Zikirdir tüm kainatı donatan, öyle kalpler vardır ki duyar cümle alem zikrini.
Böcekler, kuşlar, çiçekler, dağlar, taşlar, inciler, balıklar hep bir ağızdan kendilerine emredilen
zikirleri söylerler. Zikirleri bitince de cansız bir bedenle düşerler. “Kalpler ancak Allah’ı anmakla
mutmain olur.” O’nun anılmadığı kalp kararır, O’nun anılmadığı zaman her yer zifir-i karanlıktır.
Kalpleri nurla doldurmak zikirle olur.
Ezkarımızı o mübarek bereketli zamanlarda yaparsak O’nu tam anlamıyla anmış,
O’na kalp bağlılığını kuvvetlendirmış oluruz.
***
Halık’ımız “Ben yere göğe sığmadım mu’min kulumun kalbine sığdım” demiştir.
O halde Halık’ımızın bulunduğu kalbimizi neden O’nun zikrinden alıkoyalım.
Kalbin zikri çok önemlidir. Çünkü bütün vücudu yöneten bütün vücuda kan pompalayan,
bütün vücuttaki damarlarla bağlantılı olan kalbimizdir. Kalp zikrederse tüm azalar
tüm letaifler zikreder.
Kalp ne ile doluysa dilden de o dökülür.
Konuştuklarında ağızlarından bal akan mürşidlerimizin kalbi sürekli O’nu andığı için Halık’ımız
onlarda tecelli ediyor ve bizleri gönül deryalarından çağlayanlarla cûşa getiriyorlar.
Dünyayı aydınlatan nur kalpleri de aydınlatır. Boş duran her şey paslanmaya mahkumdur,
kalpler de zikirle doldurulmazsa paslanır, boş şeylerle dedikodular, yalanlar, hileler, haramlar,
günahlarla dolu bir kalbin hali nicedir.
Kalp her anda her yerde zikirle hem-hal olursa yediğimiz, içtiğimiz, konuştuğumuz, okuduğumuz
her şey ibadet olur. Karanlık gecelerde nurları görmek, nurlarla aydınlanmak duasıyla..
Fatma Yüksel