2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Selam olsun

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 23.513, Level: 94
    Points: 23.513, Level: 94
    Level completed: 17%,
    Points required for next Level: 837
    Level completed: 17%, Points required for next Level: 837
    Overall activity: 99,8%
    Overall activity: 99,8%
    Achievements
    Admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    MANİSA
    Mesajlar
    1.347
    Points
    23.513
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Selam olsun

    Hamdolsun alemlerin Rabbi olan Allah'a!
    Hamdolsun Rahman olana, Rahim olana!
    Hamdolsun kendisinden başka ilah olmayana
    Hamdolsun hakimiyette ortağı bulunmayana
    Hamdolsun, bizleri yoktan var edene, yeryüzünde halife kılana
    Hamdolsun Rasûller gönderene, kitaplar indirene!

    Ve... Selam olsun gönderilen bütün Rasûllere!
    Selam olsun, bizlere Allah'ın âyetlerini okuyan, kitabı ve hikmeti öğreten kutlu elçilere!
    Selam olsun, kalplerimizi, beyinlerimizi her türlü pislikten arındıranlara!
    Selam olsun, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için çırpınıp duranlara!
    Selam olsun, insanları insanlara kulluktan kurtarıp, Allah'a kul yapanlara!
    Selam olsun, nemrudların, firavunların yakasından yapışanlara!
    Selam olsun, tağutlarla nasıl mücadele edileceğini bizzat gösterenlere!
    Selam olsun, Rablığa kalkışan, İlahlığa yeltenenlere haddini bildirenlere!

    Selam olsun Adem'e,
    Selam olsun Nuh'a
    Selamun ala Nuhin fil alemîn
    Selamün ala İbrahim
    Selamün ala Musa ve Harun
    Selamün ala İlyasîn
    Selam olsun İshak'a, Ya'kub'a,
    Selam olsun güzel yüzlü Yusuf'a
    Selam olsun Davud'a ve Süleyman'a
    Selam olsun aziz şehid Yahya'ya, Zekeriyya'ya!
    Selam olsun Meryem oğlu İsa'ya

    Ve... Selam olsun Allah'ın son Rasulüne!
    Selam olsun dünya kuruldu kurulalı beklenene!
    Selam olsun ümmetten ümmete anlatılan, anlatılan ve yolu gözlenene!
    Selam olsun İbrahim'in duasına,
    Selam olsun İsa'nın müjdesine,
    Selam olsun Amine'nin rüyasına!
    Selam olsun mazlumların sahibine,
    Selam olsun kimsesizlerin kimsesine,
    Selam olsun garipleri, mustazafları kanatları altında toplayana!
    Selam olsun Bilal'in arkadaşına,
    Selam olsun Ammar'ın arkadaşına,
    Selam olsun Selman'ın arkadaşına!
    Selam olsun, bir yere giderken yerine İbn Ümmü Mektum'u vekil bırakana
    Selam olsun evinde peş peşe iki gün doyasıya buğday ekmeği yenmeyene!
    Selam olsun vücudunda dalga dalga hasır izleri olana!
    Selam olsun, elinde veya evinde bulunanı dağıtmadan gözüne bir türlü uyku girmeyene!

    Selam olsun Allah davetçisine,
    Selam olsun ışıl ışıl aydınlık saçan 'Sirac-ı Münîr'e!'
    Selam olsun, hüzünlenince "vela yahzünke-üzülme!" diye Allah'ın teselli buyurduğuna!
    Selam olsun Rabbin terbiye ettiğine, hem de öylesine güzel terbiye ettiğine!
    Selam olsun güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilene!
    Selam olsun ahlâkı Kur'an olana, hayatı Kur'an olana!
    Selam olsun, yüzü bir genç kızdan daha çabuk kızarana!
    Selam olsun kendisine uyulmaktan başka çıkar yol olmayana!
    Selam olsun kendisine yaklaşıldıkça Allah'a yaklaşılmış olana!
    Selam olsun yeryüzünde en çok sevilene!
    Selam olsun aşkın ve muhabbetin kaynağına!
    Selam olsun, hayatın kendisiyle anlam kazandığına!
    Selam olsun Medine'nin bağrına bastığına!

    Selam olsun Hatice'nin, Aişe'nin yârine.
    Selam olsun Zeyneb'in, Ümmügülsüm'ün ve Rukiyye'nin babasına.
    Ve selam olsun Fatıma'nın babasına!
    Selam olsun Hasan'ın dedesine, Hüseyin'in dedesine!
    Selam olsun Üsame'yi bunlardan hiç ayırmayana!

    Selam olsun yeryüzü kendisine mescid kılınana!
    Selam olsun, korkusu düşmanlarının kalbine bir aylık yoldan salınana!
    Selam olsun, öfkelenince alnının ortasında bir damar kabarana
    Selam olsun, gördüğü bir haksızlıktan dolayı derhal ayağa kalkana ve o haksızlığı gidermeden oturmayana
    Selam olsun, kıyamete yakın elinde kılıcıyla gönderilene!
    Selam olsun, rızkı mızrağının ucunda kılınana!
    Selam olsun, seyyidel evvelin vel ahirîn olana!

    Ve selam olsun o Rasûlün günümüzdeki sevdalılarına!
    Selam olsun o Rasûlün günümüzdeki şahitlerine, vahyin şahitlerine, Hakkın şahitlerine!
    Selam olsun, peygambersiz geçecek bütün zamanların Allah'ın yeryüzündeki şahitlerine!
    Selam olsun, Muhammed Aleyhisselam ile gönderilen nûru bugüne yansıtanlara!
    Selam olsun, yurtlarını, yuvalarını Muhammedî nur ile aydınlatanlara!

    Selam olsun hayatın bütün alanlarına, zamanın bütün dilimlerine Muhammedî nuru taşıyanlara!
    Selam olsun, gündemleri her daim İslam olanlara, İslamsız edemeyenlere!
    Selam olsun, hep İslam'ın sancısıyla kıvranıp, Müslümanların derdiyle dertlenenlere!


    Selam olsun hep ümit taşıyanlara, ümit dağıtanlara!



    Görmesekte birbirimizi,

    Duyamasakta seslerimizi,
    Sakın haa ayrıyız sanma,
    Üzme güzel yüreğini, çaresiz yanma.

    Bir kere gönle giren vuslatı bekler değil mi?
    Söylesene; ayrı yerlerde olsakta baktığımız aynı gökyüzü değil mi?

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 23.513, Level: 94
    Points: 23.513, Level: 94
    Level completed: 17%,
    Points required for next Level: 837
    Level completed: 17%, Points required for next Level: 837
    Overall activity: 99,8%
    Overall activity: 99,8%
    Achievements
    Admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    MANİSA
    Mesajlar
    1.347
    Points
    23.513
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart hani söz vermiştik

    HÜZÜN GÜNLERİ I

    Hani! Söz vermiştik Alêm-i Ervahta.

    ‘Belâ’ demiştik ‘Elestübirabbiküm’ suâline.

    Yaratıcı, rızık verici ve yegane kanun koyucu olarak, Allah’tan başka ilâh,

    Önder olarak ta O’nun Resul’ünden başkasını tanımayacaktık.

    Hani söz vermiştik..!

    Hani! Söz vermiştik Erkam’ın evinde.

    Hangi şart ve ortamda olursa olsun,

    İ’la yı Kelimetullah misyonunu yürütecek,

    musibetlerden yılmayacak, hiçbir tehditten korkmayacak,

    gerekirse ölümlerin en güzeline talip olacaktık.

    Hani! Söz vermiştik Akabe Tepesinde.

    Doğru olan herşeyde Resul’e itaat edecektik.

    Rabbani davayı elden ele, gönülden gönüle,

    balçıkla sıvanmayan Hakikat Güneşini,

    cihatsız ve şehâdetsiz bırakarak lekelemeyecektik.

    Hani! Söz vemiştik Medine’de.

    Hani söz vermiştik..!

    Dünya kardeşliğinin en güzel teşekkül etmeye başladığı Medine’de.

    Kıyamete kadar, tüm müslümanlar kardeş olacaktı.

    Ve bizler, ve bizler…
    ‘Muhakkak ki müminler kardeştir.’ Ferman-ı İlâhisine gönülden bağlanacak,

    Vücudun azâları gibi birbirimizin derdi ile dertlenip, sevinçlerimize ortak olacak,

    ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ düsturuna,

    evrensel komşuluk bildirisine, kardeşliğin en ateşi olarak bakacaktık.

    Hani! Söz vermiştik Rıdvan’da.

    Başımızı tutamayan ellerimizi kökünden kurutacaktık.

    Nemlenmemiş bir gözü, yara almamış, çile çekmemiş bir bedeni,

    Mevlâya sunmayacaktık.

    Mücadelesiz ve vuslata özlemsiz geçen bir günü, yaşanmamış kabul edip,

    doğarken nişanlandığımız ölümle,

    cihad masasında, şehâdet gömleğini giyerek,

    nikâhlanacağımız günün hasreti ile yanıp tutuşacaktık.

    Hani söz vermiştik..!

    Ayaklarımızı vura vura Mekke’ye girerken,

    dinime, namusuma göz diken zalimler tekrar işbaşına gelirse,

    mukaddes beldelere ebreheler tekrar saldırırsa,

    biz de kanatlanıp uçacak,

    Mevlamızın ebâbil kuşları olmaya talip olacaktık.

    Hani! Söz vermiştik Veda Haccı’nda Resulullah’a.

    Cahiliye adetlerini bir daha diriltmemek üzere kökünden kurutacaktık.

    miras bırakılan emanetlere sımsıkı sarılacak,

    Ahkâm-ı Kur’âniyeyi tüm dünyaya hâkim kılacaktık.

    Ahde vefâ gösteremedik Allahım.

    Zihinlerdeki hatırasını çoktan silmiştik.

    Şehâdet mi...?

    Çok uzaktı bizden, tanımıyorduk onu.

    Sözlüklerimizden bile çıkarmıştık.

    Çile çekmeye yanaşmadık.

    Öyle eğildik, öyle eğildik ki…

    Doğrulacak ne bir belimiz, kaldıracak ne bir başımız kaldı.

    Utanıyoruz Allahım…
    Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya utanıyoruz.

    Ahde vefâ gösteremedik Allahım.

    Bunu biliyoruz…

    Ama şunu da biliyoruz ki…

    Rahmet deryanda ufacık bir damlayız.

    Yüzümüz yerde ama..!

    AFFET ALLAHIM..! AFFET…



    Görmesekte birbirimizi,

    Duyamasakta seslerimizi,
    Sakın haa ayrıyız sanma,
    Üzme güzel yüreğini, çaresiz yanma.

    Bir kere gönle giren vuslatı bekler değil mi?
    Söylesene; ayrı yerlerde olsakta baktığımız aynı gökyüzü değil mi?

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •