Gönlümün Sultanı
Naz makamının Efendisi, gecelerimin lem'ası
Biliyorum bu gece de beni yalnız bırakmadın
Hissedebiliyorum varlığını,Sıcaklığını ve kokunu
Duyuyorum;
Gecenin sessizliğinin bile duyulduğu bu zamanda
Damlaların tenimle konuştuğunu duyuyorum,
Onların dahi Sana, salat ve selamını duyuyorum
Az önce Rabbimi ve Seni andım Ey Sevgili,
Boş hayallerim, günahlarım, acizliğim ve gafletimden dolayı
Rabbimin af, Senin şefaat kapını gözyaşımla çaldım
Çünkü biliyorum ki;
Af ve şefaat fermanın mürekkebi gözyaşıdır.
Duası ağlamak ve sermayesi ümit olan bir ÜMMETİN olarak
Kapına geldim,
Yine diz çöktüm önünde, kerraten beyat ettim
Ümmetin olarak dedim,
Dedim çünkü ümit ettim
Senin tarafından sevilmek için,
Ümmetin olabilmek için Seni sevmek yetiyorsa
Seviyorum, elbette seviyorum, canımdan çok seviyorum
Ey Sevgili, En Sevgili, Gönlümün Sultanı
Hem, hem nasıl sevmem ki;
Sen,
Sevginin kaynağı değil misin,
Rabbimin Habibi, Resulü Sensin
Sen,
Mevlamın övdüğü değil misin,
Dürrü yekta, Hatibi enbiya Sensin..
Sen,
Sevginin kaynağı, varlığın sebeb-i vücudu değil misin,?
"Levlake levlak, lema halaktul eflak" sözünün muhatabı Sensin
Sen,
Hz. İsa'nın müjdelediği, Hz. İbrahim'in muştuladığı değil misin?
18 bin aleme rahmet olarak gönderilen Sensin
Nasıl sevmem Seni Ya Rasulallah!
Seviyorum, elbette seviyorum, canımdan çok seviyorum
Bakiliğimiz oldun, faniliğimizin içinde
Yolum, Senin yolun olunca
Senden başka kime bel bağlayayım.
Nurum ve şefaatim Senden gelecekse
Seni bırakıp kime gideyim
ALLAH (c.c.) (c.c) 'ın duası içinde Sen,
Senin duan içinde ben varken
Söyle, Seni bırakıp kimi seveyim
Ey Sevgili ;
Bak, salati fecr vakti yaklaşmakta
Susma
Ne olur susma, kalbime dokun,
bu karanlık odamı nurunla şereflendir.
Ey Fahri Kainat;
Kapına geldim diyorum, susuyorsun
Şefaat dileniyorum, susuyorsun
Kalkan ellerime dokun diyorum, susuyorsun
Susma, ne olursun susma Sevgili
Biliyorum , ellerim kirli, zihnim bulanık, nefsim hodbin..
Ama yine biliyorum ki
Sen, Sana uzanan ellerimi geri çevirmezsin
Çünkü Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa (sav)'sın,
Habibi kibriyasın Hatemu-n Nebiyyinsin
Sen değil miydin? "Yeryüzünde Allah-ü teala'nın
seyyah melekleri vardır, ümmetimin selamını
bana ulaştırırlar" buyuran.
Sana binler, Sana yüz binler, Sana milyonlar,
Sana kainatın zerratı adedince
Salat olsun ya Rasulallah,
Selam olsun ya Nebiyallah,
Salat ve Selam olsun ya Habiballah
Ne olur cevapsız bırakma bu mücrimi
Biliyorum günahkarım ama Senin sevginin
üzerine hiçbir sevgi tanımadım,
Senin kadar hiçbir sevgiliyi arzulamadım,
hasret kalmadım
Bak Rasul, bak şu damlalara
İnan, inan senin için akıyor.
Rabbim biliyor ki; bir o kadar da içime damlıyor...
Bu damlalar hürmetine, Senin sevginin hürmetine
şereflendirir misin beni,
Alır mısın selamımı
Tıpkı, yıldızlarından olan Hubeyb (r.a) 'ın Mekke'den
Sana gönderdiği selamı
Medine'de ayağa kalkarak aldığın gibi benim selamımı da alır,
Ümmetinden sayar ve "Ve Aleykes Selam" der misin
Ve şu gece gibi zifiri karanlık olan yüreğimi nurlandırır mısın
İşte, işte bak karşı apartmandaki komşum Hayrullah amca
Yine beni yalnız bırakmadı,
Her gece olduğu gibi aldı penceresi önündeki yerini.
Belli, o da bekliyor birisini,
O da bekliyor Sevgililer Sevgilisini
14 asır geçti ama hala talaal bedrularla bekleniyorsun
Ey sevgili
Kimileri ümmeti Muhammed karanlıklar içinde diyor
Ben inanmıyorum, inanmıyorum Ya Rasulallah.
Madem ki Sen karanlığı boğan nurunla doğdun,
karanlığın adı anılmaz
Sen karanlık gecelerimize sabahsın,
Kışta özlenen baharsın, Senli gönüllerde gece yaşanmaz
Karanlık Seni görmeyen gözlerde,
Kadrini bilmeyen gönüllerde olsa gerek
Ey Nebi!
Bilmiyorum, Sana ahir zaman ümmetinin
hangi halini şikayet edeyim!
Senin aşkınla yanmayan kalpleri mi
Senin nurundan mahrum ruhları mı
Seni görmeye layık olmayan gözleri mi
Senin unutulduğun haneleri mi
Neleri unuttuk şu fani hayat meşgalesi içinde bir bilsen,
Ne cürümler işledik utanmadan,
Bahaneler yaptık üstüne üstük havadan sudan
Ya Rasul, kapında ümmet olamadık,
Gül değil diken dahi olamadık,
Toprak değil taş dahi olamadık
Belki rıza gösterdik kadere ama Sana layık ümmet olamadık...
Sen dünyaya geldiğin anda bile "ümmeti ümmeti" diye ağlarken
Biz Sana kısık sesle bile olsa selam gönderemedik,
Seni savunamadık, anlatamadık
Buna rağmen biliyorum ki Sen bizi unutmazsın..
Sahi unutmazsın değil mi Sevgili
Ne olur affet bizi
Efendim, artık elim kalemi tutamaz,
gözüm kağıdı göremez oldu yaşlardan,
Yüreğim ağrıyor artık, yüreğim sızlıyor
Gücüm takatim kalmadı artık, yardım et
Ey şefkat yağmuru, ey mü'minlerin umudu!
Şefkat kanatlarınla kucakla beni,
Sen sil göz yaşlarımı,
Bırakma beni ve bırakmama izin verme Seni
Ve Rabbime sesleniyorum;
Ey ahdinde vefalı, ey vefasında kuvvetli,
ey kuvvetinde yüce, ey yüceliğinde yakın,
ey yakınlığında latif, ey lütfunda şerif,
ey şerefinde aziz, ey izzetinde azim,
ey azametinde mecid,
ve ey yüceliğinde hamid olan Rabbim
biliyorsun beni ve biliyorsun bendeki Seni
Kalbim Sana emanet,
Ulaştır selamımı ve sevgimi
Esselatu vesselamu aleyke ya Resulallah,
Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah,
Esselatu vesselamu aleyke ya Seyyidel evveline vel ahirin
Ve selamun alel murselin ve alihim velhamdulillahi Rabbil alemin
alıntı