REENKARNASYON İNANCI
Ölüm hakkında çeşitli kesimlerde yaygın olan batıl inançlardan birisi de "reenkarnasyon"dur. Öldükten sonra çeşitli kereler farklı yer ve zamanlarda ve farklı kimliklerle dirilerek yeniden dünyaya gelme şeklinde açıklanan reenkarnasyongerek iman etmeyenler gerekse çeşitli batıl inanışların mensupları arasında
son zamanlarda ilgi gören sapkın bir akım haline gelmiştir.
Teknik olarak hiçbir delile dayanmamasına rağmen bu tür batıl inançların taraftar toplamasının başlıca sebebidini inancı olmayan insanların bilinçaltlarındaki
öldükten sonra yok olma endişesidir. Dini inançları zayıf olan kimseler de
dünyada yaptıklarının karşılığı olarak ahirette cehennem gibi bir cezanın kendilerini beklediğini bildikleri için ya da en azından ihtimal verdikleri için öldükten sonra ahirete gitme gibi bir gerçekten rahatsız olurlar. Her iki sınıf için de öldükten sonra dünyaya tekrar tekrar gelmek son derece cazip bir durumdur. Bu yüzden bu işin istismarını yapan belirli kesimlerin birkaç göz boyama seansıyla
daha fazla delil aramadan reenkarnasyon gibi bir safsatayı seve seve benimserler.
Ne yazık ki bu sapkın düşünceyeson zamanlarda Müslüman çevrelerden kendisine aydın
entellektüel
ilerici görünümü vermek isteyen bazı kişiler de olumlu bakmaktadır. Olayın asıl ciddi yönü ise
bu tür kimselerin söz konusu sapkın iddialarına Kuran ayetlerinden delil getirmeye ve ayetlerin açık ve net ifadelerini
"dillerini eğip bükerek" kendi yorumlarına uydurmaya çalışmalarıdır. Burada vurgulanmak istenen temel konu da
bu sapkın itikadın kesinlikle Kuran ve İslam dışı olduğu ve Kuran'ın açık ayetleriyle tamamen çeliştiğidir.
Reenkarnasyonun Kuran'da geçtiğini iddia edenlerin delili olarak öne sürdükleri birkaç ayetten biri Mümin Suresi'nin 11. ayetidir. Ayet şöyledir:
Dediler ki: "Rabbimizbizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı ?" (Mümin Suresi
11)
Reenkarnasyoncular bu ayetteinsanın dünyada bir kere yaşayıp öldükten sonra tekrar diriltilerek dünyada ikinci bir yaşama başladığını
bu suretle ruhunun gelişimin tamamladığını ve bu ikinci yaşamını takip eden ikinci ölümünden sonra ahirette diriltildiğini iddia ederler.
Şimdi herhangi bir ön yargıya kapılmadan bu ayeti inceleyelim: Ayete göre insanın iki defa ölü iki defa diri hali olduğu anlaşılmaktadır. Üçüncü bir ölü ya da dirilik hali söz konusu değildir. Bu durumda doğal olarak aklainsanın en baştaki durumunun ölü mü ya da diri mi olduğu sorusu gelir. Bu sorunun cevabını ise Bakara Suresi'nin 28. ayetinde buluruz:
Nasıl oluyor da Allah'ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi o diriltti; sonra sizi yine öldürecekyine diriltecektir ve sonra O'na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi
28)
Ayet açıktır; insan başlangıçta ölüdüryani yaratılışının temeli başlangıçta
ayetlerde de bildirilen toprak
su
çamur gibi cansız maddelerden oluşmaktadır. Daha sonra Allah bu cansız yığına "bir düzen içinde şekil verip" diriltir. Birinci ölüm ve birinci diriliş gerçekleşmiştir. Birinci dirilişten belli bir süre sonra insan
yaşamı sona erince tekrar öldürülür
ilk ölümünde olduğu gibi toprağa geri döner
çürüyüp-ufalanıp toz haline gelir. Bu da ikinci defa ölü haline geçişidir. Geriye ise ikinci ve son diriltilmesi kalmıştır. Bu da ahiretteki dirilmesidir. İkinci ve son diriliş ahiretteki dirilme olduğuna göre
dünya hayatında ikinci bir diriliş söz konusu olamaz. Aksi takdirde bu tür bir iddia üçüncü bir dirilişi gerektirir ki böyle bir durumdan hiçbir ayette söz edilmez. Görüldüğü gibi ne Mümin Suresi 11. ayetinden
ne de Bakara Suresi 28. ayetinden insanın dünyada birden fazla kez diriltildiği anlamı çıkmaz. Tam tersine bir kere dünyada bir kere de ahirettei dirilişin olduğu ayetlerden açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Durum bu kadar açık olmasına rağmen reenkarnasyoncular her iki ayeti de kendi anlamsız iddialarına delil olarak kullanmaya çalışırlar.
Ancak bu ayetle söz konusu kişilerin iddialarının aksine ölümün ve dirilmenin gerçekte nasıl olacağı bizlere haber verilmektedir. Bunun dışındaKuran'daki pek çok ayet de insanın içinde imtihan edildiği tek bir dünya hayatı olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin ölümden sonra tekrar dünyaya dönüş olmadığı
Allah'ın buna kesin olarak izin vermeyeceği ayetlerde şöyle bildirilmektedir:
Sonundaonlardan birine ölüm geldiği zaman
der ki: "Rabbim
beni geri çevirin. Ki
geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım. "Asla
gerçekten bu
yalnızca bir sözdür
bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde
diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır. (Müminun Suresi
99-100)
Ayettekişiye ölüm geldikten sonra yeniden dünya hayatına bir dönüş
bir telafi imkanı bulunmadığı anlatılırken inkarcıların
bunun aksine ikinci bir diriliş ve dünyaya dönüş beklentisine sahip oldukları da dikkat çekmektedir. Allah bunun hiçbir geçerliliği bulunmayan ve inkarcının kendi söylediği bir sözden ibaret olduğunu açıkça belirtir.
Bir başka ayette de cennettekilerin "ilk" ölümden başka bir ölüm tatmayacakları şöyle bildirilir:
Ordailk ölümün dışında başka ölüm tatmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden
bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur. (Duhan Suresi
56-57)
Cennet ehlininbirinci ölümleri dışında başka bir ölüm tatmayacaklarından dolayı duydukları sevinç bir başka ayette şöyle geçer:
Nasılbiz ölecek olanlar değil miymişiz? Yalnızca birinci ölümümüzden başka (öyle mi)? Ve biz azaba uğratılacak olanlar değil miymişiz? (Saffat Suresi
58-59)
Üstteki ayetler o kadar açıktır kiinsanın tattığı tek bir ölüm olduğu
hiçbir tevile yer bırakmayacak netlikte vurgulanmaktadır. Burada
önceki ayetlerde iki ölümden bahsedildiği halde
neden burada tek bir ölümden başka ölüm tadılmayacağının söylendiği gibi bir soru akla gelebilir. Bunun cevabı Duhan Suresi'nin 56. ayetindeki ölümü "tatma" ifadesinde kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Zira
insanın bilinçli olarak tattığı
yani yaşadığı
karşılaştığı
idrak ettiği ilk ve tek bir ölüm vardır; o da dünya hayatının sona erdiği an karşılaştığı ölümdür. En baştaki ölü halinden önce diri olmadığı dolayısıyla algılama ve şuur gibi özellikleri olmadığı için bu birinci ölümünün şuuruna varması
bunu tatması gibi bir durumu elbette ki olamaz.
Kuran'ın bunca açık ve kesin haberine rağmendünyada birden fazla ölme
dirilme
yeni bedenlere girme gibi olayların bulunduğunu iddia etmek Kuran'ın açık ayetlerini reddetmek anlamına gelecektir.
Gafletin Kalın Perdesi
İnsan bencil yaratılmıştır ve kendi çıkarlarını ilgilendiren şeyler hakkında son derece hassastır. Ancak her konuda kendi çıkar ve menfaatlerini en ince ayrıntısına kadar düşünen ve hesaplayan insanın doğrudan doğruya kendisini ilgilendiren ölüm konusunda kayıtsız ve umursuz olması son derece hayret vericidir. "Kesin bilgiyle iman etmeyenler"e özgü olan bu ruh halini AllahKuran'da tek bir kelimeyle tanımlamıştır: "Gaflet".
Gafletin kelime anlamışuurundaki bulanıklık ve kapalılıktan ötürü
bir insanın gerçekleri tam olarak algılayamayıp
sağlıklı değerlendirmeler yapamaması ve buna bağlı olarak
gereken sağlıklı tepkileri verememesidir. Bir ayette şöyle geçer:
İnsanların sorgulama (zamanı) yaklaştıkendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi
1)
Ölümcülçaresiz bir hastalığa yakalanan birisinin öleceğine kesin gözüyle bakılır. Fakat ona bu gözle bakanların da er ya da geç ölecekleri kesindir. Gaflet yüzünden
işin bu yönü kimsenin aklına gelmez. Örneğin ölümcül bir hastalığa yakalanmış birinin yakın bir zamanda ölme ihtimali epeyce yüksektir. Fakat yanında duran sapasağlam birinin bir gün mutlaka öleceği çok daha yüksek ihtimal
daha da doğrusu kesindir. Belki de ölüm
kendisini bu "ölümcül hasta"dan çok daha önce
hiç ummadığı bir anda yakalayacaktır.
Yakınlarıölüm döşeğindeki hastalarının durumuna üzülürler. Ama bir gün kesinlikle ölecek olan kendilerine de üzülmek akıllarına gelmez. Oysa mantıksal olarak
bir olayın eninde sonunda gerçekleşeceği kesinse
bunun yakın ya da uzak olması verilen tepkiyi değiştirmemelidir.
Eğer ölmek üzere olanlar için üzülmek gerekiyorsayalnızca ölüm anında değil herkes birbiri ve kendisi için şimdiden üzülmeye başlamalıdır. Ya da içinde bulunduğu gafleti yırtmalı
ölümün gerçek anlamını kavramalıdır.
Bunun için deöncelikle gafleti doğuran sebepleri tanımak yararlı olabilir.