Bosna'da Ramazan!


Bosna'da, Osmanlı’dan kalma âdetler hâlâ yaşatılıyor.
Genç-yaşlı bütün Müslümanlar ‘Ramazan şerif mübarek olsun’
diyerek birbirlerini tebrik ediyor;
söyleyen de dinleyen de bu cümlenin mânâsını bilsin veya bilmesin!
Bu adeti terk etmiyor..


Yaklaşık altı yüz yıl önce İslamiyet’le tanışan Bosna,
Ramazan aylarını Osmanlı’dan kalan izlerle geçiriyor.
Heyecan her yıl olduğu gibi Ramazan ayı daha gelmeden başlıyor.
Osmanlı döneminden kalma Başçarşı ve oraya uzanan bütün
sokak ve caddeler adeta bir gelinlik gibi süslenirken şehirdeki
bütün camiler ışıklandırılıyor.



Ramazan’da birçok şehirde her yaştan binlerce insanın iştirak ettiği
dinî musiki konserleri veriliyor.

Medreseler (imam-hatip liseleri) tatil ediliyor ve öğrenciler halka dinî konularda yardımcı olması, hizmet etmesi için ülkenin her tarafına dağıtılıyor. Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Sırbistan’da bulunan Müslümanların dinî liderliğini üstlenen riyaset makamı Ramazan ayını büyük afişlere Türkçe ‘Ramazan şerif mübarek olsun’ ifadesiyle kutluyor. Osmanlı’dan bugüne intikal eden bu ifade ile insanlar birbirlerinin Ramazan ayını tebrik ediyor; ancak işin garibi ne söyleyen ne de dinleyen bu cümlenin manasını biliyor. Bu kelimelerle Ramazan’ı tebrik edilen kişi de cevaben ‘Allah razı olsun’ diyor. Bosna’da iftar vakitleri, şerefelerin ışıklarının yanmasıyla okunmaya başlayan ezanların yanında şehrin değişik noktalarından atılan havai fişeklerle halka ilan ediliyor.

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 760x181.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 760x181 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın

Ramazan ayının girmesiyle birlikte Müslüman halkta farklı bir hareketlilik göze çarpıyor. Ülkenin bazı yerlerinde bulunan yardıma muhtaç ailelere yemek verilen aşevlerine (aşçinitsa) varlıklı insanlar destek oluyor. Binlerce insana sıcak yemek dağıtılıyor. Bunların içinde en göze batan iftarlar Türkiye’den gelen müteşebbislerin açtığı Bosna Sema Eğitim Kurumları tarafından veriliyor. Ayrıca, bu eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin organizasyonuyla öğrenciler ve veliler tarafından, binlerce aileye gıda yardımı yapılıyor. Özellikle bazı insanlar Osmanlı’dan kalan bir âdet olarak milli kıyafetlerini giyerek iftar davetine icabet etme usulünü devam ettiriyor. Bazı davet sahipleri ise yine eskiden kalan bir âdet üzere misafirlerini otuz üç çeşit Osmanlı yemeğiyle ağırlıyor.

Camilerde sabah ve ikindi namazlarını muteakip okunan mukabelelere birçok insan katılıyor. Başta teravihler olmak üzere sabah namazları da dahil beş vakit namaza bayanlar ve erkekler birlikte iştirak ediyor.


Gazi Hüsrev Bey Camii

Kadir Gecesi 2 metre boyundaki dev cezvede pişirilen kahve, Başçarşı’daki Begova Camii’nin avlusunda halka ikram ediliyor. Bayramın yaklaştığı günlerde insanlar yine Begova Camii’nin bahçesinde kurulan fitre ve zekat ödeme merkezinde uzun kuyruklar oluşturuyor.


Gazi Hüsrev Bey hanı


Osmanlı’dan kalan usulle niyetlenilerek kılınan bayram namazlarının
ardından birbirleriyle bayramlaşan ve hiç Türkçe bilmeyen
bu Müslümanların arasında sadece ‘Bayram şerif mübarek ola!’
ve ‘Allah razı ola!’ cümleleri duyulur.

Bosna’da Ramazan bir başka geçiyor
Åzerefeler aracılığıyla üst bölümleri ışıklandırılan minareler
Saraybosna’yı pırıl pırıl aydınlatırken, vitrinleri süslenen dükkanlar da
Ramazan ayının canlı canlı yaşandığının bir göstergesi.


Balkanlarda Ramazan ayının farklı bir yeri var. Özellikle Bosna’nın
başkenti Saraybosna’da Ramazan ayı
kendine has bir kültür ve geleneğe dönüşmüş.


Begova Camii’nde sahur vaktinden sonra okunan mukabeleyi
takip etmek için gelen cemaat camiyi dolduruyor.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 760x181.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 760x181 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın

Aralarında Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Faris Gavrankapetanoviç’in de
bulunduğu 10 hafız mukabele okuyor.
İftar vaktine yakın saatlerde oruç açmak için gelenler Baş Çarşı’daki
lokantalarda zor yer bulurken teravih namazlarında da camiler dolup taşıyor.

Bosna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İsmet Spahiç, Boşnak halkının
dinini korumasında en büyük katkının Ramazan ayı olduğunu söylüyor.


Başçarşı Camii

Ramazan ayı dünyanın her tarafında kendine has bir güzelliği ile yaşanıyor.
Ancak Bosna’da Ramazan ayı daha farklı manevi bir havada geçiyor.


Åzerefelerden üst tarafı ışıklandırılan minareler Saraybosna’yı pırıl pırıl aydınlatırken,
vitrinleri süslenen dükkanlar da Ramazan ayının
canlı canlı yaşandığının göstergesi oluyor.


Saraybosna’da Ramazan ayına ait yaşanan bir kültür oluşmuş.


Åzehre hakim tabyadan patlatılan iftar topu ile birlikte lokantalarda
oruç açmak için bekleyen tanıdık tanımadık herkes birbirine
“kabul olsun” diyerek dualarla oruçlarını açıyor.


Tatlılar tatlıcılarda yendikten, çaylar ve kahveler özel mekanlarda
içildikten sonra teravih namazı kılmak için camilerin yolu tutuluyor.

Bosna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İsmet Spahiç,
Ramazan ayının Bosna’da kendine has bir havası olduğunu söylüyor.



Her türlü ibadetin yasal olduğu Kominizim döneminde de
Ramazan aylarının dolu dolu geçtiğini aktaran Spahiç,
“Kominizmin her türlü olumsuzluğuna rağmen inancımızın korunmasında
en büyük faktör Ramazan ayıdır.” diyor.



Ramazan ayında tutulan orucun insanı günahlara karşı koruduğu gibi
bir milleti asimile olmaktan da kurtardığının altını çizen Spahiç,
“Bugün bir millet olarak varlığımızı sürdürüyorsak bunda en büyük
katkı Ramazan aylarında tutulan oruç, okunan mukabelelerdir.”
şeklinde konuşuyor.


Sahur vaktinden sonra Saraybosna’nın merkez camii konumunda olan
Begova Camii’nde okunan mukabelenin yüz yıllardır
sürdürüldüğünü aktaran Spahiç şunları anlatıyor:
“Mukabele geleneği Kominizim zamanında sürdürüldüğü gibi
1990’lı yıllarda yaşanan şiddetli savaşta bile kesintiye uğramadı.




Bir gecede caminin avlusuna beş altı bomba düşerken
içerde mukabele okunuyor ve cemaat mukabeleyi takip ediyordu.
Okunan mukabeleler bizim maneviyatımızı kuvvetlendirdi,
ordumuzun moralini yükseltti.
” Spahiç,
“Savaşın en hızlı olduğu günlerde yine mukabele okunup namaz kılındı.
Camiden çıktığımız bir sırada caminin avlusuna aynı anda dört top mermisi düştü.
30 tane güvercin ölmesine rağmen hafızlardan hiç birisi yara
dahi almadan kurtuldu.
Biz bunu okuduğumuz mukabelenin bizi koruduğuna yorumladık.”
şeklinde konuşuyor.



Saraybosna sokakları gece boyu canlılığını koruyor.
Teravih namazından çıkan vatandaşlar, çevredeki kahvelerde
çay ve kahve içerek sohbet ediyor.
Geç vakitlere kadar devam eden sohbetler börekçilerde sahur yemeği
ile devam ediyor.


İmsak vaktinin çıkmasıyla birlikte elinde Kur’an-ı Kerim’i olan halde
Saraybosnalılar Begova Camii’nin yolunu tutuyor.
En az erkekler kadar kadınlar da cemaate katılıyor,
kendilerine ayrılan bölümlerde okunan mukabeleleri takip ediyorlar.
Birbirinden güzel Kur’an okuyan ve aralarında tıp doktoru profesörlerin de
bulunduğu 10 hafız ikişer sayfa olmak üzere bir cüzü tamamlıyor.
Yapılan duadan sonda sabah namazı kılınarak cemaat evlerinin yolunu tutuyor.

Saraybosna'da düğünler Osmanlı'dan beri genellikle camide yapılıyor.
Cami düğününde imam hem dini nikâh kıyıyor
hem resmen geçerli evlilik belgesi veriyor.
Çiftler daha sonra belediyeye giderek nikâhı bir kez daha kaydettiriyor.

Bosnalılar nikâh için en çok Gazi Hüsrev Bey Cami'ni tercih ediyor. Camii, Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'nin kalbi Başçarşı'da yer alıyor. Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden olan cami Mimar Sinan tarafından 1531 yılında yapıldı. Caminin harcında sütle yumurta kullandı. Camiyle çarşı için kullanılan granit sütunlar 100 tane öküzle 10 km uzaktaki Lukovitza'dan getirilmiş.

Bosnada bayram namazımızı kılmak için, devlet erkanının da katıldığı
Gazi Hüsrev Camii’ne gidilir..
Camide ilahi grubunun fes takması ve Türkçe ilahi okumaları Türkleri çok etkiler.
Öğreniyoruz ki; burada medrese eğitiminde öğrencilere Türkçe eğitim verilir..
Cami hınca hınç dolu, çoğu kişi dışarıda… İçerdekiler normal bir şekilde namaz kılarken; dışarıdakiler ayakta kılıyorlar namazlarını.
Namazdan sonra herkesle bayramlaşılır.

Cami çıkışında gözümüze minarelerdeki yeşil zemin üzerine
ay yıldız bulunan Osmanlı bayrağı ilişir.
Bu bayrağın her bayramda minarelere asıldığını ve bayram
dışında da minberde asılı olduğunu öğrendiğinizde,
Bosna’nın ne kadar bizden olduğunu ve ne kadar
Osmanlı geleneklerine bağlı olduğunu düşünürsünüz.


Bayram namazından sonra savaştan önce çocuk parkı olan
Kovaçi Şehitliği’ne gidilir ve vasiyetinde şehitlerin arasına defnedilmek
isteyen Aliya’nın, hilal şeklindeki bir havuzun içinde yıldızı temsil eden
mezarını ziyaret edilir..
Aliya’nın kabri başında, eli kalbinde hiç kıpırdamadan nöbet bekleyen bir asker bulunur.


Aliya’nın kabrinde Yasin-i Şerif ve fatihalar okunur.


Ruhun şad olsun Ey Aliya!

Özellikle Türkiyeden gelen Belediyeler tarafından oluşturulan
"Bereket konvoyları" Saraybosna' da iftarlar verir.


Bereket Konvoyu Bosnalı'lar tarafından büyük bir sevgiy ile karşılanır
Bosna'da 2 bin kişinin katıldığı iftarda semazen ekiplerinin gösterisi ile
birlikte sanatçılar konser verir.
Tam bir kaynaşma ve kardeşlik örneği yaşanır.

Konvoylar"Kardeşlik Sınır Tanımaz" sloganıyla yola çıkar,
Saraybosna'nın çeşitli semtlerinde iftar çadırı kurarlar.
Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 942x221 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın
ve bosnalı kardeşlerimizde en sıcak duygularla onlara mukabelede bulunurlar.

Allahü Teala Bosnalı Din kardeşlerimizi ve Tüm Dünya Müslümanlarını Korusun...
Bir Ramazan-ı şerifte de Bosnada olmayı hepimize nasip etsin....