Allah'ın izni ile kardeşi Harun(as)'ıda yanına alarak firavunun karşısına çıkan Musa(as) ona şöyle dedi:
Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder; onlara eziyet etme!
Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır. (Ta-ha 47)
Bunun üzerine firavun cevap olarak:Rabbiniz de kimmiş, ey Musa? dedi (Ta-ha 49)
Musa (as)da:Bizim Rabbimiz, her şeye hılkatini (varlık ve özelliğini) veren,
sonra da doğru yolu gösterendir, dedi. (Ta-ha 50)
Musa(as) Allah(cc)'ın yardımı ile firavunun sorduğu bütün soruları cevapladı ve delillerini birbir gösterdi.
Nihayet firavun bunların hiçbirine inanmamakta diretti
Musa(as)ın getirdiği mucizeleri inkar ederek şöyle dedi:
Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin, ey Musa? (Ta-ha 57)
Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz.
Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz
uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla (Ta-ha 58)
Musa(as) bayram gününü buluşma zamanı olarak seçti.
Firavun Musa(as)ın bu mücadelesinden korktu.Mısır'ın en iyi sihirbazlarını topladı ve müsabaka için
Musa(as)ın karşısına çıkardı
Sihirbazlar dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım (Ta-ha 65)
Musa (as) da:Hayır, siz atın, dedi.(Ta-ha 66)
Aslında sihirbazların yaptığı bir hile ve göz aldanmasından başka birşey değildi.
Ama aldanan gözler yere atılan ipleri ve sopaları koşarmış gibi gördü
Öyleki Musa(as) bile bir an ürkecek gibi oldu da O'na :"Korkma! ,üstün gelecek olan kesinlikle sensin ( Ta-ha 68)
diye buyruldu.
Ve Musa(as)'a sağ elindekinin atılması vahyolundu.
Elindeki asa yere düşmesi ile birlikte onların yere attıklarını yuttu
bunu gören sihirbazlar o anda bunun sihir olmadığını ancak üstün hikmet sahibi
Allah tarafından bir mucize olduğunu anlayarak secde ettiler.
Firavun sihirbazların bu halini görünce çok sinirlendi ve:Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi!
Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt
etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım!
Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız (Ta-ha 71)dedi.
Sihirbazlarda firavuna cevap olarak;


Verdikleri cevaba geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum
bu nasıl bir imandır böyle.
şöyle düşünelim kardeşlerim
böyle bir müsabakaya çıkmadan önce fuzuli ve Allah'ın yasak etmiş olduğu sihir işleri ile uğraşan sihirbazlar dönemin en acımasız firavununa -öyle ki bir peygamberin bile; Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı
derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz(Ta-ha 45) dediği firavuna- bir an bile
düşünmeden tereddüt dahi etmeden hatta çarprazlama kesilmeyi dahi göze alarak verdikleri cevaba bir bakın:
Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap!
Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin. Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın
büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükâfatı) en hayırlı ve (cezası) en sürekli olandır. (Ta-ha 72-73)

SELAM ve DUA ile