2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Göz kırp bana sitare; bileyim seni!..

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Göz kırp bana sitare; bileyim seni!..

    Göz kırp bana sitare; bileyim seni!.

    Siz ey, evvelce kömür karasında yalan, sonra gönül
    yarasında parlayan yıldızlar! Siz zambak zambak... Ve
    sonra bayrak bayrak... Hani siz; kendinizi dostluğa
    ilikleyerek dolaşırdınız semalarımızda?!..
    Siz ey, düşmanlar iken birbirinin ışığında dost olan
    yıldızlar! Hani siz firuze akşamların reyhan reyhan açan
    çiçekleriydiniz atlas bahçelerde!?..
    Siz ey, noksanları tamamlanınca bir bir parlayan
    yıldızlar! Hani siz kol kola girdiğinizde saadetin çağıydı
    asumanlarınızda!?..
    Bir yıldız, gökte bir saadetin adıdır yerdeki insan için.
    Açamayan goncaların karanlık tarlasında bir çolpan;
    karalığın kudurmuş ağzında bir sitar(e), gökleri ayakta
    tutan dağlar gibi bir demirkazık, ve umutları hüzünle
    büyüten bir kervankıran... Münzevi avcılara yorganlar
    biçen gecelerin ışık ışık yanışıdır yorgun bulutlar
    arasında her yıldız; ve Adı Güzel Süvarir17;nin berk urarak
    koşan Burak'ının nallarından çil çil serpilen
    kebkebleriyle romantik desenler dokuyan mistik
    kevkebleridir.
    Yıldızlarımız nerede hey!..
    Gerçeğin ruhuna üfleye üfleye hayatı sevgiyle yorumlayan
    yıldızlarımız nerede? Yağmalanmış kuyulara
    düşüremediğimiz yağmurları, kör sıtmalarımıza serinlik
    diye yağdıran yıldızlarımız nerede? Kentten
    kaçışlarımızın ardından avuçlarda yalnızca bir damla
    gözyaşı olup yanan yıldızlarımızı kim aldı? Yıldızlarımız
    nerede?
    * * *
    Yıldızlarımızı yitirdik!.. Aah, ışıklarımızı yitirdik. Işığımız
    körlük, beyazımız karalık oldu. Güvenlerimiz çorak
    coğrafyalara ekildi, bereketli başaklarımızı cılız güveler
    yedi. Yağmur yağmur güzellikler, nefes nefes yakınlıklar
    göç ettiler yad ellere ve kül yorgunu bulutların tül
    desenleri arkasında, gül sarhoşu şerareler misali parlayan
    şafak yıldızlarımız söndü ardı ardına.
    Yıldızsız bağırlarımızda kulunçlar ve kılınçlar eskitiliyor
    şimdi, aydınlıklarımız kara düşüncelerle karanlık
    dehlizlere kilitleniyor. Bir bir dökülüyor yanılsamalarımız
    tarihin utanç bellediği seherlere, ve kalbur kalbur
    eleniyor yorgun, solgun ve küskün zamanlar yerlere.
    Yangınlar çalınıyor bahtımıza, ışığı olmayan yangınlar...
    Mağaralardan uzun uyku sesleri geliyor, ve kovasız
    kuyularda Yusuflar ağlaşıyor. Taze gelinlerimizin
    köhnemiş çeyizlerine kelep kelep taze lavanta taneli
    hayaller bükülüyor; dudaklarından, uzak zamanlar
    hatırası yıldız yıldız parlayan gülüşler sökülüyor ve komşu
    evlerin akasyaları arasından belki de hiç
    bestelenemeyecek şiirler dökülüyor. Zulmün ağırlığında
    sabır taşları çatlatılıyor umarsızca, ve dile
    getirilememişliğin boğuk sancıları saplanıyor böğrümüze
    arsızca. Yazık ki sahralara ikiyüzlülük yayan yarelere de,
    sevincin kalbini kemiren farelere de şiirler yazılıyor artık
    yıldızsız zamanlarda.
    Yıldız alacası bir dünyada yıldız falcılarına çaldırdık son
    şafak yıldızımızı da. Yerlerde çiçek, göklerde yıldızdı
    düşlerimiz; ve heyhâât, yıldızların düştüğü yere kilitlendi
    gülüşlerimiz. Yıldızlarımız kaydı ve her gece avare
    uykusuzluklarda yıldızlar sayarak poyrazına tutulduk
    yıldız yelinin. Yıldızlarımızı söndürdüler göklerde, bir
    türlü barıştıramadılar yıldızlarını yıldızımızla. Sonra
    tarihlerimiz başkaldırdı coğrafyalarımıza, sonra
    yağmalanan günlerimizde anlam ile insan el ele tutuşup
    gittiler yıldızsız semalara, yittiler.
    Sen ey!.. Nakaratı unutulmuş müzdeviç şarkıların al al
    rengiyle dokunan Ayyıldız'ım, bayrağım! Aşkın ve
    kavganın enkazında yeter şu küskünlüğün!
    Gülümseyişlerin vursun yüzlerimize, nur içinde nur olsun;
    gecelerin sesleri ekilsin yüreklerimize, sürur üzre sürur
    olsun, matemimiz sûr olsun.
    Yıldızlar!.. Göğe bakan çocuklarımıza bir kez olsun yüz
    gösterin ve sabahlara yakın düşsün artık aydınlıklarımız.
    Nerede bir biçimli güzellik varsa hep sizinle biçsin
    şirazesini, ve nerede bir ahenkli sanat varsa sizinle ölçsün
    endazesini. Güzelliğin hakiki sevenleri, sevecekleri hakiki
    güzelliği sizinle tanısınlar ve sizi ansınlar. Yaşasın sizin
    için ağlayan bir dize her şiirde; ve sizin için parlayan bir
    damla her nehirde...
    Yıldızlar!.. Acep siz, kefensiz gömülenlerin yerine mi
    bekliyorsunuz doruklarımızı?
    Yıldızlar!.. Bigane körlüğümüze göz kırpmaktan yorulmaz
    mısınız hiç?
    Yıldızlar!.. Samanyolundan gelecek kervanlarınızı
    bekliyoruz; bir susuzluğu gidermek ve bir vuslata ermek
    için...

    İskender PALA



  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Göz kırp bana sitare; bileyim seni!..

    ALLAH razı olsun...


    Seni çok Özledim Annem

Benzer Konular

  1. AliŞma Bana
    By Admin in forum Sevgi, Dost & Kardeşlik
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 22.04.17, 18:49
  2. Dediler Bana....
    By İslam-Gülü in forum Hz. Muhammed (S.A.V.)
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 05.06.09, 11:42
  3. Allah'im , Bana ....
    By HiRaNuR in forum Dua Deryası
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 24.09.08, 15:56
  4. Bana da bir şey var mı?
    By ArzuNur in forum Dini Hikâyeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.07.08, 22:36
  5. Sitem Bana
    By es_ra in forum Edebiyat
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 12.06.08, 13:59

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •