İnsan ölümü unutsada ölüm insanı unutmuyor
"Bedelsiz nimetin kıymeti bilinmez" derler.
hakikatten öyle...
bir tuhaf yaşıyor,bir tuhaf harcıyoruz ömrümüzü.
Miras yediler gibi,nereden geldi,nasıl geldi sormadan.
Heman hepimiz,mutlaka uyanacakmışız gibiyatıyor,hiç ölmeyecekmişiz gibi büyük bir hırsla güne başlyoruz.
Gelecek ümidiyle bugünü yaşıyor,"bir gün" diye diyegünleri,ayları,yılları,nih ayet koskoca bir ömrü geride bırakıyoruz.
Ayrılması olmayan bir sarhoşluğun bulanıklığında,ya yelin savurduğu yaprak misali hayatın önünde sürükleniyor,
yada"vur patlasın,çal oynasın"nidalarıyla hayatı peşimizden sürüklüyoruz.
Çoğunlukla heves ve arzularımızın eline bırakıyoruz hayatımızın iplerini.
Durum böyle oluncada,tutkularımızı sınırlayan şeylere tahammülümüz kalmıyor ve
haklı bile olsa herhangi bir sınırlamayı hayatımıza müdahale gibi alglıyoruz.
Gözümüze kestirdiğimiz şeyler iştahımızı dahada kabartıyor.
elde ettikçe güçlendiğimizi hissediyoruz,bunun tadına doyum olmuyor...
Beceremediğimiz yerde de hırstan ve kıskançlıktan kendimizi yiyip bitiriyoruz.
Bu oyun bizi hiç sıkmıyor.
Buyüzden nerede duracağımızı,nerede soluklanacağımızı bir türlü kestiremiyoruz.
"Ekmek kavgası"diye başlıyan süreç,değirmende buğday yerine bizi öğütmeye başladığında,bir şeylerin farkına varıyoruz.
İşin kötüsü bunu fark ettiğim yerde,zaman daha bir süratli akıyor.
Ve çarklar tersine dönmeye,kalan bir avuç ömrü hızla öğütmeye başlıyor.
Netice?...
Bütün yollar ölüme çıkıyor...
Ve gerçek!...
İnsan ölümü unutsada,ölüm insanı unutmuyor...
Ölümü yazan Yüce ,Kur'an-ı Kerimde şöyle buyuruyor;
Onlara,dünya hayatı misalinin tıpkı şöyle olduğunu anlat:
"O gökten indirdiğimiz bir su gibidir(büyüyüp)birbirine karışır,
ama sonunda rüzgarın savuracağı çerçöpe döner.
her şeyin üstünde bir kudrete sahip olandır"
(Kehf suresi,ayet 45)
ölüm son değil adlı kitaptan alıntıdır.