8 sonuçtan 1 ile 8 arası

Konu: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi..

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi..

    Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi..


    Rahman'ın Adıyla...

    Bir Nûr Yaratıldı, Kâinata Rahîm Olanın Rahmetini Muştulayan.
    Selâm Olsun O Müjdeciye!

    Ve gözlerin düşer gecelerime!
    Gözlerin düşer, gecelerde üşüyen yüreğime.
    Gözlerin, kâinattaki her bir zerreye düşer tek tek, hakikâti gösteren bir nûr olarak. Rahmân ve Rahîm olanın mâhlukata bir büyük ikrâmıdır siyah gözlerin. Ki onlardır zulmeti nûra çeviren, nazar kıldığı yerde güller bitiren... Ve bir bakışıyla âlemi âşka doyuran!

    Hamdolsun bizi bir çift siyah gözde âşka düşürene!
    Hamdolsun, seni kendine "sevgili" eyleyene!
    Seni en güzel şekilde terbiyene edene hamdolsun.
    Hamdolsun sana hikmeti verene, sana kitabı indirene, seni âlemlere uyarıcı olarak gönderene...
    Seni bize peygamber; bizi sana ümmet edene hamdolsun!
    Ve hamd yalnız O'na olsun!

    Ey Nebî; sana, zaman denilen mâhluku sıyırarak aradan, mahcubiyetle, hasretle ve elbette muhabbetle sesleniyorum, haddim olmayarak.
    Seni anlayabilme nimetinden beridir, görmeden sana inanıp bağlanmanın hadsiz hesapsız şerefini ve saâdetini tadıyorum, şükür ile...
    Benim gibi belki kâinat da senin gelişine hiçbir zaman şâhit olamadı.
    Âlemlerin nefes alışı belki senin hilkâtinle başladı.
    Senden aldı sanki melekler zârafeti; senden aldı ahlâk, letâfeti...
    Ve olacaksa bu arzın hüsranı, seni unutup yitirmekten...
    Rabbinin nûrundan bir ziyâ idin sanki. Hiçbir şey bilmezken seni, belki sen Rabbinin "Ol" emrindeydin!
    Âdemin tevbesindeydin, İbrahim'in duasında...
    Nuh'un gemisindeydin, İsa'nın müjdesinde...

    Ey Nebî, sen teşrif edince yeryüzüne, zaman belki yaratılışından beri en güzel, en mutlu ânını yaşadı.
    Çünkü Âlemlerin Rabbinin "Habibim" dediği o mukaddes nûrunun gölgesi düşüvermişti arza.
    Şerefine bu olayın, yer gök bayram etti. Nice küfür sarayı yıkıldı, nice küfür ateşi söndü zuhûrunun hürmetine, zuhûrunun haşmetiyle...

    En çok Rabbin sevmişti seni.
    Sen de en çok O'nu...
    Sonra melekler sevdi seni, kanat gerdiler sana, başının üzerinde rahmet bulutu oldular kimi zaman...
    Ve sonra insanlar!..
    Ne güzel dostların vardı senin ey Nebî! Seni canından çok, her şeyden çok seven...
    Sen güneşsen onlar ışığını senden alan yıldız oldular karanlık gecelerimize.
    Sen son peygamberdin, sen Allah'ın Habibiydin!
    Daha ötesi nedir ki?
    Ve gelince vakit, bırakıp nûrundan bir parça bize, sen Refîk-i Âla ile vuslâta erdin.
    Bize ise hep hüzünler düştü ey Nebî!
    Bir boşluktu sanki senden ayrı kalmanın sonu!

    Halbuki ne "zaman" açabilirdi seninle aramızı, ne de sonu toprak bir beden yakınlaştırabilirdi seninle bizi; farkedemedik...

    Bilemedik! Senin o siyah gözlerinin nûru bir miskinin, bir fakirin gözlerinde saklıymış meğer; göremedik...

    Bilemedik! Senin ellerinin sıcaklığını hissedebilmek için bir yetimin başını okşayabilmek yetermiş; düşünemedik...

    Ve yine bilemedik ey Nebî; seni sevindirmek, senin gönlünde yer edinebilmek, karanlıklar içerisinde kalan bir kalpte sevginin ateşini yakabilmekmiş; beceremedik...

    Yolda kalmışlığımızın, şaşıp durmuşluğumuzun kusuruna bakma ey Nebî!

    Hani sen kral gibi değil de kul gibi yaşayan bir peygamber olmayı tercih etmiştin. Sıkıntı, ezâ, hüzün...
    sanki senin en yakın yol arkadaşlarındı.
    Bir gün tok olursan bir gün aç olurdun.
    Ve hani yatışsın diye açlığın, bir değil de iki tane taş bağlamıştın ya mübârek karnına!
    Biz de sanki gönlümüze sayısız taşlar bağlamışız ey Nebî, seni unutmamıza sebep olan...
    Sanki, sana muhtâç ruhumuzun üzerine demirden ve betondan yaptığımız gökdelenlerle koca bir şehir inşâ etmişiz de seni anmak istersek, seni bulmak istersek o şehrin sokaklarında kaybolup değil seni, kendimizi dâhi unutalım, bulamayalım diye!

    Ey Nebî, nefesini ver bize!

    Nefes ver sensiz kalmaktan, seni hatırlayamamaktan kurumuş gövdelerimize!

    Nefes ver ki dile gelelim ve dem vuralım firâkından...
    Nefes ver ki bize yeşersin gövdemiz, gülzar olsun bedenimiz...

    Nefes ver bize; bitsin artık bu asırlardır süren ümmetinin kara kışı; nefes verdiğin baharları teneffüs edelim senin kokundur diye, kokusu sensin diye...


    Ey Nebî! İçimdeki hüznümü hasretine adadım...

    Ne zaman sensizliği tüm hücrelerimle hissedebilsem takatim kalmıyor.

    Nefesim kesiliyor da, kanım donuyor.
    Ey Nebî, yolda kalmışlığımızı yüzümüze vurma n'olur!

    Pürkusur hâlimizle gelip de aklayamazsak kendimizi mizanda, bizi önce sen sitemli gözlerinle utancın nârına atma, n'olur!

    Ey Nebî! Seni yaratılmış tüm zerreler miktârınca sâlat ve selâmla anıyoruz; utanarak...

    Ey Nebî! Şefaâtini umarak...

    Allah'ım! Peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına selâm olsun...


    Allah'ım! Sen peygamberimize vesîleyi ve fazîleti ihsân et.
    Ve onu vaad ettiğin Makâm-ı Mahmûd'a eriştir.

    Ümit Demir

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...



    Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...


    Rahmanın Adıyla...
    Bir Nûr Yaratıldı, Kâinata Rahîm Olanın Rahmetini Muştulayan.
    Selâm Olsun O Müjdeciye!


    Ve gözlerin düşer gecelerime!
    Gözlerin düşer, gecelerde üşüyen yüreğime.
    Gözlerin, kâinattaki her bir zerreye düşer tek tek, hakikâti gösteren bir nûr olarak. Rahmân ve Rahîm olanın mâhlukata bir büyük ikrâmıdır siyah gözlerin. Ki onlardır zulmeti nûra çeviren, nazar kıldığı yerde güller bitiren... Ve bir bakışıyla âlemi âşka doyuran!


    Hamdolsun bizi bir çift siyah gözde âşka düşürene!
    Hamdolsun, seni kendine sevgili eyleyene!
    Seni en güzel şekilde terbiyene edene hamdolsun.
    Hamdolsun sana hikmeti verene, sana kitabı indirene, seni âlemlere uyarıcı olarak gönderene... Seni bize peygamber; bizi sana ümmet edene hamdolsun! Ve hamd yalnız Ona olsun!


    Ey Nebî; sana, zaman denilen mâhluku sıyırarak aradan, mahcubiyetle, hasretle ve elbette muhabbetle sesleniyorum, haddim olmayarak. Seni anlayabilme nimetinden beridir, görmeden sana inanıp bağlanmanın hadsiz hesapsız şerefini ve saâdetini tadıyorum, şükür ile... Benim gibi belki kâinat da senin gelişine hiçbir zaman şâhit olamadı. Âlemlerin nefes alışı belki senin hilkâtinle başladı. Senden aldı sanki melekler zârafeti; senden aldı ahlâk, letâfeti... Ve olacaksa bu arzın hüsranı, seni unutup yitirmekten... Rabbinin nûrundan bir ziyâ idin sanki. Hiçbir şey bilmezken seni, belki sen Rabbinin Ol emrindeydin! Âdemin tevbesindeydin, İbrahimin duasında... Nuhun gemisindeydin, İsanın müjdesinde...


    Ey Nebî, sen teşrif edince yeryüzüne, zaman belki yaratılışından beri en güzel, en mutlu ânını yaşadı. Çünkü Âlemlerin Rabbinin Habibim dediği o mukaddes nûrunun gölgesi düşüvermişti arza. Şerefine bu olayın, yer gök bayram etti. Nice küfür sarayı yıkıldı, nice küfür ateşi söndü zuhûrunun hürmetine, zuhûrunun haşmetiyle... En çok Rabbin sevmişti seni. Sen de en çok Onu... Sonra melekler sevdi seni, kanat gerdiler sana, başının üzerinde rahmet bulutu oldular kimi zaman... Ve sonra insanlar!.. Ne güzel dostların vardı senin ey Nebî! Seni canından çok, her şeyden çok seven... Sen güneşsen onlar ışığını senden alan yıldız oldular karanlık gecelerimize. Sen son peygamberdin, sen ın Habibiydin! Daha ötesi nedir ki? Ve gelince vakit, bırakıp nûrundan bir parça bize, sen Refîk-i Âla ile vuslâta erdin. Bize ise hep hüzünler düştü ey Nebî! Bir boşluktu sanki senden ayrı kalmanın sonu!


    Halbuki ne zaman açabilirdi seninle aramızı, ne de sonu toprak bir beden yakınlaştırabilirdi seninle bizi; farkedemedik...


    Bilemedik! Senin o siyah gözlerinin nûru bir miskinin, bir fakirin gözlerinde saklıymış meğer; göremedik...


    Bilemedik! Senin ellerinin sıcaklığını hissedebilmek için bir yetimin başını okşayabilmek yetermiş; düşünemedik...


    Ve yine bilemedik ey Nebî; seni sevindirmek, senin gönlünde yer edinebilmek, karanlıklar içerisinde kalan bir kalpte sevginin ateşini yakabilmekmiş; beceremedik...


    Yolda kalmışlığımızın, şaşıp durmuşluğumuzun kusuruna bakma ey Nebî!


    Hani sen kral gibi değil de kul gibi yaşayan bir peygamber olmayı tercih etmiştin. Sıkıntı, ezâ, hüzün... sanki senin en yakın yol arkadaşlarındı. Bir gün tok olursan bir gün aç olurdun. Ve hani yatışsın diye açlığın, bir değil de iki tane taş bağlamıştın ya mübârek karnına! Biz de sanki gönlümüze sayısız taşlar bağlamışız ey Nebî, seni unutmamıza sebep olan... Sanki, sana muhtâç ruhumuzun üzerine demirden ve betondan yaptığımız gökdelenlerle koca bir şehir inşâ etmişiz de seni anmak istersek, seni bulmak istersek o şehrin sokaklarında kaybolup değil seni, kendimizi dâhi unutalım, bulamayalım diye!


    Ey Nebî, nefesini ver bize! Nefes ver sensiz kalmaktan, seni hatırlayamamaktan kurumuş gövdelerimize! Nefes ver ki dile gelelim ve dem vuralım firâkından... Nefes ver ki bize yeşersin gövdemiz, gülzar olsun bedenimiz... Nefes ver bize; bitsin artık bu asırlardır süren ümmetinin kara kışı; nefes verdiğin baharları teneffüs edelim senin kokundur diye, kokusu sensin diye...


    Ey Nebî! İçimdeki hüznümü hasretine adadım... Ne zaman sensizliği tüm hücrelerimle hissedebilsem takatim kalmıyor. Nefesim kesiliyor da, kanım donuyor. Ey Nebî, yolda kalmışlığımızı yüzümüze vurma nolur! Pürkusur hâlimizle gelip de aklayamazsak kendimizi mizanda, bizi önce sen sitemli gözlerinle utancın nârına atma, nolur!


    Ey Nebî! Seni yaratılmış tüm zerreler miktârınca sâlat ve selâmla anıyoruz; utanarak...
    Ey Nebî! Şefaâtini umarak...


    ım! Peygamberimiz Muhammede, âline ve ashâbına selâm olsun...
    ım! Sen peygamberimize vesîleyi ve fazîleti ihsân et.
    Ve onu vaad ettiğin Makâm-ı Mahmûda eriştir. Âmin!

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.493, Level: 47
    Points: 5.493, Level: 47
    Level completed: 72%,
    Points required for next Level: 57
    Level completed: 72%, Points required for next Level: 57
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    GonulFenerı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    173
    Points
    5.493
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...

    "Ey Nebî! Seni yaratılmış tüm zerreler miktârınca sâlat ve selâmla anıyoruz; utanarak...
    Ey Nebî! Şefaâtini umarak... "


    Allah razı olsun...
    Sevgiliyi en içten şekilde anmak bir başka oluyor.ve sevdiğimizi söylemek acizane şefeatini istemek....

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.536, Level: 86
    Points: 18.536, Level: 86
    Level completed: 38%,
    Points required for next Level: 314
    Level completed: 38%, Points required for next Level: 314
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    İslam-Gülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    sendenim
    Mesajlar
    2.745
    Points
    18.536
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    20

    Standart Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...


    Sıla ablacım...
    Elif olmak zordur
    Çünkü elif olmak
    Yuvarlak bir dünyada dik durmanın
    Dik ve önde
    Belki acıyla
    Ama vazgeçmeden durmanın
    Dünya ne kadar dönerse dönsün
    Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak
    Kaç silah varsa elife çevrilir
    Elif hep olduğu yerdedir
    Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir
    Zordur elif olmak
    Elif olmak hep vurulmaktır
    Elif olmak yalnızca elif olmaktır
    Ne B, ne T, ne S
    Elif
    Yalnızca elif
    Elif demeden hiçbir şey denilemez
    Ben elif dedim
    Artık her şeyi söyleyebilirim...

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...

    amin ecmain.güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.sizlerinde yüreklerinize sağlık.
    ALLAH C.C cümlemizden Razı olsun inş. Dua ile...

  6. #6
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...

    Rahmanın Adıyla...
    Bir Nûr Yaratıldı, Kâinata Rahîm Olanın Rahmetini Muştulayan.
    Selâm Olsun O Müjdeciye!

    ALLAH c.c razı olsun harika bir yazı olmuş

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...

    Ve gözlerin düşer gecelerime!
    Gözlerin düşer, gecelerde üşüyen yüreğime.
    Gözlerin, kâinattaki her bir zerreye düşer tek tek, hakikâti gösteren bir nûr olarak. Rahmân ve Rahîm olanın mâhlukata bir büyük ikrâmıdır siyah gözlerin. Ki onlardır zulmeti nûra çeviren, nazar kıldığı yerde güller bitiren... Ve bir bakışıyla âlemi âşka doyuran!

    emeyine bereket sıla bacım allah razı olsun senden

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  8. #8
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Hüznümü Hasretine Adadım Ey Nebi...

    ALLAH (c.c) razı olsun kardeşim. Çok güzel bir paylaşım olmuş.

    Emeğine bereket.

Benzer Konular

  1. Ey Nebi
    By SiLa in forum Hz. Muhammed (S.A.V.)
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 24.09.11, 17:11
  2. Mevlidi Nebi (2007)
    By SiLa in forum Sadat'ın Sohbetleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 29.06.08, 20:09

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •