Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon
30 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Ahiret

  1. #11
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Evet, görünüyor ki, şu âlemde tasarruf eden Zât, nihayetsiz bir hikmetle iş görüyor. Ona bürhan mı istersin? her şeyde maslahat ve faydalara riâyet etmesidir. Görmüyor musun ki, insanda bütün âzâ, kemikler ve damarlarda, hattâ bedenin hüceyrâtında, her yerinde, her cüz’ünde faydalar ve hikmetlerin gözetilmesi, hattâ bâzı âzâsı, bir ağacın ne kadar meyveleri varsa, o derece o uzva hikmetler ve faydalar takması gösteriyor ki, nihayetsiz bir hikmet eliyle iş görülüyor? Hem, her şeyin san’atında nihayet derecede intizam bulunması gösterir ki, nihayetsiz bir hikmet ile iş görülüyor.

    Evet, güzel bir çiçeğin dakîk programını, küçücük bir tohumunda dercetmek, büyük bir ağacın sahife-i a’mâlini, tarihçe-i hayatını, fihriste-i cihazâtını küçücük bir çekirdekte mânevî kader kalemiyle yazmak, nihayetsiz bir hikmet kalemi işlediğini gösterir.

    Hem her şeyin hilkatinde gayet derecede hüsn-ü san’at bulunması, nihayet derecede hakîm bir Sâniin nakşı olduğunu gösterir. Evet, şu küçücük insan bedeni içinde bütün kâinatın fihristesini, bütün hazâin-i rahmetin anahtarlarını, bütün esmâlarının aynalarını derc etmek, nihayet derecede bir hüsn-ü san’at içinde bir hikmeti gösterir.

    Şimdi hiç mümkün müdür ki, şöyle icraat-ı Rubûbiyette hâkim bir hikmet, o Rubûbiyetin kanadına ilticâ eden ve İmân ile itaat edenlerin taltifini istemesin ve ebedî taltif etmesin?

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  2. #12
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Hiç mümkün müdür ki, gökte, yerde, karada, denizde yaş kuru, küçük büyük, âdi âlî Herşeyi kemâl-i intizam ve mîzan içinde muhâfaza edip, bir türlü muhasebe içinde neticelerini eleyen bir hafîziyet, insan gibi büyük bir fıtratta, hilâfet-i kübrâ gibi bir rütbede, emânet-i kübrâ gibi büyük vazifesi olan beşerin Rubûbiyet-i âmmeye temas eden amelleri ve fiilleri muhâfaza edilmesin, muhasebe eleğinden geçirilmesin, adâlet terazisinde tartılmasın, şâyeste ceza ve mükâfat çekmesin? Hayır, aslâ!

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  3. #13
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Acaba, hiç kâbil midir ki, insan, hilâfet ve emânetle mükerrem olsun, Rubûbiyetin külliyât-ı şuûnuna şâhid olarak, kesret dairelerinde, Vahdâniyet-i İlâhiyenin dellâllığını ilân etmekle, ekser mevcudâtın tesbihât ve ibâdetlerine müdâhale edip zâbitlik ve müşâhidlik derecesine çıksın da, sonra kabre gidip rahatla yatsın ve uyandırılmasın, küçük büyük her amellerinden suâl edilmesin, mahşere gidip mahkeme-i kübrâyı görmesin? Hayır ve aslâ.

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  4. #14
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    hiç mümkünmüdür ki Allah 124 bin peygamberin haber verdiği Ahireti yaratmasın.

    hiç mimkünmüdür ki Allah Muhammed a.s.m. efendimizin yaptığı duayı kabul etmesin.Kendisine ve ümmetine ebedi saadeti istiyen, Habibullah olarakm onu a.s.m. öven Allahın o'nun duasını kabul etmemesinin imkanı varmı.

    Hiç Allah ahireti getirmiyerek kafirleri ve müşrikleri tasdik edermi.

    Hiç Allah ahireti getirmiyerek bütün elçilerini rezil edermi.Haşa ve kella.


    Bu dünyayı yaratanın ömür dünyayı yaratmamasının imkanı varmı.

    bugünü yaratan yarını yarata bildiği gibi,dünyayı yaratan ahiretide yaratır.

    amenna ve saddakna.

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  5. #15
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Ahirete imanın önemini belirten ayetlerden bazıları şunlardır:

    Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri ise inkarcıdır ve onlar müstekbir (büyüklenmekte) olanlardır. (Nahl 22)

    Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa 162)

    Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o. (Nisa 38)

    Ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar, onların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı? ( Araf 147)


    " Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapıklık içindedirler. (Sebe 8)

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  6. #16
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Günlük hayatımızda, ahiretin varlığı hakkında derinliğine nüfuz edilmeyince zorlandığımız sorularla karşılaşırız. Bunlar "Görmediğime inanmam" safsatasının arkasına sığınan materyalistlerin bir iman vadisini daha inkar için kullandıkları, devrini çoktan kapamış hezeyanlardır.

    Evet, insan akıl ve mantığının bir hadiseyi halihazır için kabullenip de onu istikbal için inkar etmesinden daha korkunç bir tezat düşünülemez. Yani aslında ahiretin varlığına delil olarak içinde yaşadığımız hayat kafidir. İkinci bir hayatın varlığını inkar edenler, içinde yaşadıkları hayatı inkar edebilirler mi? Edemezler.

    Çünkü; bir kumandanın hiç yoktan bir orduyu toplayıp emri altına alması mı daha kolaydır, yoksa vazifesini öğrenmiş birbiriyle tanışmış ve istirahat için dağılmış bir orduyu teşkil eden askerleri tekrar boru sesiyle bir araya getirmesi mi daha kolaydır? Hangisi? Elbette ikincisi. Bu misal gibi, Rabbimiz bizi yokluk karanlıklarından çıkarıp pırıl pırıl bir alemde hayat dediğimiz nimeti vermiş olduğuna göre, ölünce aynı işin bir kere daha tekrarlanması nasıl imkansız olabilir. Üstelik birincisine göre daha kolay değil midir?

    Hem bir yerden veya bir şeyden haber vermek için o yere gitmek veya o şeyi mutlaka gözümüzle görmek mi gerekir? Astronomi ilmi bize yıldızlardan, galaksilerden, bahsetmektedir. Uzayda hala ışığı bize ulaşamayan nice yıldızlar vardır. Peki buralara kim gidip kim gelmiştir?

    Bu konu ile alakalı olarak Bediüzzaman Hazretleri "Perde-i gayb içindeki alem-i ahirete ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kainatı küçültüp iki vilayet derecesine getirmeli, veyahut gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki, yerlerini görüp, tayin edelim. Ahiret alemine ait menziller bu dünyevi gözümüzle görülmez" der.

    Bu dünyanın ölçülerine göre çalışan insan aklı, her ne kadar mahiyet ve ölçüleri başka olan bir alemi hakkiyle idrakten aciz ise de, varlığı hakkında hadsiz deliller olup ispat edildiği için ahireti mümkün görmektedir. Aklen mümkün olan bir şeyin varlığı da haber yoluyla tahakkuk eder. Bütün peygamberler ve kitaplar ahiretin varlığını haber vermiş ve insanın öldükten sonra tekrar dirilerek, bu dünya hayatında yaptıklarından hesaba çekileceğini ihbar etmişlerdir. Hele mukaddes kitabımızda da ahiret hayatı, dünya hayatından bazı misaller, bir takım teşbihler getirilerek en mükemmel bir tarzda anlatılmıştır. Bu da ahiretin, Cennet ve Cehennem menzillerinin dünyaya benzediğinden değil, başka türlü tam manasıyla bu hakikati anlamamız mümkün olmadığındandır.

    Üstelik Efendimiz (s.a.v.) de, Miraç Gecesi'nde gidip görmüş ve gelip haber vermiştir. Ã�imdi varlığı hakkında bu kadar sağlam deliller sıraladıktan sonra inkar edenlere soruyoruz. Siz nereye gidip baktınız da göremediğinizden dolayı yokluğuna hükmediyorsunuz? Deliliniz nedir? Madem inkar ediyorsunuz, inkarınıza delil getirmek mecburiyetindesiniz. Yok, yok demek neyi halleder?

    İzah ve ispat edenlerin ciltler dolusu bilgiler verip şüpheleri defettikleri bir davanın, güneş gibi açık bir hakikatin karşısında inkar ile gözlerini kapayanlar ancak kendilerine gündüzü gece yaparlar.

    Okunma Sayısı : 527
    Gerçeğe Doğru

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  7. #17
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret


    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  8. #18
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    ahiret gelmese Resulullahın mükafatını kim verecek.

    ahiret olmasa zalime,firavuna,nemruda,ebu cehile kim ceza verecek.

    ahiret olmasa masum çoçukları öldüren israili kim cezalandıracak.masum öldükten sonra onun hakkını kim alacak.kim.

    ihtiyarlara ahiretten başka teselli kim verebilir.

    masumlara ahiretten başka kim teselli verir.

    gençleri ahiretten başka kim yola getirebilir.

    demek ister istemez mahkemei kübra gelecek diyeceksiniz.

    yoksa haşa Allah zülum yapmış olur.

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  9. #19
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Acaba, mu'ciznümâ bir kâtip bulunsa, hurufları, ya bozulmuş veya mahvolmuş üç yüz bin kitâbı tek bir sayfada karıştırmaksızın, galatsız, sehivsiz, noksansız, hepsini beraber, gayet güzel bir sûrette bir saatte yazarsa; birisi sana dese, "Şu kâtip, kendi telif ettiği, senin suya düşmüş olan kitâbını yeniden, bir dakika zarfında hâfızasından yazacak"; sen diyebilir misin ki, "Yapamaz ve inanmam"?

    Veyahut, bir sultan-ı mu'cizekâr, kendi iktidarını göstermek için veya ibret ve tenezzüh için bir işaretle dağları kaldırır, memleketleri tebdil eder, denizi karaya çevirdiğini gördüğün halde, sonra görsen ki, büyük bir taş dereye yuvarlanmış, o zâtın kendi ziyâfetine dâvet ettiği misafirlerin yolunu kesmiş, geçemiyorlar. Biri sana dese, "O zât, bir işaretle, o taşı, ne kadar büyük olursa olsun, kaldıracak veya dağıtacak; misafirlerini yolda bırakmayacak." Sen desen ki, "Kaldırmaz veya kaldıramaz."

    Veyahut, bir zât, bir günde yeniden büyük bir orduyu teşkil ettiği halde biri dese, "O zât bir boru sesiyle, efrâdı istirahat için dağılmış olan taburları toplar; taburlar, nizâmı altına girerler." Sen desen ki, "İnanmam"; ne kadar divânece hareket ettiğini anlarsın.

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  10. #20
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Ahiret

    Şu Sûrenin başında Kıyamet gününü isbât için der:

    "Size zemini güzel serilmiş bir beşik; dağları hânenize ve hayatınıza defineli direk, hazineli kazık; sizi birbirini sever, ünsiyyet eder çift; geceyi hâb-ı rahatınıza örtü; gündüzü meydân-ı maişet; Güneş'i ışık verici, ısındırıcı bir lâmba; bulutları âb-ı hayat çeşmesi gibi ondan suyu akıttım. Basit bir sudan bütün erzâkınızı taşıyan bütün çiçekli, meyveli muhtelif eşyayı kolay ve az bir zamanda îcad ederiz. Öyle ise, yevm-i fasl olan kıyamet sizi bekliyor. O günü getirmek bize ağır gelemez."

    İşte bundan sonra kıyamette dağların dağılması, semâvâtın parçalanması, Cehennem'in hâzırlanması ve Cennet ehline bağ ve bostan vermesini gizli bir Sûrette isbatlarına işaret eder.

    Mânen der: "Mâdem gözünüz önünde dağ ve zeminde şu işleri yapar. Âhirette dahi bunlara benzer işleri yapar." Demek sûrenin başındaki "dağ", kıyametteki dağların haline bakar ve bağ ise, âhirde ve âhiretteki hadîkaya ve bağa bakar.

    İşte sâir noktaları buna kıyas et, ne kadar güzel ve âlî bir üslûbu var, gör. Meselâ: قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ اْلمُلْكِ تُؤْتِى اْلمُلْكَ مَنْ تَشَآءُ وَتَنْزِعُ اْلمُلْكَ ِممَّنْ تَشَآءُ ilâ âhir... Öyle bir üslûb-u âlîde benî-beşerdeki Şuunat-ı İlahiyyeyi ve gece ve gündüzün deveranındaki tecelliyat-ı İlahiyyeyi ve senenin mevsimlerinde olan Tasarrufat-ı Rabbaniyyeyi ve yeryüzünde hayat-memat, haşir ve neşr-i dünyeviyedeki icraat-ı Rabbaniyyeyi öyle bir ulvî üslûb ile Beyân eder ki, ehl-i dikkatin akıllarını teshir eder. Parlak ve ulvî geniş üslûbu, az dikkat ile göründüğü için şimdilik o hazineyi açmayacağız.


    Meselâ: اِذَا السَّمَآءُ انْشَقَّتْ وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ وَاِذَا اْلاَرْضُ مُدَّتْ وَاَلْقَتْ مَا فِيهَا وَ تَخَلَّتْ وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Gök ve zeminin Cenâb-ı Hakk'ın emrine karşı derece-i inkıyad ve itaatlerini şöyle âlî bir üslûb ile Beyân eder ki:

    Nasıl bir kumandan-ı âzam, mücahede ve manevra ve ahz-ı asker şûbeleri gibi mücahedeye lâzım işler için iki daireyi teşkil edip açmış. O mücahede, o muamele işi bittikten sonra o iki daireyi başka işlerde kullanmak ve tebdil ederek istimal etmek için o kumandan-ı âzam o iki daireye müteveccih olur. O daireler, herbirisi hademeleri lisanıyla veya nutka gelip kendi lisanıyla der ki: "Ey kumandanım bir parça mühlet ver ki, eski işlerin ufak tefeklerini,pırtı-mırtılarını temizleyip dışarı atayım, sonra teşrif ediniz. İşte atıp senin emrine hâzır duruyoruz. Buyurun ne yaparsanız yapınız. Senin emrine münkâdız. Senin yaptığın işler bütün hak, güzel, maslahattır."

    Öyle de: Semâvât ve Arz, böyle iki daire-i teklif ve tecrübe ve imtihan için açılmıştır. Müddet bittikten sonra Semâvât ve Arz, daire-i teklife ait eşyayı emr-i İlahiyle bertaraf eder. Derler: "Ya Rabbenâ! Buyurun, ne için bizi istihdam edersen et. Hakkımız sana itaattir. Her yaptığın şey de haktır." İşte, cümlelerindeki üslûbun haşmetine bak, dikkat et

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon

Benzer Konular

  1. Ölüm ve Ahiret
    By ArzuNur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 21.02.11, 13:10
  2. Ahiret Ve Diriliş
    By SiLa in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.07.08, 14:27
  3. kiyamet ,ahiret
    By SiLa in forum Ahiret ve Kıyamet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.07.08, 13:04
  4. Ahiret Yolu
    By İslam-Gülü in forum İslami Şiirler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 17.06.08, 11:27

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •