Nice gözler vardır ki daha dünyada erdi
Gül cemalini görmek nimetine Efendim
Hep gıpta etmekteyim seni gören o gözler
Nasıl doydu vuslatın lezzetine Efendim..
Biz insanların ve tüm kâinatın yaratıcısı olan yüce Allah’a hamdü sena ediyor dareynin sultanını saygı ile selamlıyoruz..
Esselâmu aleyke Ya Resulallah
Ey şanlı ifadelerden beri dost
Sen ki seni anlatmaya neylesin kelime dağarcığım
Lâl oluyor dilim, yazamıyor kalemim
Zira sen övücülerin en üstünü ile övülmüşsün
Uğrunadır alem, bizlerse sana yandık, sana susadık, senâlarımızsın..
Ey Mahbub ! içimiz en derin yerinden sızlıyor, gözlerimiz daim seni arıyor. Yokluğun son bulsun.
Ey Aminenin kuzusu, aynı gelişle gel!
Serilsin putlar yere, tekbir getirsin melekler seninle, bizde tekrar doğalım, izin ver Sultanım Sahaben olalım..
Ey Hira dağını şereflendiren konuk, şimdide bize teşrif buyur. Tekrar tekrar inzal olsun Kur’an-ı Kerim. Sen oku Sultanım. Nâsa kendi dilinden duyur.
Halimiz harap, ümmetin mahzun, ümmetin mazlum. Bu dünya bize uzak, ümmetin fikir dünyasında tutsak.
Sana nasıl çok gördüler Mekkeyi şimdide tekerrür ediyor bak İslam tarihi.
Haydi … Haydi Ey Rasul! hicret vakti al götür bizi..
Açılsın Medine kapıları, ensarın toplansın, okusun daleal bedruları, kainat sarsılsın, bir emir buyur, serilsin Cibril-i Eminin kanadı yeryüzüne, ümmetinin gözyaşları dökülüyor zemine..
Can dayanmıyor Rasulüm! Hedef Sensin, Sen gereksin..
Ey firakın acısı benliğimizi saran dost, şimdiyse soruyorum Senin kokunu duyduktan sonra Senden mahrum olanlara…
Ey Ebu Bekir nasıl dayandın?
Yâri Gârın, can arkadaşın yokken hiç dindimi sızın?
Ezan-ı Muhammediyeyi okudun sevdiğinin adına kadar, Ey Habeşli Bilal! Yakmadımı seni karşında duran o muhteşem hayal!
Ya Sen Veysel Karani, nasıl dayandın Rasulullah’ı görmeden?
Hangi su ile kandın ?
Bastığın toprakları koklasak, beytinin ve mimberinin arasında kapansak secdeye, havzı kevseri dinlesek doyar mıyız Rasulum yesripte ?
Ya Senin hasretini çektiğin diyara gitsek, Hira dağında seni saklayan mağaraya sorsak beyinleri çıldırtan o geceyi, altınoluğun dibinde gözyaşları döksek, tavaf etsek Rahman’ın evini bizde söylesek “Lebbeykleri” Seni yaşar mıyız Mekke-i Mükerremede ?
alıntı.