***
DIŞARDA
Points: 6.719, Level: 53
Level completed: 85%,
Points required for next Level: 31
Overall activity: 0%
Achievements

ALLAH In Boyasi İle Boyanmak:
Islâm bir renktir
İslâm, ALLAHın kendisine iman ettiğini söyleyen kulları üzerinde görmek istediği bir renktir. O renk izlenebildiği kadar Islâm hayatta vardır.
Doğadaki bir rengin ışıkla buluşması, rengin niteliğini teşhir ettiği gibi, hayatın Islâm ve akidesi ile buluştuğu her yerde Islâmın rengi kendisini teşhir eder. Ibadetlerin her biri, hayatın üzerinde muhkem bir kural olarak bize ulaşan hükümler, kâideler bu rengin tonlarıdır. Hac o renkte bir tondur. Namaz apayrı bir tondur. Zekât bir tondur. Ticarete getirilen kâideler, faize konan yasak bir tondur. Evliliğe getirilen sınırlamalar bir tondur. Haramlar ve helallerle çizilmiş sınırlar o tonun tezahürleridir.
Islâm bir bütün olarak görülecekse, Islâmî olan her şey o bütünün bir parçasıdır. Bir haramdan söz edilirken basit bir yasaktan değil, Islâmın kendisine teslim olanlarda görmek istemediği bir yasaktan söz edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında ALLAHa ait ne varsa o, müslümanın sabit değerleri arasın-dadır. Zaman ve mekân daralmaları veya genişlemeleriyle niteliklerinde bir değişim yapılamaz. Nisbî de olsa, küçük bir zaman dilimi için de olsa, Müslümanlaşma rengi ile oynanamaz.
Camiiler, camiilerin minareleri, şehirlere Islâm renginin verilmesidir. Kadının üzerinde, ölçülerini Kuran dan alan bir tesettürün bulunması bir renk alma olayıdır. Tesettür kadındaki Islâm rengidir. Tesettürü muhafaza, tabii rengi muhafazadır. Yiyeceklerde haramlardan kaçınma, giyimde imanî ölçülere riayet, rengi soldurmama ciddiyeti olarak düşünülmelidir. Çünkü Müslümanın üzerindeki Islâmî renk, beşeri değildir. ALLAHu Teâlânın takdir ettiği ama kulun üzerine yansıyan bir renktir. Fert olarak da toplum olarak da, ilk nesilden son nesle kadar aynı değerlerle korunması gerekmektedir.
Hayatın her anında ve her mevkiinde Islâmın rengi vardır. Güneşin ışığını yayarak, eşyanın orijinal renklerini ortaya çıkardığı gibi Islâm da insanların gerçek renklerini ortaya çıkarmıştır. Islâmla ölçüldüğünde kimine mü´min, kimine kâfir ve kimine de münafık denmiştir. Mü´min olmak, Islâm rengi ile boyanmış olmaktır. Kâfir olmak da yabancı bir rengin esiri olmaktır. Renk karışıklığı ise münafıklık olarak belirmektedir. Tabii renkte sabit kalmak fıtrîlik, diğer bütün renkler ise sunîliktir.
Kimlikler korunmalıdır
Güne namazla başlamak, yemeğe besmele ile başlamak, ekonomide faizsizliği ve helali ölçü olarak görmek kimliği sahiplenmektir. Bir güne namazsız başlamayı renkte bir ton kaybı olarak görememek ve o oranda hassas olamamak ise, renkten kaybolan tonların, meydana gelen çiziklerin renksizleşmeye, kimlikten yoksun bir hayatı yaşamaya sevk edeceğini düşünmek kaçınılmaz bir gerçektir.
Belki, besmelesiz başlanmış bir yemek haram değildir. Selam vermeden konuşmaya başlamak sövmek kadar ağır bir cürüm değildir. Her gün bir defa anladığı dilden Kuran okumayan, yatarken Mülk suresini okumadan yatan, imkânı olduğu halde umre yapmayan bir daha dönüşü olmayan uçuruma yuvarlanmıştır denemez. Evet, bunlar tek başına uçurama yuvarlamıyor. Ancak boyanın hammaddesi bunlardan oluşuyorsa, bir iki derken elimizdeki bütünü kaçırma riski altında bulunuyoruz demektir.
Günışığı altında kalan nesnelerin tabii renklerinin solmasını önleyemedikleri gibi, Islâmdan başka inançların, sistemlerin etkisi altında yaşayan Müslümanların da renklerini muhafaza sıkıntısı yaşadığını inkâr edemeyiz.
Mesela çocuklar
Çocuklarımızın alacağı renk, o rengin yabancı bir tondan olması önemli bir meseledir. Çocuklarımızın iyi bir mü´min olmaları bizim sorumluluğumuzdadır. Onların mü´min kimliklerini biz oluşturacağız. Bu görevimiz için de en uygun zaman dilimi elimizin altında, sözümüzü dinleyecekleri zaman dilimidir. Ancak, bizim onlara iman aşısı yapmamız gereken dönemlerinde, bizim dairemizde kalabilecekleri yer ve zamanın git gide daraldığını görüyoruz. Mayalama dönemin-deki ihmalimizi telafi edebileceğimiz yeni fırsatlar belki de bir daha elimize geçmeyecektir. O döneme ait görevler o zaman yerine getirmemiz gereken görevlerdir. Ihmallerimiz veya şartları zorlamaya üşenmemiz bir bedel getirecektir. O bedel de Islâmi kimliğimizin erimesi bedelidir.
Bin, birlerin toplamıdır
ALLAHın ahkâmından taviz verme gevşekliğinde bir kereliğine gibi pek de masum olmayan bir saplantı yaygınlaşmış bulunmaktadır.
Ev kredisi tüketecek olan, sonra tövbe etmek üzere bir kereliğine faize bulaşıyor. Yabancı bir bayanla el sıkışması gereken de o pozisyonda utanmamak veya işinin görülmesini engellememek için o anda bir defalığına tokalaşıyor. Genç bir kız, düğününde bir defalığına haramları deliyor. Hâlbuki bu bir defalığına gösterilen gevşekliklerin doğal sonucu, istendiğinde kaldırılabilen yasaklar, ihmal edilebilen emirlerden meydana gelen bir Islâm anlayışına sahip olmaktır. Bu ise Islâm değil, muharref Yahudilik ve muharref Hıristiyanlıktır.
ALLAHın boyası ile boyandıktan sonra o boyayı korumak, o boya ile övünmek esastır. ALLAHın boyası dışındaki bütün boyalar, Onun verdiği rengin dışındaki bütün renkler hilelidir.
alıntıdır.
Rengimizi korumak, onu soldurmamak imanımızın gereğidir. Cihadımız odur.
"Bu din, ALLAHın verdiği bir renktir. Kim ALLAHtan daha iyi bir renk verebilir?" Bakara,138
Leyla Diyen Dilin ,
Mevla Demedikçe ,
Vuslata Eremezsin .
İnsanı Kıble Edinen EYY SEN !
HAKK'A Tapmadıkça ,
Menzile ERiŞEMEZSİN
h@y@t bir uykudur, ölünc€ uyanır insan; s€n €rken davran, ölm€d€n önc€ uyan ......