Karahanli hükümdari Satuk Bugra Han'in Islâm dinini devlet dini ularak kabul etmesi (940), Orta Asya Türk boylarinin yavas yavas Islâm uygarliginin etkisine girmesine yolaçti. Çesitli Türk boylarinda Arap abecesi benimsendi; Türkçe'nin yapisinda Arapça ve Farsça sözcükler görülmeye baslandi. Orta Asya Türk edebiyati, sirasiyla Karahanli edebiyati (Kasgarli Mahmut: Divanü Lügat it-Türk; Yusuf Has Hacip: Kutadgu Bilig; Edip Ahmet: Atabet ül-Hakayik; vb.)Harzem-Altinordu edebiyati (Kerderli Mahmut: Nehc ül-Feradis(Cennetlerin Açik Yolu]; Seyh Serif Hoca: Muin ül-Mürit [Müritlerin Yardimcisi]; Harizmi; Muhabbetname; Ali; Kissa-i Yusuf; vb.), Çagatay edebiyati (Hüseyin Baykara; Ali Sir Nevai; Muhammet Seybani Han; Babur [Vekayiname}; Ebülgazi Bahadir Han (Secere-i Türk) vb.) evrelerini yasadi (günümüzün Özbek edebiyati, Çagatay edebiyatinin devamidir). Dogu Türkçesi'nin egemen oldugu yörelerde gelisen bu edebiyatin yani sira, Bati Türkçesi çevrelerinde de Azeri edebiyati (Molla Penah Vakif; Sehriyar; vb.), Türkmen edebiyati (Mahdum Kuli, vb.) ve Anadolu Türk edebiyati gelisti. XIII. yy'dan baslayarak büyük bir gelisme gösteren Anadolu Türk edebiyati, divan edebiyati ve halk edebiyati kollarina ayrildi