***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Kâinattan hâlikını soran bir seyyahın müşahedatıdır
BİRİNCİ HÜCCET-İ ÎMÂNİYE
AYET-ÜL KÜBRA
Kâinattan hâlikını soran bir seyyahın müşahedatıdır.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمِنِ الرَّحِيمِ
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَواتُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
وَلَكِنْ لاَتَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ اَنَّهُ كَانَ حَلِيمَاً غَفُورًا
[Bu âyet-i muazzama gibi pek çok âyât-ı Kur'aniye; bu kâinat Hâlikını bildirmek cihetinde, her vakit ve herkesin en çok hayretle bakıp zevk ile mütalaâ ettiği en parlak bir sahife-i tevhid olan semâvâtı en başta zikretmelerinden, en başta ona başlamak muvafıktır.]
Evet, bu dünya memleketine ve misafirhanesine gelen herbir misafir, gözünü açıp baktıkça görür ki: Gayet keremkârane bir ziyafetgâh; ve gayet san'atkârane bir teşhirgâh, ve gayet haşmetkârane bir ordugâh ve talimgâh; ve gayet hayretkârane ve şevk-engizane birseyrangâh ve temaşâgâh; ve gayet mânidarane ve hikmetperverane bir mütalâagâh olan bu güzel misafirhanenin sahibini ve bu kitab-ı kebirin müellifini ve bu muhteşem memleketin sultanını tanımak ve bilmek için şiddetle merak ederken, en başta göklerin, nur yaldızı ile yazılan güzel yüzü görünür. "Banabak, aradığını sana bildireceğim." der. O da, bakar görür ki:
Bir kısmı, Arzımızdan bin defa büyük ve o büyüklerden bir kısmıtop güllesinden yetmiş derece sür'atli yüzbinler ecram-ı semâviyeyi direksiz düşürmeden durduran; ve birbirine çarpmadan fevkalhad çabuk veberaber gezdiren; yağsız, söndürmeden mütemadiyen o hadsiz lâmbalarıyandıran; ve hiçbir gürültü ve ihtilâl çıkartmadan o nihayetsiz büyük kütleleri idare eden; ve Güneş ve Kamer'in vazifeleri gibi, hiç isyan ettirmeden o pek büyük mahlûkları vazifelerle çalıştıran; ve iki kutbun dairesindeki hesap rakamlarına sıkışmayan bir nihayetsiz uzaklık içinde, aynı zamanda aynı kuvvet ve aynı tarz ve aynı sikke-i fıtrat veaynı surette, beraber, noksansız tasarruf eden; ve o pek büyük mütecaviz kuvvetleri taşıyanları, tecavüz ettirmeden kanununa itaat ettiren; ve o nihayetsiz kalabalığın enkazları gibi, göğün yüzünükirletecek süprüntülere meydan vermeden, pek parlak ve pek güzeltemizlettiren; ve bir muntazam ordu manevrası gibi manevra ilegezdiren; ve Arzı döndürmesiyle, o haşmetli manevranın başka birsurette hakikî ve hayalî tarzlarını her gece ve her sene sinema levhaları gibi seyirci mahlûkatına gösteren bir tezâhür-ü Rubûbiyyet;ve o Rubûbiyyet faaliyeti içinde görünen teshir, tedbir, tedvir,tanzim, tanzif, tavziften mürekkep bir hakikat bu azameti ve ihâtâtıile o semâvat Hâlik'ının vücub-u vücuduna ve vahdetine; ve mevcudiyeti,semâvatın mevcudiyetinden daha zâhir bulunduğuna bilmüşahede şehadeteder mânasiyle Birinci makam'ın Birinci Basamağında:
لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ الْوَاجِبُ الْوُجُودِ الَّذِى دَلَّ عَلَىوُجُوبِ وُجُودِهِ فِى وَحْدَتِهِ السَّمَوَاتُ بِجَمِيعِ مَا فِيهَابِشَهَادَتِ عَظَمَةِ اِحَاطَةِ حَقِيقَةِ التَّسْخِيرِ وَالتَّدْبِيرِوَالتَّدْوِ يرِ
وَالتَّنْظِيمِ وَالتَّنْظِيفِ الْوَاسِعَةِالْمُكَمَّلَة ِ بِالْمُشَاهَدَةِ