ÖLÜME HAZIRLIK YAPMAK

Bu dünya insanların eğitim yeridir. Allah insanlara dünyada çeşitli sorumluluklar yüklemiş ve onlara gözetmeleri gereken sınırları bildirmiştir. İnsan bu sınırları gözettiği emredilenleri yerine getirip yasaklanan şeylerden sakındığı ölçüde ruhen olgunlaşır aklı ve şuuru gelişir. Başına gelen olaylara sabretmesini hiçbir durumda Allah'ın dininden taviz vermemeyi her durum karşısında Allah'a yönelip dönmeyi yalnız O'ndan yardım istemeyi öğrenir. Allah'ı gereği gibi takdir etmeyi O'na karşı içli bir sevgi ve saygı dolu bir korku duymayı öğrenir Allah'a karşı katıksız bir iman ve tam bir teslimiyet kazanır. Allah'ın yarattığı nimetlerin değerini gerçek manada anlar ve bu sayede Allah'a karşı olan şükrü sevgisi yakınlığı ve hayranlığı artar. Sonuçta Allah'ın beğendiği üstün akla ve ahlak özelliklerine sahip ideal bir mümin haline gelir. Bu şekilde her yönüyle mükemmel yaratılmış olan cennete girmeye layık aynı mükemmellikte bir insan haline gelir. Aksi takdirde dünya ortamında hiçbir eğitim almadan cennete girmiş olsaydı pek çok yönden eksik olumsuz ve yetersiz bir konumda kalacak ve o mükemmel ortamda her türlü hatayı yapmaya açık bir kişiliği olacaktı.

Nitekim Hz. Adem de cennetteki sonsuz yaşamı için gereken eğitimi almak üzere yeryüzüne gönderilmiş ve birçok imtihanlara tabi olmuştur. Sonuçta Allah'ın Kuran'da övdüğü üstün ahlak ve kişiliğe sahip seçkin bir insan haline gelmiştir.

Kısaca Allah'ın özel olarak yarattığı bu hikmetli olay dünyadaki eğitimin bir parçası olan imtihan ortamının sırrını içerir. İnsan bu dünyada başına gelen sayısız olaylarla sınanır ve bu imtihandaki başarısı oranında ebedi hayatında ceza veya mükafata kavuşur. Hiç kimse kendi imtihanının ne zaman son bulacağını bilemez. Ölüm Kuran'da bizlere bildirildiği gibi "süresi belirtilmiş bir yazıdır". (Al-i İmran Suresi 145) Bu süre bazen uzun bazen de kısadır. Aslında en uzun olarak tanımladığımız süre bile nadiren 70 ya da 80 senenin üzerine çıkabilir.

Bu nedenle uzun yaşama hesapları yapmak yerine insan Allah'a karşı sorumlu olduğunu ve hesap gününde bütün yaptıklarının hesabını vereceğini bilerek Kuran'ın rehberliğinde ve onun gösterdiği yola uygun olarak yaşamalıdır. Aksi halde sonsuz hayatı için bir hazırlık yapmaması bunun için kendisine tanınan bu tek ve son fırsatı kaçırması ve ebediyen cennetten mahrum kalması kendisi için gerçekten de çok acı bir durum olur. Ebediyen cennetten mahrum olan biri sonsuz azap mekanı olan cehenneme gidecek bir ahlak gösteriyor demektir. Bu nedenle dünyada boşa geçen her saniye hem çok büyük bir kayıp hem de çok acı bir sonuca doğru atılan yeni bir adımdır.

Madem gerçek budur öyleyse bu gerçeğin dünyadaki herşeyden daha önemli olması gerekir. Hayatımızda karşımıza çıkacak muhtemel olaylar için önceden hazırlık yaptığımız gibi hatta daha da fazla ölüm ve sonrası için benzeri bir hazırlık yapmamız en mantıklı hareket olacaktır. Zira ölecek olan biziz. Ölümden sonra karşımıza gelecek olaylarla da tek başımıza muhatap olacağız. Bu konu doğrudan doğruya "bizi" yani "kendimiz"i ilgilendirmektedir. Ebedi kurtuluşu isteyen insanlara Allah Kuran'da şöyle emreder:

Ey iman edenler Allah'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah'tan korkun. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri Allah'ı unutmuş böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar fasık olanların ta kendileridir. (Haşr Suresi 18-19