***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Atasözünde çelişki olmaz
Atasözünde çelişki olmaz
Sual: Aşağıdaki atasözleri çelişkili değil mi?
CEVAP
Atasözlerinde çelişki olmaz. Onların doğruluğu her asırda onaylanarak gelmiştir. Açıklamaları aşağıdır:
1- Damlaya damlaya göl olur // Taşıma suyla değirmen dönmez.
AÇIKLAMA
Birinci söz, (Azar azar biriktirirsek, zamanla bu çoğalır, büyük şeyler, küçük birikimlerden meydana gelir) demektir. Tasarruf etmek tavsiye ediliyor.
İkinci atasözünün bununla bir ilgisi yok. (Küçük imkânlarla büyük işler çevrilmez) demektir. Bunun gibi, (Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz) denir. Elden gelen öğün olabilir, vaktinde de bulunabilir; ama bu her zaman olmaz. Onun için, elden gelecek diye yemek hazırlamamak yanlıştır. Bu iki sözde, çelişki yoktur.
2- İyi insan lafın üstüne gelir // İti an çomağı hazırla.
AÇIKLAMA
İyi insan da, kötü insan da lafının üzerine gelebilir. Mesela, terbiyeli evlat, buyurmadan iyi işler yapar. Terbiyesiz çocuk da, kötü işler yapar. İyi iş yapan evlat övülür. Leb demeden leblebiyi anlayıp yapmak, ne kadar iyidir. Bunun için, (Buyurmadan tutan evlat, çağırmadan kalkan avrat, tepmeden yürüyen at…) diye övülmüştür. Ama ana babaya danışmadan yanlış bir iş yapılınca, neticesi kötü olabilir. Bunun için, (Buyrulmadık yumuşu [işi] puşt [terbiyesiz] oğlan tutar) derler. Yukarıdaki iki atasözü de böyledir. Yani buyrulmadık işi yapmak, yerine göre iyi, yerine göre kötü oluyor. İyi kimse de anılınca gelebiliyor, kötü kimse de...
3- Eski dost düşman olmaz // Güvenme dostuna, saman doldurur postuna.
AÇIKLAMA
Eski dost düşman olmaz demek, huyunu suyunu bildiğimiz, bizim niyetimizi bilen kimseler genelde vefalı olur, bizim bazı hatalarımızı görmezler, onlardan bize zarar gelmez anlamındadır.
İkinci atasözünün bununla bir ilgisi yok. Her konuştuğun kişiye güvenme, hemen sır verme, başkasına söyleyebilir. (Dostun da dostu vardır, o da söyler dostuna) derler. Öyle ise, sırrımızı saklamasını bilelim, dostumuza güvenip de yola çıkmayalım anlamındadır.
4- Fazla mal göz çıkarmaz // Azıcık aşım ağrısız başım.
AÇIKLAMA
Birinci söz, (Kullanmasını bilene, fazla mal zarar vermez. Fazla diye atmamalı, saklamalı. Zamanı gelir işe yarar) demektir. (Sakla sarı samanı, gelir onun zamanı) da demişlerdir.
İkinci sözün bununla hiç ilgisi yoktur. İşler çok olursa, her birine ulaşılamayacağı için bir sıkıntı çıkabilir demektir. Onun için, (Az olsun temiz olsun) demişlerdir.
5- Fazla mal göz çıkarmaz // Azı karar çoğu zarar.
AÇIKLAMA
Birinci söz, dördüncü maddede açıklanıyor.
İkinci sözdeki çoğu zarar ifadesinin mal ile bir ilgisi yoktur, aşırı olan şeyler zararlı demektir. Çok konuşmak, çok gülmek, çok yiyip içmek gibi şeyler için söylenmiştir. Bunların çoğunun zararlı olduğuna da, hiç kimse itiraz etmez.
6- Söz gümüşse, sükût altındır // Sükût ikrardan gelir.
AÇIKLAMA
Birinci söz, Davud aleyhisselamın sözüdür. Çok konuşmak yerine susmasını bilmek çok iyidir. Başımıza ne gelirse, dilimiz yüzünden gelir demektir. (Sükût, âlimin ziyneti, cahilin ayıbına perdedir) ve (Hayırlı söz keramet, sükût selamettir) buyurulmuştur.
Bu konudaki hadis-i şeriflerin birkaçı şöyledir:
(Susan kurtulur.) [Tirmizi]
(Sükût eden bir mümine yakın olun! O hikmetsiz değildir.) [İbni Mace]
(Selamet isteyen, sükût etsin, dilini tutsun!) [İbni Ebi-d-dünya]
(Ya hayır söyle ya sus.) [Buhari]
Atalarımız da diyor ki:
Sana senden olur, her ne olursa,
Başın selamet bulur, dilin durursa.
İkinci sözün bununla hiç ilgisi yok. (Sükût, ikrardan gelir) demek ise, (Susmak, kabul etmek) anlamındadır. Bunlar arasında ne çelişki var ki?
7- Bülbülün çektiği dili belası // Bilmemek ayıp değil sormamak ayıp.
AÇIKLAMA
İki sözün birbiri ile hiç ilgisi yok. Birinci sözde dilin, yani konuşmanın zararı anlatılıyor ki, bunu kimse inkâr edemez. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [Tirmizi]
(Susmak, hikmettir; fakat susan azdır.) [Deylemi]
(Kurtuluş için dilini tut!) [Tirmizi]
(Cehenneme sürükleyen dildir.) [Tirmizi]
(Hatalarının, çoğu dilden olur.) [Taberani]
Yunus Emre de diyor ki:
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.
İkinci sözde ise sorup öğrenmek gerektiği bildiriliyor. Bunun, birinci söz ile ne ilgisi var ki? Elbette, bilmediğimizi sorup öğreneceğiz. Kur’an-ı kerimde, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruluyor. Sormak ayıp değil, dinin emridir.
8- İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur // İki çıplak bir hamama yakışır.
AÇIKLAMA
Birinci sözde anlaşmanın önemi vurgulanıyor. İki kişi anlaşırsa, samanlıkta bile yaşasalar, iyi geçinirler, orası onlara saray gibi olur demektir. Anlaşamadıktan sonra, sarayda da oturulsa, saray zindan olur. Buna kim itiraz edebilir ki?
İkinci sözün bununla bir ilgisi yok. Evlenecek kimselerden hiç değilse birinin varlıklı olması gerekir. İkisi de yoksul ise, sıkıntı çekerler demektir.
9- Harama uçkur çözülmez // Güzele bakmak sevaptır.
AÇIKLAMA
Harama uçkur çözmek, yani zina etmek elbette büyük günahtır, buna kim ne diyebilir?
İkinci sözün bununla bir ilgisi yok. (Güzele bakmak sevaptır) hadis-i şeriftir. Yani bakması helal olan şeylere bakmak demektir, yoksa harama bakmak demek değildir. O zaten haramdır, günümüzde bunlar bilinmediği için, çelişkili gibi görünüyor. Güzel manzaraya, güzelliklere, Allah’ın yarattığı harikalara, güzel bir bebeğe, güzel bir çiçeğe bakmak tefekkür olur, ibadet olur. İbretle bakmak gerekir. Allah ne güzel yaratmış diye düşünmek gerekir. Bunun haramla ilgisi yoktur, günümüzde bu incelikler bilinmediği için atalarımıza dil uzatılıyor.