2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Ömrünü geriye doğru yaşasaydın

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Ömrünü geriye doğru yaşasaydın

    Ömrünü geriye doğru yaşasaydın !!!



    En başında, musalla taşında buluyorsun kendini. Gözyaşları arasında açmak üzeresin dünyaya gözlerini. Ağlayan sen değilsin. Bu defa, sevenlerin ağlıyor, sen gülüyorsun. Tersinden doğuyorsun dünyaya. "Doğum günü"nde, sevenlerinin hüzünlerine tanık oluyorsun. Cenazendekilerin gözlerinde okuyorsun ne kadar gözde olduğunu. Hıçkırıklarla ölçüyorsun eşinin ve çocuklarının kalbindeki yerini. Duyar duymaz cenazene koşacak kadar samimi, tabutunun altına girecek denli vefalı dostlarının omuzlarında evine dönüyorsun. Hayatının ilk gününde, asıl hayatın ahiret hayatı olduğunu iliklerine kadar hissetmiş olarak dönüyorsun eve. Herkesin canı gönülden hakkını helal ettiği gün, ilk nefesini almaya başlıyorsun.

    Göğsünde kalbin bir iki tekliyor. Çok geçmeden ilk nefesini alıyorsun. Üzerindeki beyaz kefeni usulca çıkarıyorlar. İlk elbiselerini giyiyorsun. Yürümeye başlıyorsun. Muhtemelen emeklisin. Etrafında dostların, çocukların, hatta torunların beliriyor. Hatıralarınla birlikte doğmuş olduğunu fark ediyorsun. Anlatacağın o kadar çok şey var ki... Susuyorsun. Tatlı hatıraların gün geçtikçe gerçek olacağını bilerek daha bir tatlı yaşıyorsun. Ne mutlu ki, her günü nostalji tadıyla yaşayacaksın. "Ölümü tatmış bir nefis"le doğduğun için uçarılıklardan, şımarıklıklardan vazgeçiyorsun. Namazı kılınmış biri olarak dünyaya geldiğini bilerek, namazlarını giderek tazelenen bir heyecanla kılıyorsun. Topraktan henüz yeni geldiğini bilerek mütevazı yaşıyorsun. Büyüklenme yok. Nasıl büyüklenesin ki, gün geçtikçe seni tanıyanlar azalıyor, itibarın eksiliyor.

    Gün geçtikçe gençleşiyorsun. Doktorlarla randevuların giderek seyreliyor. Sağlık tavsiyelerine ihtiyacın kalmıyor. Damarların her gün daha bir genişliyor. Kalbin gittikçe zindeleşiyor. Kasların güç kuvvet kazanıyor. Kilolarını hızla atıyorsun.

    Göz açıp kapayıncaya kadar emekliliğin bitiyor. Seni işe alıyorlar. İlk gün işinin en kıdemli noktasında buluyorsun kendini. Etrafında daha genç çalışanlar beliriyor. Tecrüben zirvede. Şevkle çalışmaya başlıyorsun. Çalıştıkça garip biçimde deneyimlerin azalıyor. Gençleşme pahasına, sahip olduğun makamları bir bir boşaltıyorsun. Servetin giderek azalıyor. Maaşın her ay biraz daha kırpılıyor. Onca taksitle aldığın evi elden çıkarıyorsun. Çok geçmeden arabanı da geri alıyorlar. Kefenden çıkmış bir adam olarak hiç aldırış etmiyorsun eksilenlere, azalanlara, terk edenlere, uzaklaşanlara.

    Evde de işler iyi gidiyor gibi. Giderek taze bir heyecanla seviyorsun eşini. Her yıl yeni bir şey kaybediyorsunuz ama daha da mutlu oluyorsunuz. Evden arabadan oluyorsunuz; birbirinizin huyuna suyuna yavaş yavaş yabancılaşıyorsunuz ama daha bir sıkı sarılıyorsunuz birbirinize. İşler seyreldikçe, daha çok zaman ayırıyorsun eve. Bir de evlenip uzaklara gitmiş çocukların bir bir eve döndükçe keyfin nasıl da gıcır gıcır oluyor. Arada bir torunlarınız ortadan kayboluyor ama onların yokluğu hiç dokunmuyor sana ve eşine. Sanki hiç yokmuş gibi, hiç olmamış gibi onlarsız da yaşamaya devam ediyorsunuz.

    En sonunda, bir sözlü mülakat sonrası, hiç kimsenin tanımadığı, yeni mezun bir delikanlı ya da genç kız olarak, elinde kısacık özgeçmişinle, kariyerini sıfırlamış olarak kapının önüne bırakılıyorsun. Moralin hiç bozulmuyor. Az sonra diplomanı da elinden alıyorlar. Okula gidip gelmeye başlıyorsun. Okuldaki ilk günün diploma töreniyle başlıyor. Bir kenara koyduğun kitapları taze bir heyecanla eline alıyorsun. Okudukça cahilleşiyorsun. Giderek, bildiğin yabancı dilleri konuşamaz hale geliyorsun.

    Kan ter içinde girdiğin ÖSS sınavından sonra liseye başlıyorsun. Sevdiğin kız ya da oğlan yok ortalıkta. Buna da takılmıyorsun. Yuvanın yerinde yeller esiyor olsa da ne gam. Senin başında kavak yelleri giderek şiddetleniyor.

    Ne zamandır görmediğin babacığın yanı başında bitiyor. Sana harçlık vermeye başlıyor. Elinden tutuyor sonra annen, ilkokula götürüyor. Giderek etrafındaki yazıları okuyamaz hale geliyorsun. Alfabeye yabancılaşırken, lunaparklar, sokak oyunları, çizgi filmler daha çok dikkatini çekmeye başlıyor. Onca serveti kaybetmiş biri olarak, kumdan kaleler yapmaya başlıyorsun. Kumdan kalelerini büyüklerin oyun ve oynaş yeri olan dünya hayatında kazandıklarından daha değerli ve kalıcı görüyorsun. Daha az şeyle mutlu oluyorsun. Daha küçük kazançlarla seviniyorsun. Umurunda değil dünya. Çocuk saçlarını rüzgârda savurdukça, dilindeki kelimeler azaldıkça, kaygıların azalıyor, gözlerindeki hayret artıyor. Yalan konuşmayı unutuyorsun birden. Gıybet edemez oluveriyor dilin. Elin harama uzanamıyor hiç. Dudağına günah değmiyor. Yırtıp attığın masumiyetini yeniden giyiniyorsun. Eskitip yıprattığın doğruluğunu, duruluğunu yeniden kazanıyorsun. Affedilmiş, hiç günah işlememiş bir kul oluveriyorsun birden. Aklın ermiyor günaha. Ellerin gitmiyor isyana.

    Ve birden, hiç kimsenin seni özlemediği, yolunu gözlemediği, eksikliğini çekmediği bir boşlukta buluyorsun kendini. Annenin babanın yüzüne bakıyorsun boş yere. Hatırlamıyorlar bile seni. Hiç olmamışsın gibi sensiz de yaşamaya devam ediyorlar. Adın yazılı değil bir defterde. İsmin okunmuyor hiçbir yerde.

    Sadece bir ses duyuyorsun kulağa kesilmiş ruhunun dört bir yanından: "Hatırla ki şimdi hatırlanmaya değer bir şey değilsin." Dünyada iken unuttuğun ilk sözünü bütün ruhunla söylerken buluyorsun kendini:
    "Belâ..." "Elbette ki..." Verdiğin cevabın sorusunu ise daha sonra duyuyorsun:
    "Ben senin Rabbin değil miyim?"


    Senai Demirci


  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.877, Level: 39
    Points: 3.877, Level: 39
    Level completed: 52%,
    Points required for next Level: 73
    Level completed: 52%, Points required for next Level: 73
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ezel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    90
    Points
    3.877
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Cevap: Ömrünü geriye doğru yaşasaydın

    senai abimiz yine derinlerden dokunmuş yüreklere...hiç bir şey olarak geliyor ve bir hiç olarak gidiyorsun...hayatta değişen hiç birşey yok galibaaa...

Benzer Konular

  1. Doğru yazalım,doğru konuşalım
    By BuRaK in forum Türkçe Edebiyat
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 06.05.15, 19:54
  2. hadi arkadaşlar 1.000'den geriye gidelim
    By Konyevi Nisa in forum Forum oyunları
    Cevaplar: 100
    Son Mesaj: 22.05.13, 19:51
  3. Doğru Erkek!..
    By BaRLa in forum komik olaylar,ve fıkralar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 03.09.11, 14:32
  4. Tanzimata doğru
    By Konyevi Nisa in forum İnkılap Tarihi Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.10.08, 12:41
  5. Doğru Ol!
    By SiLa in forum Edebiyat
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08.06.08, 16:53

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •