Uhud, hakikat düsmanlarinin Islâm nurunu söndürmek için savasmaya geldikleri yer. Bir tarafta müsrikler, diger tarafta bu can pazarinda Allah ve Rasulü için kendini feda etmeye hazir sahabiler. O mübarek topluluk yalnizca erkeklerden olusmuyor. Hanimlar da var.
Islâm’in dogus asrinda yasanan en büyük olaylardan biri Uhud Savasi’dir. Bu savasta, Allah yolunda sehid olma onurunu arayan mübarek sahabilerin arasinda, katilmasina izin verilen hanimlar da bulunmaktadir. Iste onlardan biri de Hz. Nesibe bint-i Kaab R.A.’dir.
Lakabi Ümmü Ümare olan Hz. Nesibe bin Kaab’in esi, sahabi Abdullah b. Zeyd R.A.’dir. Iki de mümin oglu vardir: Abdullah ve Habib. Yani bütün aile sahabi. Bu öyle bir seref ki, Islam’in o ilk yillarinda herkese kismet degil.
Bu kutlu aile, Uhud Savasi’na hep birlikte katilmistir. Hz. Ümmü Ümare, kocasi ve ogullari ile birlikte savas meydanindadir. Yaninda su kabi ve sargi bezleriyle yaralilari tedavi için kosusturmaktadir.
Ben Varim Ya Rasulallah!
Bilindigi üzere Uhud Savasi’nin bir asamasinda müminler bozgun halindedir. Iste savasin o anlarinda Hz. Ümmü Ümare R.A. basini kaldirip baktiginda dehsetle irkilir: Kainatin Efendisi A.S.’in etrafinda insanlardan olusan kale yavas yavas yikilmakta, gözü dönmüs müsrikler adim adim ona yaklasmaktadir. Çünkü biliyorlardi ki, O’nu öldürmedikçe Allah’in dininin önünü kesemeyeceklerdi. Kinle atilan her ok ona yöneliyor, savrulan mizraklarin, kiliçlarin öfkesi onun aziz bedenini hedef aliyordu. Etrafindaki bir avuç sahabi de gögüslerini siper ederek Allah’in bu son elçisini korumaya çalisiyordu.
Iste böyle bir anda Allah Rasulü, üzerine gelmekte olan bir grup gözü dönmüsü göstererek:
- Bunlara kim karsi çikacak? diye seslendi.
Hz. Ümmü Ümare elindeki sargi ve kirbayi atarak kostu:
- Ben Ya Rasulallah!..
Böylece Allah Rasulü’nün yani basinda savasta yerini aldi. Kiliç sallayip, ok atarak onu korumak için çarpisti. Ve birkaç yerinden yara da aldi.
Herkes Senin Gibi Degil!
Hz. Ümmü Ümare Nesibe b. Kaab R.A.’in Uhud Savasi’ndaki bu kahramanligi, birçok kaynakta ayrintilariyla anlatilir. Bunlardan biri söyle:
Islâm ordusu bir ara bozguna ugradigi zaman, kocasi ve iki oglu ile birlikte oniki Sahabe Peygamberimiz A.S.’in önünde çarpisiyordu. Adeta etten bir duvar gibiydiler. Bu arada atli bir müsrik, Hz. Ümmü Ümare’ye bir kiliç darbesi vurdu. O da kalkani ile kendini koruyup süvarinin arkasindan kostu ve kilici ile kâfirin ayagini biçerek yere düsmesine sebep oldu. Olayi gören Allah Rasulü, Hz. Ümmü Ümare’nin ogluna: “Ey Ümmü Ümare’nin oglu! Annene yardim et!” buyurdu. Ve oglu hemen annesinin yardimina kosup kâfiri öldürdü.
Uhud Savasi’nda baska bir an. Savas esnasinda Hz. Ümmü Ümare’nin oglu sol kolundan yaralaniyor. Onu yaralayan kâfir çevik biridir vekaçma firsati bulur. Yaralinin kani bir türlü durmaz. Hz. Peygamber A.S. hemen yaranin baglanmasini emreder. O sirada Ümmü Ümare gelerek yarayi sarar ve “Ey Ogul kalk savasalim!” diye seslenir. Bu sözleri duyan Allah Rasulü: “Ey Ümmü Ümare! Senin katlandigin, dayanabildigin seylere herkes katlanabilir mi?” der.
Sagimda Solumda Hep O Vardi.
Hz. Ümmü Ümare R.A.’in gayreti, cesareti ve en önemlisi teslimiyeti bugün bile düsününce insanda hayranlik uyandiriyor. Bu cesaret ve teslimiyite sayesinde savas meydaninda bir hanima Allah Rasulü’nü koruma serefi nasip olur.
Uhud Savasi’nda Hz. Ümmü Ümare’nin esi Hz. Abdullah bin Zeyd R.A. sehid edilmistir. Bir yanda kocasinin acisi, diger yanda Allah Rasulü’ne hizmet...
Iste bu hizmet sirasinda, bir ara Hz. Peygamber A.S., kocasini sehid edeni gördü ve hemen ona gösterdi. Hz. Ümmü Ümare R.A. derhal o kâfirin üzerine hamle yapti ve bir darbede yere serdi. Bu durumu gören Rasulullah A.S. sevinçle tebessüm ettiler. Sonra da “Ey Ümmü Ümare, adamin canini yaktin. Hamd olsun Allah’a ki, seni düsmanina muzaffer kilip gözünü aydin etti. Öcünü almayi sana gösterdi.” buyurdular.
Sonralari Medine’de Uhud Savasi üzerine konusulurken Allah Rasulü söyle diyeceklerdir: “Uhud günü sagima soluma döndükçe hep Ümmü Ümare’nin yanibasinda çarpistigini gördüm.”
Artik Dünya Umurumda Degil.
Uhud Savasi’nda Hz. Musab b Umeyr R.A.’i sehid eden Ibn Kam’a adli müsrik, Hz. Nesibe’yi de boynundan agir bir sekilde yaralamistir. Bu defa oglu Abdullah annesinin yarasini baglamistir. Hz. Nesibe b. Kaab’in yaralandigini gören Resulullah A.S.:
“Allah bu evin ahalisine bereket versin. Annenin mertebesi bir sürü kisinin mertebesinden daha yüksektir. Allah’in rahmeti üzerinize olsun.” diye duada bulunmustur.
Bunu duyan Hz. Nesibe o kadar sevinmistir ki, “artik dünyada basima gelen hiç bir seye aldiris etmem” demistir.
Nihayet Yemame
Hz. Ümmü Ümare R.A. Peygamberimiz ile birlikte Hudeybiye’de bulunarak Ridvan Biati’na da katilmistir. Ayrica onu Mekke’nin fethinde ve Veda Hacci’nda da görüyoruz.
Hz. Ebubekir’in hilafeti zamaninda Islâm’dan dönme olaylari bas gösterince, Yemame taraflarinda Müseyleme adinda biri peygamberlik davasina kmisti. Bu sapikligindan vaz geçmesi için Müseyleme’ye elçi olarak Hz. Ümmü Ümare’nin oglu Habib R.A. gönderildi. Fakat Müseyleme alçagi, gelenin elçi olduguna bile aldirmadan iskence ederek sehid etti.
Hz. Ümmü Ümare R.A. bu olayda da metanetini kaybetmedi ve “sehid anasi oldum” diye sevindi. Fakat bu Allah düsmanini öldürmek üzere yemin etti ve diger oglu Abdullah ile Yemame savaslarina katildi.
Yemame Savasi, Hz. Halid bin Velid R.A. kumandasindaki Islâm ordusuyla Müseyleme taraftarlari arasinda yapilmis bir savastir. Hz. Ümmü Ümare R.A.’i altmis yaslini geçtigi halde bu savasta da görüyoruz.Üstelik en önlerde. Nihayet elinde kiliç, yaninda oglu, Ensar’dan bir grup askerle birlikte Museyleme’yi öldürdüler.
Savas sirasinda aldigi oniki yaraya ragmen Islâm askerleri onun haykirislariyla yüreklendiler: “Ey sanli mücahitler, vurun! Allah askina bu müsrikleri kirin! Allah için dayanin!..”
Hz. Ümmü Ümare bu savastan sonra Medine’ye dönmüstür. Uhud Savasi’na dair pek çok hadis rivayet etmistir. O, Peygamberimiz’in dualarina mazhar olmus, tarihe adini yazdirmis kahraman bir hanimdi. O ve bütün ailesi, Allah ve Habibi’nin sevgisiyle canlarini ortaya koyanlarin en önlerinde yerlerini aldilar.
Ya Bizler? Çabalarimiz hangi sevgiler ve hangi nefretler için? Bir Uhud sahnesine dönmüs su yeryüzünde nelerin etrafinda pervaneyiz?
Ama biliyoruz ki, her mümin hanimin kalbinin bir yeri biraz Ümmü Ümare’dir. Tabii Hakk’a asik ve O’nun dostlari etrafinda pervane olabilirse...