulunur,çayın şekeri olur
    Ne zaman gelir?
    Allah bilir
    Ya Ebuzer?
    Ha o mu:O hala yalnız gezer
    Görmem nasıl olacak ?
    Meydan da bulunacak
    Peki dedim;Üstad nerde? hani o piri fani,
    Gördüğünde şaşırırsın niye öyledir hani
    Yaa niye?
    Rabbi onu öyle seviyor diye
    Dedim:Görmek istiyorum nerde Ebu Kureyre
    O da gitti bir yere
    Oaralarda işi ne
    Kedilerden biri kayıp gitti onun peşine
    Acep şimdi ne yanda
    Görüşürsün meydanda

    Meydan dediğin nedir?
    Şu yoldan ötededir
    Bir meydan ki yemyeşil
    Nasıl anlatasın dik
    Ortasında Ruhullahtan bir ağaç;
    Çevresinde ağaçları nur sırraç;
    Hafif ak yamaç
    Bir agaç ki namelerin ahengi;
    En güzel ağaç ne ki
    Bam teline geliyor sine deliyor;
    Etrafını dolanmaya ne zaman ki başlanır;
    Devenin yavrusu olsa bitiremez yaşlanır.
    Etrafında sahabeler
    Musiki dinler
    Mest olur başlar
    Gezinir kuşlar
    Kim olsa yavaşlar
    Sende yavaşla
    Huriler dolaşır elinde bade

    Aklından geçene geçmiyor vade
    Sen şimdi yürürsün
    Gidince görürsün
    Kimler vardı.Lütfen yine der misin ya Cüleybib?
    Herkes orda hatta Rabbi ona demişti “Habib”
    Ne diyorsun?
    Daha mı duruyorsun
    Selamün Aleyküm
    Aleyküm selam.Görüşürüz orda
    Huşu içinde seyrederek her yeri
    İlerledim ileri
    Bir şehra ki kenarları çiçeklerle müzeyyen
    Geçene selam diyen
    Ayağım çıplak
    Kadife toprak
    İnciden çakıl taşları
    Ne tümsek var ne yokuşlar
    Ağaçlardan birisiydi eğildi
    Yedim de ilerledim
    Hafifi güneşti
    Bir meltem esti
    Sarığım düştü
    Kuşlar gülüştü
    Kokuyordu buram buram zencefil
    Yürüdükçe gelincikler laleler
    Bana yüzünü döner
    Aynısıyla nilüfer


    Sağ cenahtan bir güvercin “gu” dedi
    Yaklaşınca “su” dedi
    Verdim içti “hu” dedi
    İsteseydim su gelirdi.istediğim bu dedi

    O sırada bir zat gördüm nurani
    Sanki tanıdım hani
    Yolun sağında
    Ağacın yanında
    Fakat özgün ve süzgün
    Ağaca yaslanmış
    Kirpikleri ıslanmış
    Dedim:Nedir kaygınız?
    Fakat o durgun
    Dedim:ey dost burada ağlamak var mı?
    O yine suskun
    Hemi de yorgun
    Anladım ki bu nurani gönülden vurgun
    Ben sustum o sustu
    Sonra kendi konuştu
    Dedi: Neyana?
    Gidiyorum meydana
    İlk defa mı?
    Evet
    Ne mutlu sana
    Sen de gel
    Yine sustu sonra konuştu
    Bu kaçıncı buraya dek gelişim
    Fakat gidemeyişim
    Sayısını unuttum
    Hevesimi hep yuttum
    Cesaretim olmadı geldiğim yolu tuttum

    İçimden çok şeyler duyarım
    Çok heyecanlanırım
    Fakat içimdeki bu heyecanları dile getirmeye muktedir değilim
    Ben o nağmeden mütebeyyicim ki
    Yoktur ihtimali terennümüm
    Ağlarım ağlatamam
    Söylerim dinleyemem
    Dili bağlı kalbimin bundan pek bizarım
    Şehidim yok gömleğini hediyelik sarayım
    Hizmetim hangi yüzle huzuruna varayım
    Ben bir bahtı karayım
    Sine hanem şerha şerha ezfirak
    Ta be güyem şerhi derdi iştiyak
    Parça parça olmuş sine isterim
    (isterim ki) esas derdimi anlasın
    Esas derdi dertli olan anlar
    Serha serha sine isterim.
    İsterim ki anlasın
    Ah Rabbim
    Üç asırdan beri köşede bucakta
    Hür yol ayrımında san küfürler savruldu
    Seni temsil eden maarif çoktan hak ile
    Yeksan oldu yerle bir edildi
    Ah rabbim biz sana zahiren sahip çıkıyor gibi
    Olduk ama sövüldüğün yerde ürpermedik
    Hakaret edildiğin yerde kükremedik ayaklanmadık
    Verdiğimiz şeyleri sadece zekat ölçüsü içerisinde
    Verdik,şahlanamadık,küheylanla r gibi şahlanamadık


    Rabbim dedi ağladı
    Sözü böyle bağladı
    Çömeldi yere yine ağladı
    Çok bekledim bitmedi
    Eliyle “sen git”dedi


    Söz dinlemem gerekti
    Bu yolculuk benim için erek’ti
    Başladım yürümeye
    Muradımı görmeye
    Kadife toprak
    Ayağım çıplak
    Bu yol ne kadar güzel
    Bir kamçı kadar yeri dünyaya bedel
    Sümbül açmış iki cenah ,hu çekiyor goncalar
    Ritm tutmuş sallanıyor hep yapraklı yoncalar
    Uhuvveti var güneşle meltemin
    Huzur veriyor,(g)surur veriyor
    Misk-i amber kokuyor her yan
    Acaba çok mu uzaktı meydan
    İlerlerken ileri
    Neler sezdim neleri
    Bütün sahabeleri
    Zübeyr’i görecektim,Huzeyfe’yi,Bilal’i
    Asım bin Hilal’i
    Hanzala’yı,Talha’yı,Ebu Derda’yı
    Sad bin Ebi Vakkas’ı,İbn-i Abbas’ı
    Muaz bin Cebel’i
    Enes’i,Cendel’i


    Abdurrahman bin Avf’ı görecektim
    Ve Kaab’ı,Musab’ı
    Selamn-ı Farisin’i,ve cümlesini (R.anhüm)
    Terenümle anmak bile yadigar adlarını
    Çok merak ediyorum Cafer’in kanatlarını


    Bir tahayyül geçiyor ki gözlerimin önünden
    Göz kapalı seyretmesi gönülden
    Aynı birlik,aynı dirlik
    Mübarek beşibirlik
    Ebubekir,ÖmerOsman ve Ali’nin
    Aman Allah’ım aman,aralarında ki kim
    O’na denmiş”habibim”
    Ne güzelmiş “nasibim”
    Ki onu göreceğim
    Ve şöyle diyeceğim
    Elfu elfu salatin ve elfu elfu selamin aleyka ya Resulallah


    Anam babam sana feda olsun
    Seni
    Gördüğün şu cennetten
    Boşa koşan devletten
    Yığın yığın servetten
    Kesrat ile hürmetten,
    İzzetten lezzetten
    Ve en güzel suretten
    Ve en güzel siretten,daha daha güzelsin ya Resulallah


    Canım sana feda olsun
    Sen
    Size püryan sevkatten
    İnsan üstü kuvvetten
    Müjdeli son nefesten
    Borcumu ödemekten
    Arzı tutan melekten
    Yanındaki yemekten
    Yemekten,içmekten
    “oğlum oldu”demekten daha güzelsin


    Ciğerparem sana feda olsun
    Sen
    Kerdeşiniz Yusuf’tan
    Kucak dolu yakuttan
    Memleketim Bayburt’tan
    Nağriften makripten
    içi dolu beşikten
    Ağladığı geceden
    Daha daha niceden,daha daha güzelsin ya Resulallah



    Gelecek zürriyetim sana feda olsun
    Diyeceğim
    Evet öyle diyeceğim
    Ne kaldı ki işte şurada görüşeceğim
    O sırada önüm gözüm biraz daha aklaştı
    Anladım ki yaklaştım


    Anladım ki gelecekti o meydan
    Ne müthiş bir heyecan
    Zemin henüz gözükmemişti ama
    Üzerindeki sema
    Tasviri gayri Cabil
    Fakat yine bu cahil
    Birkaç soru ediversin
    Atmosfer tamamen nur
    Büyük mü büyük
    Nur dolu büyük sanki
    Oralar da solunum nur mu olsa gerektir?akıl göremiyecektir



    Ne talihli bir kulum
    Var mıyım,yok muyum düşünüyorum
    Melekler sema da sema ediyor
    Halka halka dönüyor
    Ne kallavi halkalar
    Yan yana,dizi dizi ve saf saf
    Sevgilileri tavaf
    Pırıl pırıl parlıyorlar,sevinç yıldızı gibi
    Demek ki şimdi onlar görüyorlar Habibi
    Üstlerinde bir taç var
    Meleklerin üstünde
    Ve semanın üstünde
    Nur üstünde nur
    Direksiz bir sur sanki
    Bu gördüğüm bir ayet
    Okuyordum nihayet


    Geçtiğim yerleri unuttum
    Ceylan gözlü hurileri unuttum
    Cennetleri unuttum,
    Fakat;
    Unutmadığım bir şey var
    Nedir içimdeki bu nükte
    Sevincim büyüklükte
    Neden baştan beri bu yarı sevinç
    Aklımdan çıkmadı ki hiç
    Niçin üzülüyordum?
    Sorumun cevabını ben biliyordum
    Her sözünü hatırladım heyhat!
    ne demişti o nurani zat?
    Parça parça olmuş sine isterim
    İsterim ki esas derdimi anlasın
    Ah Rabbim!ayaklanamadık
    Küheylanlar gibi şahlanamadık
    Hizmetim hangi yüzle o huzura varayım
    Demişti
    Evet öyle demişti
    Peki ya ben?ya ben ne yapmıştım ki?
    Ve şimdi ne yapıyordum
    Birden durdum
    Vuruldum sanki
    Ne kadar akılsızmışım
    Parmaklarım ağzımda
    Çoktandır böyle ağlamamıştım
    Ne yapayım şimdi
    Karşımda cennetin en güzel yeri


    Nasıl döneyim geri
    Nasıl döneyim
    Bırakıp Peygamberi,sahabeleri
    “ama yol bu,erkan bu”
    Eli boş gidilmez ki
    Yakıştıramam kendime
    O kadar yüzsüz değilim Kani
    Ah beni gidi beni
    Ne yapsınlar seni
    Boyunduruk yerde
    Düşmanlar içerde
    Yiğitler seferde
    Sen şimdi nerde
    “aç gözümü Allah’ım”
    Aç gözlerimizi Allah’ım
    Görelim hakikati
    Şeytan çarptığı zaman hemen aklımızı başımıza alalım
    Yooo diyelim
    Olmaz bu iş böyle
    Bizim yerimiz cephedir ve mevzidir.

    Anladım dönmelidir
    Daha durmakta nedir
    Ve döndüm
    Başladım seyirtmeye
    Attan hızlı gitmeye
    Hızlı hızlı büyük büyük adımlar atıyordum
    Yetişeyim diyordum
    Gitmemişse o zaten


    Geldim ki ağaç yalnız
    Ve dönmüş kırık dökük gariban
    Arkasından seyrettim
    Yani boşuna gittim
    Eteğini tuttum
    Gittiği yolu tuttum

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Cennetten gelİyorum..

    rabbim razı olsun, ama hepsini okuyamadım:D

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Cennetten gelİyorum..

    abi uzun ama anlamlı bir yazı emeğine sağlık...


    Seni çok Özledim Annem

Benzer Konular

  1. Adem ve Eşinin Cennetten Kovulması
    By SiLa in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.02.09, 20:54
  2. Sana Geliyorum
    By Admin in forum Resimli Şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.06.08, 07:40
  3. İyi Bir Şey Olsaydı Cennetten Çıkmazdı
    By ArzuNur in forum komik olaylar,ve fıkralar
    Cevaplar: 14
    Son Mesaj: 08.06.08, 19:40

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •