Rûhun kendisine has bir kılıfı vardır. Biz, ona misâlî beden diyorsak da, daha başka birçok isimle de anılmaktadır o. ‘Gılâf-ı nurânî', ‘lâtife-i seyyâle', ‘esîrî beden', ‘enerji beden,' ‘ikinci beden', ‘perispiri', ‘duble', ‘fantom', ‘astral vücut' .. vs.
Her şey çift yaratıldığına göre, fîzikî bedenimizin de bir ikizi olması gerekir ki, işte bu, misâlî bedendir. Lâtif ve akıcı olan bu beden, aynı zamanda ruha kılıflık ve elbiselik vazifesi görür; vefattan sonra da rûhu çıplak bırakmaz ve bedeni terk etmekle beraber, ruhla arkadaşlığını devam ettirir. Ruh maddî kılıfı atar ama, misâlî bedeni çıkarıp atmaz.
İslâmî kaynaklarda bahsedildiği ve medyumlar tarafından da tasdik olunduğu üzere, bazı uzuvları kesilmiş insanlarda kesilen uzvun ruhun misâlî bedenine ait varlığı hissedilmektedir.
"Rusya'da Tanrıya Dönüş" adlı kitapta bu meselelerle alâkalı uzun açıklamalar vardır. Meselâ bir grup doktor, aynen şöyle diyor: "Bütün canlıların atom ve moleküllerden yapılmış fizikî bedenlerinin yanı sıra, bir de bunun kopyası enerji bedenleri vardır..."