(alıntı)
(alıntı)
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...
emegine saglık Arzunurum
Elif olmak zordur
Çünkü elif olmak
Yuvarlak bir dünyada dik durmanın
Dik ve önde
Belki acıyla
Ama vazgeçmeden durmanın
Dünya ne kadar dönerse dönsün
Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak
Kaç silah varsa elife çevrilir
Elif hep olduğu yerdedir
Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir
Zordur elif olmak
Elif olmak hep vurulmaktır
Elif olmak yalnızca elif olmaktır
Ne B, ne T, ne S
Elif
Yalnızca elif
Elif demeden hiçbir şey denilemez
Ben elif dedim
Artık her şeyi söyleyebilirim...
Sağol canım teşekkür ederim...
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...
emeğine sağlık nurum teşekkürler..
Seni çok Özledim Annem
Teşekkür ederim...Rabbim sizlerden de razı olsun inş...
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...
.
Ey onsekiz bin alemin Sultanı!
Ey muhabbetullah deryasının menbaı!
Evliyaullah’ın çerağı yüce insan...
Sana binlerce salat ve selam olsun…
Hangi gönül var ki asırlardır sana meftun, sana tutsak, sana yangın, sana divane olmasın?..
Ey Nuru’l Envâr!.. Sen, Hak katından lütfedilensin bize.
Ya Resulallah! Sana kurban olmayan bu canların ne kıymeti olabilir ki? Uğruna feda olmayan bu varlığımızın ne değeri olabilir ki...
Sahabe-i Kiram (r.hum) Efendilerimiz seni o kadar çok seviyorlardı ki, Efendimiz; Senin olmadığın bir cenneti bile istemiyorlardı. “Kişi sevdiği ile beraberdir” müjdesini duyuncaya kadar yemeden içmeden kesilenler vardı.
Ebu talib senin için şöyle demişti:
“Öyle beyaz bir yüz ki, o yüzün suyu hürmetine bulutlardan yağmur istenir. Öyle bir kerem sahibi ki yetimler, O’nun eline bakar, dullar ve yoksullar O’na güvenir.
Ey merhamet ve rahmet şahikası, alemlerin solmayan gülü... Tarih, sana delice râm olanların, ruh hallerini anlatırken, o büyük kumandan Halid B. Velid’ten (ra) bahseder;
Sarığında Allah Resulünün (sav) mübarek saçından bir tel taşıyordu. Bir gün başından sarık kayıp, düşman saflarına yuvarlanınca ardından koşmaya başlamıştı. Arkadaşlarının ikazına rağmen, kendi canını tehlikeye atacak bir fedakarlık gösterek “peygamberin hatırasına bir şey olacak diye korktum” demişti. Onlar senin yolunun delileri idi.
Biz de seni seviyoruz Ya Resulallah!.. Hakkı ile olmasa bile.
Seni bize her şeyden daha sevimli kılan Rabbimize hamd ediyoruz. Bize mübarek ve mukaddes kılındı, sana ait olan her şey...
Senin nur cemalin ve sünnetin bize şirin kılındı. Canımızdan aziz bildik Seni, tâ ki, imanımızın kemal bulsun.
Ey şefkatmeâb Efendimiz! Ümmetine çok düşkünsün biliyoruz. Doğumundan ölümüne kadar. Ümmetinin hidayeti ve selameti için sabahlara kadar sacid olan sensin.
Hasretiz cemaline, nurunla halleniriz ve başımızın tacıdır sen den bize kalan. Hasretinle biperva gönüller. O eşsiz pak-ı endamın, bizi böyle çepe çevre saran.
Ya Resulallah!
İnsanlık alemi senin gibisini görmedi, görmeyecek. Tefekkür ufkumuzun sonsuzluğunda Sen; ve varlığın bidayetinde senin nurun. Anılınca adın ürperir kalpler, yaşarır gözler. Firakınla yanan şu biçare susamışlara bir nazar kıl!..
Ey insanlık aleminin hidayet kaynağı Efendimiz (sav); böyle serteser perişan ve şefaatine muhtaç bu mücrimlere merhamet eyle! Ne olur; muhtacız himmetine.
alıntı
Allah c.c razı olsun güzel paylaşımlarınız için. emeğinize sağlık...
Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.13.Asrın MüceddidiBEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ